[22. Bölüm]

274 24 36
                                    

•Burak, Ayaz'ın yanına gidiyordu fakat benim içim hala rahat değildi

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.


Burak, Ayaz'ın yanına gidiyordu fakat benim içim hala rahat değildi. Bu işi, bu hale getiren kişiye ayrı sinirliydim.

Mail'a girdim ve hızla cevap vermeye başladım.

İnternet üzerinden beni tehtid eden birinden neden korkayım? Söylesene.

Lütfen aileme zarar verme. Çok korkuyorum(!)

Korkak.

Böyle bir sürü geri cevap yazdıktan sonra bilgisayarımı kapadım ve telefonumu alıp şirketten çıktım.

Karşı şirketin konumunu zaten biliyordum. Arabama binip telefonumdan konumu açtım ve karşı şirkete doğru ilerlemeye başladım.

Şirketin önüne geldiğine arabamdan indim ve kapıları kilitledim. Koşarak şirkete girdiğimde giriş kısmında gördüğüm o görüntü ile kalbim korkudan daha hızlı atmaya başlamıştı.

Burak, Ayaz'ı tutmaya çalışıyordu fakat tutmakta zorlanıyordu. Ayaz ise karşısında ki adama saldırmaya çalışıyordu.

Ayaz şimdi gidip karşısında ki adama şiddet uygulasa bu hem şirket için hemde Ayaz için büyük bir problem olurdu.

Karşısında ki adamın gözleri ben bulduğunda yüzünde alaycı bir ifade vardı.

"Ooo! Asistan gelmiş." Diyip ellerini birbirine çarptığında Ayaz ve Burak'ın bakışlarıda beni bulmuştu.

Ayaz duraksamış, büyük ihtimalle benim neden burada olduğumu sorguluyordu.

"Mesajlarımdan çok etkilenmişsin, gözlerim yaşardı." Diyip sahte bir üzüntü takıntı suratına.

Pislik.

Yutkundum.

"Korkak olduğumu falan söylemişsin." Diyip konuşmasına devam etti.

"Korkak mıyım ben?" Dedi gözlerimin en derinliklerine bakarak.

"Eğer korkak olsaydım," Diyip belinden silah çıkardı ve bana doğrulttu.

"Sakın!" Diye adeta tısladı Ayaz.

Fakat adam onu duymamazlıktan gelmeyi tercih etmişti.

"Eğer korkak olsaydım, bu silahı sana böyle doğrultabilir miydim?" Diyip tekrarladı kendini.

Ağzımı açıp konuşamıyordum bile çünkü ilk defa bir silah bana doğrultulmuştu ve her an ateş edebilirdi.

"Korkak olsaydım, bu tetiği çekebilir miydim?" Diyip tetiği çekti. Ayaz haraketlenmeye başladı.

"Sülaleni sikerim lan senin!" Diye adamın üstüne çullanmaya çalışmıştı fakat Burak onu tutuyordu.

"Vakit doldu, sen davaları geri çekmeleri için kılını bile kıpırdatmadın." Diyip silahı salladı.

Yüzünde hala iğrenç bir sırıtış vardı.

"Şimdi cezanı ödeme vakti."

Bir silah,

Bir kurşun,

Ve vurulan bir kişi.

O kişinin ben olduğumu tahmin etmesi zor değil, öyle değil mi?

Omzumdan akan sıvı ile ellerim omzumu buldu. Elime değen sıvıdan sonra ellerime baktım.

Kan.

Dizlerimin üstüne çöktüm ve yere yığıldım. Ayaz yanıma koştu.

O da benim gibi dizlerinin üstüne çöktü.

Ellerini omzuma götürdü.

"Hayır, hayır, hayır!" O bunları söylerken gözlerim buğulu görmeye başlamıştı bile.

Arkasına baktığımda güvenlik görevlilerin silah sesiyle bulunduğumuz yere geldiğini ve beni vuran o cani adamı tuttuklarını gördüm.

Gözlerimden bir yaş süzüldü.

Gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum.

"Kapama gözlerini." Saçlarımı okşamaya başladı.

"Kapama o güzel gözlerini." Duyduğum sözler ile zorda olsa gülümsedim ve gözlerimi istemeden de olsa kapadım.

Son duyduğum şeyler ise, Ayaz'ın milyonlarca kez "Özür dilerim" demesiydi.

Bölüm sonuu🫡

Bölüm hakkında düşünceleriniz?

BORSACI BEYDonde viven las historias. Descúbrelo ahora