16; sizin için kendi dünyamı bile yakarım

1.1K 182 55
                                    

Denize karşı bir bankta, başımı Taehyung'un omzuna yaslamış oturuyordum.

Güneş henüz doğmadığı için etraf hafiften karanlıktı ve soğuk rüzgar içimize işlerken, bizden çıt çıkmıyordu. Sağ elimde, yakmış olmama rağmen bir fırt bile çekmediğim sigaram duruyordu. Kendi kendine bitiyordu ve ihtiyacım olmasına rağmen içesim gelmiyordu.

Havanın boktanlığı yüzünden normalinden daha dalgalı denize bakarken, ne yaptığımızı sorguluyordum.

Sabahlama sözüne rağmen gece uyuyakalan arkadaşlarımı uyandırıp eve göndermiştim ve kendim de buraya gelmiştim. Taehyung da bir saat kadar önce beni aramış ve uyuyamadığını söyleyerek yanıma geleceğini söylemişti.

Ve şimdi buradaydık. Başım onun omzunda dinlenirken, ikimiz de manzarayı seyrediyor ama asla konuşmuyorduk.

Konuşacak çok şeyimiz olmasına rağmen dertlerimize derman olamayacağımız için sessizdik.

Yanımda olması yetiyordu. Böyle olmaması gerektiğini biliyordum ama gerçek şuydu ki, ona ihtiyacım vardı. Varlığını hissettirmesine, bana yol göstermesine ihtiyacım vardı. Yalnızlıktan hoşlanmazdım ve hayatım bugün tamamen değişecekken, onsuz yapamazdım.

Ne kadar güvenilir olduğu tartışılırdı. Samimi davranıyor ve kendinden emin sözler veriyordu ama beni defalarca kez yarı yolda bırakan da oydu. Ona öylece güvenemezdim ama çabalamasına izin veriyordum.

Eşimdi ve artık bir bebeğimiz vardı. Birlikte kat edeceğimiz çok yol vardı. Ona en iyi geleceği sağlayarak büyütecektik ve biliyordum ki, bebeğimiz de bize birçok şey öğretecekti.

Deli gibi korktuğum ama bir o kadar da yaşamak için sabırsızlandığım şeydi bebek yetiştirmek.

Yakında 22 yaşıma girecektim. Evli ve baba sahibi olarak. Gezip tozmam gereken yaşlarda, bir aile kurmaya çalışıyordum. Kendimi çocuk olarak görüyordum daha. Kendi sorumluluklarımı bile görmezden gelebiliyorken, daha yaşını doldurmamış bir bebeğin sorumluluğunu almak çılgıncaydı.

Taehyung da hazır değildi, biliyorum. 28 yaşında olması bir şeyi değiştirmezdi. Olgun olabilirdi fakat hiçbir bilgisi yoktu ve kendini baba olmaya hazırlamamıştı bile. Tüm hayatını kendini işe adayan, ailesini memnun etmek için çabalayıp duran bir adamdı o.

İkimiz öyle farklı adamlardık ki, birbirimizle ne bok yemeye evlendik diye düşünüyordum bazen. O tam bir işkolikti, ben ise arkadaşlarıyla gününü gün etmek isteyen bir genç. Çok farklıydık ve bu bize hep sorun yaratıyordu. Dünyalarımız ve kafa yapılarımız çok farklıydı, asla ortada buluşamıyorduk.

Eh, bu birbirimize gerçek anlamda hiç şans vermediğimiz için de olabilirdi tabi. Hiç birbirimizi yaşamamıştık ki biz. Hep kavga vardı. Hiç birbirimizi gerçek bir evli çift olarak görmemiştik. Çok hatamız vardı birbirimize yaptığımız. Düzelir miydi bilmiyordum.

Birlikte aşacağımız çok yol vardı, bundan emindim. Birbirimize çok şey öğretecek ve çok şanslar verecektik. Benden hoşlanıyordu ve hisleri karşılıksız değildi. Aşka dönüşür müydü bilmiyordum ama biz öyle yada böyle kavuşacaktık. Bunu, hala bebeğimiz yapacaktı.

Ah, artık rahatlıkla bebeğimiz diyebiliyordum. Çünkü ne kadar deli gibi korksam da onunla tanışmak için sabırsızlanıyordum. Çocuk yaşımda girmişti hayatıma ve ne yapacağımı asla bilmiyordum ama onunla çok şey öğrenecektim.

"İyi ebeveynler olalım, Taehyung." diye mırıldandım sessizce. Bunu, ona mecburduk.

Kucağımda duran ellerimi kavradı ve okşadı hafifçe. Bakışlarımı ellerimize çevirdim ve her bir dokunuşunda, içimin titreyişini hissettim.

Vernem Nidahen | TaekookWhere stories live. Discover now