[18. Bölüm]

271 19 15
                                    

Burak, bana gün içinde dosyaları PDF olarak atmıştı. Ben ise şu an attığı PDF'leri okuyordum.

Aslında hepsini okumuştum fakat nedense tekrar okumam gerekiyormuş gibi hissetmiştim.

Sınavlara çalışırken böyle olsaydın herhalde şu an 'Zeki' derlerdi. Diyen yokta.

Önümde, kâğıtlarla ilgilenirken birden içeriye biri girdi. Hızla kafamı kaldırıp öküz gibi içeriye giren kişiyle şaşırsamda belli etmemeye çalıştım.

Borsacı Beyimiz.

Adamın bir ismi var ya hani?

Ayağa kalktım, "Bir isteğiniz mi var Araz bey?" Diyip gülümsedim.

"Evet,var. Şirketimden şimdi gidiyorsun." Dedi kapıyı kapatım.

"Bir hatam mı oldu efendim?" Diye sordum anlamaz bir tavırla.

Show Tv: Sen gel, yarın bizimle işe başla.

"Senin burada çalışmaya başlaman baştan bir hataydı." Dedikten sonra masama yaklaşmaya başladı.

Boğazımı temizledim. "Ne yanlışımı gördünüz?"

Eliyle yüzünü sıvazladı, "Sabrımı mı sınamaya çalışıyorsun?"

İçimden, "Evet ve bence bunu çok iyi bir şekilde başarıyorum." Demek gelsede diyemedim.

"Olur mu öyle şey. Siz ne derseniz o. Unuttunuz mu, iletişimide siz istediğiniz için kesmiştik?" Diyip elllerimi önümde birleştirdim ve yüzüme sahte bir gülümseme takındım.

"O olay yüzünden buradasın değil mi?" Diyip tek kaşını kaldırdı.

Onu nasıl yaptın lan? Kaç senedir deniyorum olmuyor. Tek kaşımı kaldıramıyorum.

"Hangi olay? Unuttum ki?"

"Haaa, unuttuğun için her konuştuğumuzda o olaya değiniyorsun yani?" Bu sefer kaşlarını çatmıştı.

Bu adamın kaşlarıyla alıp veremediği ne vardı?

"Siz, o olaya değinirseniz eğer ben o olaya değinmekten asla çekinmem Araz Bey."

O olay, o olay, o olay! OLAY OLAY OLAY!

"Öyle olsun Beyza Hanım. Dediğim gibi, bugün değilde hadi yarın olsun. Yarın çıkışını elbet yapacaksın." Diyip beni işaret etti.

"Öyleymiş tamam." Diyip kıkırdadım ve omuz silkip önümde ki dosyalara geri döndüm.

Araz'a baktığımda hala odamdaydı ve bana kıpkırmızı olmuş suratıyla bakıyordu.

Dur bir dakika. Ben onu dışımdan mı söyledim?

"Sen dalga mı geçiyorsun benimle?" Dedi açmak üzere olduğu kapından elini çekerken.

"Haşa! Olur mu öyle şey? Siz benim patronumsunuz." Dedim olayı toplamak istemiş gibi.

"Sabır, sabır, sabır!" Dedi kapıyı açarken.

"Amin." Dedim mırıldanarak.

"Bak hala!" Diyip kapıyı tekrar kapadı.

E çık artık odadan! Çıkmazsan duyarsın.

Odada duran adamdan nefret!

Tekrar mırıldanıp odadan çıktı.

Ve ben, yine sıçma tehlikesini son anda atlatmış biri olarak tekrar koltuğa oturdum ve dosyaları incelemeye başladım.

Allah belamızı verdi.

Dur bir dakika, annem benim bu kadar çalıştığımı görseydi ağlardı herhalde?

Bölümü kontrol etmedim. Hemen atıyorum, o yüzden hatalar varsa kusuruma bakmayın.

Bölüm hakkında düşünceleriniz?

Bölümün uzunluğu iyi mi sizce? Hep böyle olsun mu?

Sizi çok darlamak istemiyorum fakat, sizce sınır koymalı mıyım?

Görüşürüzz🐥

BORSACI BEYOnde histórias criam vida. Descubra agora