36. BÖLÜM "Acı ve Tatlı Hayat"

21.5K 1.3K 122
                                    

Merhaba dostlar. Yeni bir gün yeni hafta ve Kaçak günü

Çoğumuzun sabırsızlıkla beklediği On Bir Aydan daha Hayırlı Ramazan ayına gireceğiz bu hafta. Allah oruçlarımızı ve dualarımızı kabul eder inşallah.

Bölüm ithafım hikayeyi yeni keşfeden ve güzel sözleri ve yine medyadaki beni mest eden afişiyle @megakitap Ayşegül Orhan'a

bu güzel afiş için çok teşekkürler canım

Ve dinlemek isterseniz diye Medyada

bence özellikle bölümün sonuna gayet uygun bir müzik FARİF FARJAD'dan BABASININ KIZI adlı nefis bir keman ve piyano dinletisi var. Ben bu adamın çaldığı her parçaya hastayım. Hala tanımayanlarınız var ise çok şey kaçırıyorsunuz bence. Klasik müzik severlere duyurulur.

İYİ OKUMALAR (:-)

---------------------


Sıradan bir günün sıradan bir gecesindeydiler. Günler günleri kovalıyorken, gündelik işlerini hallede dursun çiçeği burnunda taze evliler Devran ve Narin, aşklarını da dolu dizgin yaşıyorlardı.

Şerif gideli iki haftayı geçmişti. Onun gelişiyle gizli sandıklardan yeniden çıkan acılar derin izler bıraksa da alışmıştı adam. Artık eskiyi düşünüp kahrolmayacak ve yoluna bakacaktı. Yalnız değildi bir kere. Sevdiği, karsı yanındaydı. Onun için de yaşayacaktı Devran. Narin ise her anında kocasının yanında yer alıyor her acısına elinden geldiğince ortak olmaya çalışıyordu. Emanet bırakılan mektup ise hiç dokunulmamış öylece duruyordu kapalı bir kutu içinde. Devran için bir ihanet yaşanmışsa geri dönüşü olmazdı kolay kolay. Babası onun için bitmişti.

Ekber ağa taşa kazır gibi kazımıştı Devran'ın yüreğinde hiç silinmeyecek kara yazısını.

Eski acılar unutulmazdı belki ama zaman kavramı her yaşanılan acı, tatlı olayların üstünü bir şekilde kapatıyordu. Kötü olanları değil güzel anıları hatırlayarak yad ediyorlardı sevdiklerini artık. Devran çocukluğundan ve gençlik yıllarının en güzel anılarından bahsederken arada hüzünlense de mutluydu. Narin kötü, çirkin ne varsa geride bırakmış tıpkı Devran gibi mutlu olduğu zamanlardan anıları döküyordu bir bir. Yeni evli aşık çift hem dünü, hem bugünü yaşayarak ve anlatarak bir birlerini daha iyi tanımaya çalışıyorlardı.

Mutlu ve huzurlu geçecek bir ömür için, yarınlarını tesis eder gibi özenle davranıyorlardı.

*-*-*-*-*-*-*-*-*

Akşam yenen lezzeti tadı damağında kalan soğuk ayran aşı çorbası, kayık şekli verilmiş kabakların içinde tavuk ve yine üzerinde krema dolgulu, kremalı tavuklu kabak yemeği, sebzeli pilav ve Devran'ın maharetli ellerinden çıkan mevsim salatayla adam şişmiş karnını ovuşturma kıvamına gelmişti velhasılı kelam.

Karısına mutfakta sözde yardım bahanesiyle içeri süzülmüştü ama yine sayesinde yemeği bir saat geç yemek zorunda kalmışlardı. Narin önceden yaptığı çorbanın haricinde ana yemek ve pilavı hazır ederken Devran hiç rahat durmamış ve ona dokunmadan geçememişti. Eh, haliyle Narin'in bir buçuk saatte hazırladığı üç yemeğe karşılık kocası salatayı anca bitirebilmişti. Devran uyuşuk yada beceriksiz değildi bilakis bilerek ağırdan alıyor oyalandıkça oyalanıyordu mutfakta. E, bu aşamada arada sırada elleri karısının bilumum yerlerine çarpıyordu, ama suç onun değildi ki?.. Karısı da bu kadar güzel ve tatlı olmasaydı.

Dört buçuk metre uzunluğunda ve 4 metre enindeki mutfak adama sanki dar gelmiş gibi her ne hikmetse karısının dibinden ayrılamıyordu. Narin'in bu durum hoşuna gidiyor olsa da, yemeğin geç pişirme telaşı yüzünden arada kaşlarını çatıyor ama adamın çapkın bakışlarıyla yelkenleri suya indirmek durumunda kalıyordu.

KAÇAK✔FİNAL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin