Bölüm 95

277 38 3
                                    

***
Kulenin merdivenlerinden teker teker çıkmaya başladım. Bayağı uzun sürdü.

Neden bu kadar merdiven yapmış?!!

Ve merdivenlerden çıkmayı bitirdiğim vakit beni, sandalyede sakin bir şekilde oturan Mutlak Güç karşıladı.

Elindeki kitabı sanki normal bir gündeymiş gibi okuyordu.

Kaşlarımı çattım ve kutsal gücümü ona karşı kullandım.

Ölmesini dilemiştim ama etki etmedi.

(Mutlak Güç) "Sana demiştim Liberosis, güçlerimiz birbirimize etki etmiyor."

Büyük bir sinirle ona baktım. "O zaman beni nasıl öldürebileceğini düşünüyorsun?"

Kitabını kapattı ve yanındaki satranç masasının üstüne koydu. "Benim amacım seni öldürmek değil, sadece gücünü almam lazım. Geri kalan hiçbir şey umrumda değil. Öldürmem gerektiğinde öldürürüm ama şu an öyle bir durum yok."

(Heather) "Sen gördüğüm en kötü varlıksın."

Boş bakışlarla bana baktı. "Sanırım, evet öyleyim. Hakkım olanı geri almak için çok çabaladım, sonunda bir kötü oldum."

Büyük bir öfkeyle bağırdım. "Yaptıklarını bahane bulmaya çalışma!!"

Hafifçe gülümsedi. "Öyle bir şey yapmaya çalışmıyorum ama istediğini düşünebilirsin."

Kemerime taktığım hançeri çıkardım. "İkimiz de güçlerimizi kullanamıyorsak başka şekilde savaşmalıyız."

(Mutlak) "Ben satranç oynamayı tercih ederim aslında."

Ona doğru hızla yaklaştıktan sonra hançerimle saldırdım.

Hançeri tuttuğum elimi sıkıca tuttu. "Beni savaştığın diğer varlıklarla karıştırma, milyarlarca yıl yaşamış ve her şeyde çok iyi olan bir varlığım ben!"

Kafa attım, evet evet öyle yaptım.

Zaten yakınımdaydı fırsat bu fırsat dedim ve geçirdim.

Burnuna yediği darbeyle elimi sıkmayı bırakmıştı, bu sayede geri çekilebildim.

Burnundan akan kana dokundu ve şokla bana baktı. "Sen, ne cüretle!"

Ah, şimdi rahatladım işte.

Satranç masasının diğer tarafında bulunan sandalyeye oturdum. "Sanırım gerçekten de şu oyunu oynamamız lazım. Başka türlü beni yine şeytanları öldürmekle tehtit edeceksin."

Mutlak Güç sinirliydi, ifadesiz yaptığı yüzünde sonunda bir duygu görebildim.

Hem de öfke duygusu, ne güzel!

(Mutlak Güç) "Madem benimle satranç oynama niyetindeydin neden saldırdın?!!"

(Heather) "Çünkü senden fena hâlde nefret ediyorum."

(Mutlak Güç) "Sakin olmalıyım, sakin olmalıyım, sakin olmalıyım..."

***
Satranç taşları diziliydi. Ben siyah taşlara sahipken o, beyaz taşlarla oynayacaktı.

Hazırladığı büyülü sözleşmeyi bana uzattı.

Şartlarını dikkatlice okudum ve üzerine başka bir büyü yapılmış mı diye kontrol ettim.

Sözleşmede oyunu kazanan tarafın, diğer tarafa istediğini yapmakta yükümlü olduğu yazıyordu.

Oynamaya başladık.

Mutlak Güç garip bir varlık ve hayal ettiğimden farklı bir karaktere sahip.

Tamamıyla vahşet isteyen bir kötülük değil, sadece kendi çıkarları her şeyi yapabilecek bir kapasitede.

Yazdığım Romanın Kötü Kadını Oldum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin