14; bebeğimiz olacak

1.5K 224 161
                                    

Bu hayattaki en büyük şanssızlığım, ailemdi.

Çevremde gördüğüm her mutlu aile tablosu kalbimi sızlatır ve kalbimi kırardı. İzlediğim bir filmdeki sahne, okuduğum kitaptaki bir cümle bile gözlerimi doldururdu. Hiçbir zaman mutlu bir aile kuramayacağım gerçeği ise ikinci en büyük şanssızlığımdı.

Taehyung'la mutlu olamayacağım aşikardı ve yakın bir zamanda boşanacaktık. Yollarımız ayrıldığında ve kendi hayatlarımıza döndüğümüzde, benim için hiçbir şey düzelmeyecekti. Ailemden kurtulamayacaktım ve başka biriyle de ilişkiye başlamayacaktım.

Sevgisiz büyüyen bir çocuktum. Bana uzatılan eli anında kavramış ve kendimi ona teslim etmiştim. Daha kötüsü olamaz diyerek evlenmiştim onunla. Şu dünya üzerinde benim ailemden daha kötü biriyle tanışmayacağımı düşünmüştüm. Eh, aptallığımın bedelini ödemem çok da uzun sürmemişti.

Taehyung'un ihanetiyle yere bir kez daha çakılmıştım ve biliyordum ki, onun yüzünden başka birine asla güvenemeyecektim.

Her zaman bir takım olduğumuzu düşünürdüm. Birbirimizi sevmezdik ama birbirimizi korur ve arkamızı toplardık. Anlaşmalar ve çıkarlar uğruna yapsak da iyiydik işte. Tabi, bu durum son zamanlarda bozulmuştu ama ilk evlendiğimiz zamanlar çok daha iyiydik.

Şimdi ise yapayalnızdım ve içinde bulunduğum köşk bana çok yabancıydı. Arkadaşlarım yanımda olsa daha iyi hissedebilirdim ama Taehyung'un annesi bizi bu sabah dışarıda konuşurken yakalamış ve onları eve yollayarak bizi içeri almıştı.

Kendi aramızda konuşup halletmemiz için yalvarsam da bu konunun hepimizi ilgilendirdiğini söylemişler ve yalvarmalarımı görmezden gelip ailemi aramışlardı.

Şimdi ise salonda oturmuş benim ailemi beklerken, Taehyung'un ailesi tarafından ilgiye boğulmasını izliyordum sessizce.

Hani demişti ya bu hayattaki en büyük şanssızlığım ailem diye. Taehyung'un en büyük şansı ise ailesiydi.

Ne yaparsa yapsın onu destekleyip kollayacak, onun için tüm mal varlığını gözden çıkaracak, hatta kendilerini feda edecek bir aileye sahipti. Taehyung'u çok seviyorlardı ve ben bunu kıskanmadan edemiyordum.

Böyle olmak için neyim eksikti? Baba derken bile boğazım düğüm düğüm oluyordu.

"İyisin değil mi? Yüzün sararmış sanki." dedi Taehyung'un annesi endişeyle.

İçeri girdiğimizden beri böylelerdi. Taehyung, anne ve babasının ortasına oturmuştu ve ikisi de onunla bir bebek gibi ilgileniyordu. Ben ise karşılarında onları izlerken, kendi ailemi bekliyordum. Gelir gelmez kırıcı cümlelerini kurup nefretlerini kusacak ailemi.

"İyiyim anne. Sabaha kadar merdivenlerde oturduk, üşüdüm sadece."

"Çorba yapmamı ister misin? İstediğin başka bir şey varsa söylemen yeterli." dedi annesi tekrar.

Gözlerimin dolmaması için uğraşırken başımı eğerek tebessüm ettim. Bana karşı anlayışlı olmalarını beklemiyordum ama sırf evi terkettim diye görmezden gelinmeyi de hak etmiyordum. Bir kez olsun nasıl olduğumu sormamışlardı. Sadece göz ucuyla attıkları yargılayıcı bakışlar vardı.

"Dışarı buz gibi. Neden dışarıda konuşmak zorundaydınız ki?" dedi babası gözlerini üzerime dikerek. Annesi de bana baktığında, "Üzgünüm, ben istemiştim." diye mırıldandım.

İkisi de ilgilerini Taehyung'a çevirdiğinde, bacağımı salladım. Ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. Zaten iyi değildim ve böyle davranmaları beni daha çok üzüyordu.

Vernem Nidahen | TaekookWhere stories live. Discover now