10-ruhu yaşam enerjisi öldü

55 6 30
                                    

hoşgeldiniz iyi okumalar

bir yaş daha süzüldü yanağından
Ömer elimde kahve ile gelmişti diğer elinde süt vardı Emre'nin ağladığını fark etmişti
ama elinden hiçbir şey gelmiyordu
emre her saat her dakika başı dahada parçalanıyordu ama Ömer'in elinden hiçbir şey gelmiyordu

"al bakalım" diyerek sütü uzattı emre bir bakış attıktan sonra "bu ne" dedi.
"süt"
"süt mü ciddimisin sen"
"ee evet ciddiyim kahve verip uyanıkmı kaldırıcağımı sandın sütü iç uyu"
emre iç çektikten sonra verdiği sütten bir yudum içti.

saat geç oluyordu emre kalkıp zorla Ömer'in yatağına yatırlımayı ikna etmişti
Ömer hala uyanık balkonda son sigarasını içiyordu hürkana söylemesi gerekiyormuydu
bilmiyordu Emre'nin meşhur gülüşleri yerini
göz yaşları aldığından beridir doğru düzgün birşey düşünemiyordu tutuğu nefesi bıraktı
dışarı baktı korkuluklara yaslanarak.
her zamanki gibi yağmur çiseliyordu
emre uyuduğu için göz yaşları susuyordu
ama bence bu suskunluk tanrıyı bile etkilemiş onun yerine gök ağlıyordu
ona söylemişti birşey olucak diye
olmaz dedi emre olmaz dedi.

saat gece 2.30 veya 3 olması gerekiyordu
hala uyanıktı Ömer ne yaptığı belirsiz yine sigara içiyordu elinde sıcaklık hissettiğinde
sigarasını içmeyi unutmuş sigarası biterek parmaklarını yakmaya başlamıştı
sigarayı aşşağı atıp yerine yatmaya gitti
Emre'yi uyuttuğu odada ses geliyordu
içeri girdi emre gözleri kapalı terlemiş ve oldukça korkmuştu kabus görmüştü emindi
yavaşça saçlarını okşadı emre gözleri aralandı ve gene o ses "dokundu bana Ömer"
sürekli bunu tekrar ediyordu.

...

sabah olmuştu Ömer kahvaltıyı hazırlamış
Emre'yi uyandırmak için odasına girmişti
emre uyanıktı ve tavana bakıyordu derin bir nefes alarak yanına yürüdü
"emre hadi kahvaltı hazır gel"
emre bakışlarını Ömer'e çevirerek
"bişey yemek istemiyorum Ömer"
Ömer iç çekerek yanına geldi yorganı üstünden atıp Emre'yi oturur pozisyona getirdi "yemek yemelisin emre yorgun düşeceksin" emre ayağa kalktı banyoya doğru hiçbirşey demeden ilerledi.

Ömer sofrayı oturmuş Emre'yi bekliyordu içeriye girdi emre sofraya oturmadan bir bardak su içerek balkona geçti
Ömer iç çekişi ile yemek yemeye başladı

Ömer yemek yedikten sonra bulaşıkları makineye koyup Emre'nin yanına ilerlerken
içeriden telefon çalma sesi geldi içeri baktığında Emre'nin telefonu çalıdığını ve hürkanın aradığını görünce hızlı adımlarla balkona geçti emre oturmuş dışarı bakıyordu Ömer içeri girince bakışları Ömer'e döndü
elindeki çalan telefonu eline alıp açtı.

"alo hürkan kusura bakma zor yetiştim"

"sorun değil emre ee ne zaman geliyorsun"

"hürkan ben biraz daha durucağım kusura bakma arkadaşının bir yakını ölmüş destek çıkmak istiyorum en kısa zamanda geliceğim"
ruhu yaşam enerjisi öldü Emre'nin

"tamam canım başı sağolsun sen iyimisin biraz daha"

"dostlar sağolsun iyiyim ben ha bekle kapatmam gerek gene ağlıyor görüşürüz hürkan"

"görüşürüz emre"

emre telefonu kapatıp tekrardan dışarı baktı
çocuklar okuldan geliyor bağzıları tek başına bazılarının aannesi yanında
ve gözü kararıyor bu sefer görüntü gelmiyor aksine seslerde azalıyor ve canı yanıyor.
sanırım sandalyeden düştü sırtına ağrı giriyor.

...

gözleri tekrardan aralanıyor sesler duyuluyor
ardından beyazlıyan görüntü yaşaca geliyor
gözleri açıldığında beyaz ışık gözlerini kamaştırıyor biraz dikilmeye çalışıyor
acıyla inliyor bir el belinden tutuyor
etrafa bakınca ömerinde yanında olduğunu fark ediyor "Ömer" Ömer tekrardan oturarak Emre'ye bakıyor " efendim emre" göz teması kurup tekrardan konuşmaya başlıyor emre
"noldu ben nerdeyim" Ömer derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başlıyor
"sen yemek yemeyip ha bide benden gizli yediklerini kustuğun için ve uykusuz kaldığın için bedenin halsiz düşmüş haliyle, bayıldın birden hastaneye geldik serum taktılar ve dinlenicekmişsin"
emre onaylar şekilde başını salladı
birşey diyeceğine Ömer kadını kesti "ben kantine iniyorum burdan ayrılma"
nasıl ayrılıyımki burdan
"nasıl ayrılıyımkide deme ben seni biliyorum bişey yaaprsın çıkarsın sen bişey istiyormusun" emre kısa bir düşünmenin ardından "teşekkür ederim birşey istemiyoru m Ömer" Ömer oturduğu sandalyeden kalkıp kapıya doğru ilerledi emre Ömer'in bileğini tutması ile durdu önce bileğine sonra emreue baktı ve konuşmasını bekledi
"biliyorum bunu dememden bıktım ama teşekkürler Ömer yanımda olduğun için"
Ömer buruk bir gülümseme bırakarak
"yanında oluvağım emre merak etme ne olursa olsun yanındayım" Ömer Emre'nin bileğini çektikten sonra tekrardan yürüdü arkasından emre bağırdı "ayran alsana"
Ömer gülerek dışarı çıktı emrede gülerek ona eşlik etti.

15 dakika oluyordu Ömer hâlâ gelmemiş Emre'nin gözleri kapanıyordu tavana bakıp o günü biraz kenara koymuş hürkana birşey söyleyip söylemeyeceğini düşünüyordu.
kapı açılma sesi geldi ömerdir diye düşündü
"aldınmı ayran bari" diyerek bakışlarını tavandan çekemeden güldü
"aldım aldım almaz olurmuyum"
gülmesi kesildi Emre'nin çünkü bu ses Ömer'in değildi gözlerini kapatıp oturur pozisyona geçti aydındı bu sallanarak geldi yanına sandalyeyi çekip oturdu emre yatağın ucunda duruyordu aydın elini uzattı Emre'nin yüzüne emre yüzünü geri çekip gözlerini kapadı.

"naber katil"

bu bölüm burda bitti beğenmişsinizdir umarım
beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın
birdahaki bölümlerde görüşmek üzere.

𝖘𝖚𝖎𝖈𝖎𝖉𝖊Where stories live. Discover now