12-ben bir katilim

55 6 35
                                    

"beyaz kafenin orda ol..."

...

aradan 2 gün geçmişti emre hastaneden çıkmış kendine daha dikkat etmeye çalışıyordu Ömer hala emre için ensişeleniyo ama onu destekliyordu

sabah olmuştu Ömer yerinden kalkarak Emre'nin yanına gitti kapıyı araladığında emre yatakta yoktu biraz endişelense bile. belli etmiyerek diğer odalara baktı emre hiçbir yerde yoktu telefonunu çıkarıp aramaya başladı adımları mutfağa doğru gidiyor telefon çalıyordu telefon kapandı telesekreter konuştu aradığınız kişiye ulaşılamıyor buzdolabının önünde duruyordu kafasını kaldırdı

sarı bir post-it magnet sayesinde buzdolabının üzerinde duruyordu magneti bir eliyle tutup diğer eliyle kağıdı aldı magneti geri bırakıp mıklatıs ile yaşıtığından emin olduktan sonra nota baktı

işim var hızlı gelmeye çalışıcağım

ne zaman gelirim bilmiyorum

~emre

ömer derin bir nefes aldı elindeki notu çöpe atıp balkona geçti.

-emreden-

hava soğuktu ellerini ısıtmak için birbirine sürtüyordu gemilerin yük getirdiği bir yerdeydi kimse yoktu ısızdı kısaca
bir ıslık sesi duyuldu bu melodiyi nerde olsa tanırdı emre iç çekti göz yaşlarını sildi elinin tersiyle aydın yürüyerek Emre'ye yaklaştı

"oo kimleri görüyorum birileri karar vermiş"
"verdim aynen sende şimdi sözünü tut"
"hmm ne sözü emre"

2 koruma kollarında hürkan ortada olucak şekilde yürüyüp geldiler aydının piç sırıtışını yüzünün her hattı belli oluyordu.
hürkanı biraz daha yaklaştırdılar
"emre" dedi hürkan, Emre'nin bakışları Aydın'a döndü "sözünü tutmadın" dedi
"sözüm neydiki elinde sonunda benim olucaktın emre bunu ikimizde biliyorduk"
Emre'nin kaşları yukarı kalktı
"ikimizde derken"
"sen ve ben"
"hmm biraz yanlışlar var hürkan ve ben olucak o " hürkan Emre'ye göz kırptı emre ise hürkana bakıp gülümsedi

flashback

"beyaz kafenin orda ol"
"ne oldu emre iyimsin"
"lütfen hürkan acil"
"tamam geliyorum emre"

hürkan arabaya atladığı gibi hızlı şekilde arabayı sürmeyi başladı emrede ağır adımlar ile hastanenin birkaç bina ötesindeki kafeye doğru yürüdü hürkan araba ile gelmiş içeri giricekken emre seslendi "hürkan burdayım"
hürkan kafasını çevirip etrafını bakınca Emre'yi fark edip kafenin yanındaki denize doğru ilerledi emre kendini toplamak için öksürdü hürkan biraz daha yaklaştı

"emre iyimisin hiç iyi durmuyomusun hem arkadaşının yanında değilmiydin sen"
"hürkan..."
dedi emre dayanamayıp hürkana sarıldı omzunu ıslatan göz yaşları hürkanı kısa süreli şok yaşatsada geri çekilmeye emreye sarıldı bir süre öyle kaldılar emre kendini hazır hissettiğinde geri çekildi
meraklı gözlerle Emre'yi dinliyordu hürkan

"nasıl bir tepki verirsin bilmiyorum sana yalan söylediğim için özür dilerim hürkan ama hazır değildim ben çok kötü bişey yaşadım"
hürkan anlamsız bakışları Emre'ye yöneldi
ağzından çıkıcak olan kelimeye bakıyordu
emre iç çekti ve devam etti.
"benim patronum yani aydın bana aşıktı
bunu biliyordum ama bana böyle bişey yapucağını bilemedim"
tekrardan bir yaş süzüldü gözünden o gün geldi aklına o tutmaya çalıştığı inlemeler geldi aklına ve tekrardan bir mide bulantısı

𝖘𝖚𝖎𝖈𝖎𝖉𝖊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin