"Neyse ki bugün kral yok da halk kendi kendini yönetebiliyor," dedi polis.

"Emin misiniz?" dedi Katya, bu kez yüzündeki gülümseme gerçekti. "Ülkenin kaderini etkileyen kaç karara etkiniz oldu? Seçtiğiniz milletvekilleri sizi ya da Avarya'yı ne kadar temsil ediyorlar? Sorması ayıp, şahsi arabanız var mı?"

"Var," dedi nöbetçi.

"İstediğiniz şirketten benzin alabilirsiniz, değil mi? Balkan Petrol'den ya da yabancı bir şirketten..."

"Evet."

"Peki, paranızın Sındırlı ailesine gitmemesini seçebilir misiniz?"

"Anlamadım." dedi kaşlarını çatan polis. "Sındırlı ile benzinin ne alakası var ki?"

"Balkan Petrol'ün hisselerinin yarısı Murat Sındırlı'nın kızı Nesrin Metin'e aittir. Ayrıca yabancı petrol şirketlerinin ülkemizdeki faaliyetleri de yine ona bağlıdır. O size benzin satmazsa arabanız bir hurda yığınına dönüşür."

Nöbetçi polis şaşkınlık ünlemi haricinde cevap vermedi.

"Ya ilaç sektörü?" dedi kadın. "İlaç sektöründe Taymed epeyce büyük bir paya sahip olsa da tekeli yok. Onun ya da dünya devlerinin arasından seçim yapabilirsiniz. Bağımsız laboratuvarların ya da yerel şirketlerin ürettiği bir ilacı ise doktorunuz size asla yazmayacak ve eczanelerde bulamayacaksınız. Diyelim ki bir farmakologsunuz, benzerlerinden daha etkili bir ilaç buldunuz, patentini büyük bir şirkete satmadıkça onu yaygınlaştıramayacaksınız."

"Kansere bir çare bulsam, sanmıyorum ki kimse beni engellesin," dedi polis. "Sonuçta sağlık söz konusu."

"Eğer çareyi dünyada sadece siz bulmuşsanız, engel olmaya çalışır fakat olamazlar. Bir tedavi yöntemi varken daha etkilisini siz bulursanız, engel olurlar."

"Neden?"

"Çünkü ilk durumda adınızı şarlatana çıkarsalar da tedaviye yasak getirseler de sağlığına kavuşmak için sizin bulduğunuz yönteme mecbur olan halk, mutlaka size sahip çıkacaktır. Bu uğurda ayaklanmalar bile çıkabilir. Halkın desteklediği, fakat korkusuzca ve gerçek anlamda desteklediği bir fikrin önünde dünyanın bütün seçilmişleri de gelse duramaz."

"Peki diğer durumda ne olur? Neden bir rakibim varsa, engel olurlar?"

"Çünkü halkın enerjisinin bir kısmı diğer yönteme kaymış olur, zaten ellerinde bir seçenek varken size yeterince güçlü desteklemezler. Seçilmişlerin ise sağlığımız umurlarında değil, emin olun."

"Her şey halkta bitiyor yani," dedi polis.

"Kesinlikle. Propagandalar, eğitimler, vaazlar, çabalar, daima halk içindir. Halk yoksa seçilmişler de yoktur."

"Verdiğiniz bilgileri düşününce," dedi broşürü eline alarak, "Bu simgeler çok daha anlamlı geliyor. Siz, halkı uyandırmaya çalışıyorsunuz."

"Genelde polisler halkı anarşiye sürüklüyorsunuz derler," diye güldü Katya. Nöbetçi ise devam ediyordu.

"... Seçilmiş bir zümre olduğunu göstermek istiyorsunuz. Peki alternatif ne?"

"Halkın gerçekten kendi kendini yönetebileceği bir düzen."

"Ben birkaç yıl öncesine kadar sizin partinize oy veriyordum. Sınıfsız toplum, herkesten yeteneğine göre herkese ihtiyacı kadar, falan filan... Üniformayı giyip şehrin ara sokaklarında gezince insanoğlunun açgözlülüğünün ne boyutlara varabileceğini anladım. Zorbalar, başımızda boş yere değil, içimizdeki zorbayı zapt etmek için var."

Avarya OyunlarıWhere stories live. Discover now