2-ruhu yakalayabilirmisin¿

127 6 33
                                    

Acı çekmek hem insan hem de hayvanlar için kullanılabilen üzüntülü durum ve halin davranışlara yansıması
.
_
.
Bir adın kalmalı geriye birde kahreden gurbet. Beni affet: Kaybetmek için erken sevmek için çok geç.
.
_
.
insanları insanlar öldürür,
silahlar değil bu devirde sözler
işliyor cinayetleri
katiller değil"
.
.
.

"sevdiğin çocuk orda o odada istesen girebilirsin yanına ama ruhu orda değil ruhu uçup gidiyor ve sen onu yakalayamıyorsun"

-emre yerde kanlar içindeydi

bu dehşet görüntüler bir süre hürkanı şoka uğrtasada hürkan sakinliğini korumaya çalışıp ambulansı aradı

ambulans gelene kadar bir bez parçası bulup kesik olan atardamara bastırıyordu
hürkanın ağlaması şiddetleniyordu

ambulans sireni duyulmaya başladı geldiklerini anlamıştı hürkan Emre'den hoşlandığını yıllar sonra fark etmişti onu kaybedemezdi değilmi

Bir adın kalmalı geriye birde kahreden gurbet. Beni affet: Kaybetmek için erken sevmek için çok geç.

zamanmı donmuştu sesler boğuktu
o hergün boğulmuştu belki şimdi fark eden. bendim

sedyeye bindirdiler Emre'yi birdaha görememe ihtimali vardı hürkanın son görmek istediği görüntü bu muydu peki
beraber yaşlanmak varken daha aşklarını bile açıklamaya zaman olmamışken Emre'nin ölmesi adilmiydi

H.E"efedim efendim bizi duyuyormusunuz"

_hürkan söyle hadi duyuyorum de
o iyi olucakmı diye sor
kaldır şu başını elindeki kandan_

_emrenin kanları elinde onu sen öldürdün hürkan Emre'yi sen öldürdün_

"insanları insanlar öldürür,
silahlar değil bu devirde sözler
işliyor cinayetleri
katiller değil"

hürkanın suçumuydu herşey peki

H.E"efendim kendinize gelin"

sonları böylemiydi bir hikaye dahamı
mutsuz biticekti.
bir hikaye dahamı imkansızlıklarlamı son bulucaktı.

H.E"SAKİNLEŞTİRİCİ GETİRİN HEMEN"

emre her geçen gün dahada ölüyordu
onu öldüğünü göremiyecek kadar körmüydü

gözleri kapandı sonrası karanlık

gözünü açtığında hastanedeydi hürkan kafasını kaldırdı gözünün önüne kanlar içerisinde olan emre geldi
kolundaki serumu çıkartıp bir kenara atıp ayağa kalktı gözü karardı sendeleyerek kapıya doğru ilerledi

danışmaya doğru hızlı adımlarla ilerledi hürkan

"e-emre emre kaarslan odası nerde"
danışmadaki kadın hürkanı kısa bir süzdükten sonra "sola dönün kolidorun en sonunda yoğun bakımda "yoğun bakımmı"

hürkanın başından kaynar sular dökülmüştü emre yoğum bakımdamıydı şimdi
kafasını kadının dediği yere çevirdi göz teması kurmadan "teşekkür ederim" dedi.
ve o tarafa doğru yürümeye başladı

kalbi acıyordu boğazı düğümlenmişti resmen

dün yine yapayanlız dolaştım
yollarda
yağmurda ıslanan bomboş
sokaklarda

her adım attığında eskileri hatırlıyordu hürkan sahi o günlere geri dönmeyimi seçerdi yoksa onu hiç tanımamayımı

gözlerinde yaş kalbinde sızı
unutmadım seni
unutamadım,unutamadım
ne olur anla beni

~flashback~

"hürkan hadi gel yardım et-" diye seslenirken Ali kartopu ile Emre'yi susturmuştu
"hey kafam acıdı ama"

hürkan bu görüntüleri hafif bir gülümseme ile eşlik ediyordu emre bakışlarını hürkana çevirip küçük bir gülümseme bırakmıştı

~flashback end~

hiç tanımlamayı seçseydi emre daha az acı çekerdi.
ama onunla bu günleri yaşamamak kabustan daha öte değilmiydi

yoğun bakımın önüne geldi hürkan mert ve Ali'yi görmüştü onlara aldırış etmeden
kapıya doğru koştu

Ali ve mert fark etmişti hürkanı durdurmaya çalıştılar ama başaramamışşardı hürkan kapıyı yumrukluyordu resmen
"emre ne olur uyan seni sevdiğimi bilmeden gitme burdan emre"

Ali ve mert yerden kaldırdılar hürkanı 3'ü de perişan haldelerdi
doktoru haber verip sakinleştirici vurmak istemişlerdi hürkan karşı gelmiş ve sakinleştirici uygulamamışlardı.

1 saat olmuştu Ömer yemek getirmiş ama kimse ağzına bir gram yemek koymuyordu

kapı açıldı içeriden bir hemşire çıkmıştı hepsi birden hemşirenin yanına gitmişti
hemşire bilgi veremeyeceğini doktorun birazdan bilgi vermek için geleceğini söylemiştidi.

sabırla beklemeye başladılar 10 dakika sonra doktor gelmişti
D"geçmiş olsun artık normal odaya alabiliriz ama hayati tehlikesi devam ediyor 10 dakika bir süre ile ziyaret edebiliceksiniz tekrardan geçmiş olsun"

hürkan doktoru dikkatli şekilde dinlemişti hayati tehlikesi devam ediyor derken bacakları o bedeni kaldıramaz hale gelmişti

~~~~~~~~~~~~~~•~~~~~~~~~~~~~~~

emre o camın arkasındaydı ne kadar yakın olsa bile o kadar uzaktı işte

hürkan hiçbir tepki vermiyor dolu gözlerle Emre'yi izleyip kendisini suçluyordu
"HÜRKAN" diye yükseldi Ömer o kadar dalmıştıki hürkan biraz ürkmüştü kafasını Ömer'e çevirdi "hadi kalk yüzünü yıkıyalım"
hürkan bunu kabul etmişti elini yüzünü yıkamak biraz daha iyi gelebilirdi sanırım
lavoboya doğru ilerlemeye başladılar hürkan yürüyordu bedeni gidiyordu ruhu ise Emre'nin yanında kendini kahrediyordu

suyu açtı avucuda doldurup yüzüne çarptı

~flashback~

"hürkan hadi gel şuna binelim"
hürkan kafasını kaldırıp dönme dolaba çevirdi "ahh o çok sıkıcı ama başka bişey seç"
emre etraafı biraz inceledikten sonra asansör gözüne çarpmıştı "hadi gel o zaman buna binelim" hürkan kafasını çevirdi "bak bu olur hadi gel"

~flashback end~

gözlerini açtı hemen nefes nefese kalan hürkan
"hürkan iyimisin" diye korkulu gözlerle baktı ömer.
"Herkesten yakın olmak istediğin insana, uzaktan bakmak çok zor."

~'~
ruhu uzaklaşıyor hürkan bi an önce yakalamalısın
~'~

bölümler güzel oluyormu
💫🤍
hepinizi çok seviyorum

𝖘𝖚𝖎𝖈𝖎𝖉𝖊Where stories live. Discover now