Charles'ın gözünden
Heather'ın dediklerine nasıl tepki vereceğimi bilemedim.
Haklıydı ve doğruyu söylüyordu, biz asla sevgili olmayacaktık.
Ama nedense üzerimde biraz baskı hissediyorum.
Doğru, üstümde 1 ton ağırlığında bir taş varmış gibi hissediyorum.
Neden, kolayca böyle bir şeyi söyleyebiliyor?
Aslında böyle demesi çok normal ama sinirlerimi bozuyor.
Ona aşık değilim, onunla asla sevgili olmayacağım.
Her gün bunu kendime tekrarlıyorum.
Sanırım artık daha çok tekrarlamalıyım.
Heather'ın gözünden
Bana bir şey söylemeden öylece bakan Charles, sonunda bakışlarını kaçırmıştı.
Söylediğim şeye karşılık Trice ise "Ah evet, öyle bir şey söylediğini hatırlıyorum." dedi iyi bir oyunculukla!
Tabii ki Veliaht Prens dediğime inanmamıştı, gülümseyen bir şekilde bana bakıyordu.
Bu gülümsemenin tatlı bir gülümseme olduğunu düşünmeyelim ama!
Trice'e doğru döndüm. "Eee, bulabildin mi bana bir takma ad?"
Bozulmuş bir yüzle konuştu. "Bulamadım, isminin kısaltmasını yapamıyorum."
"Hmmmm, bunun için bir uzmana danışmalıyız." dedim düşünceli bir tavırla.
"Uzman derken kimden bahsediyorsun?" Trice baya heyecanlanmıştı.
"Frances'a soralım, o eminim ki bana güzel bir takma ad bulur."
Yanımızda hareketlenen Charles karşı çıktı. "Eminim ki o adam sana güzel bir takma ad bulamaz, ben sana bulurum!" dedi.
"Heh? Bulabilir misin cidden?" dedim şaşkın bir şekilde.
"Benim için çocuk oyuncağı!" dedi bilmiş bir tavırla.
Trice'e baktım, onaylar bir bakış attı.
"Pekâlâ, o zaman lütfen bana bir takma ad bul." dedim heyecanla.
Acaba nasıl bir isim bulacak? Umarım havalı bir takma isim bulur.
"Heidi nasıl olur?" dedi Charles bir deha edasıyla.
Ne? Heidi?
Hani şu Alp Dağları'nda yaşayan Heidi!
Hani şu çizgi film karakteri olan!!
Bu dünyada öyle bir hikaye yoktur eminim ki ama benim dünyamda var!
Kahkahalara boğulan Trice aynı zamanda konuşuyordu. "Ben bayıldım bu isme, bundan sonra sana Heidi diyeceğim!"
Hayır, hayır! Bu gerçek olamaz!!
"Be-bence Heather demeye devam edin bana!" dedim telaşlı bir biçimde.
"Beğenmedin mi?" diye hayal kırıklığıyla soran Charles'a baktım.
"Şey, bu isim bana uygun değil bence! Üzgünüm. Yani bulduğun isim kötü demiyorum."
"Belki koyunları olsaydı uygun olabilirdi." diyen Trice'e ters bir bakış attım. Charles anlamamış gibi görünüyordu.
Okulun önüne geldiğimizi fark edince derin bir nefes aldım.
Bugün de entrikalarla dolu geçecekmiş gibi hissediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazdığım Romanın Kötü Kadını Oldum!
FantasyPopüler ve yetenekli bir yazardım. Ama bu, en başından beri mükemmel yazdığım anlamına gelmiyordu. Yazdığım ilk roman "Tanrıça'nın Çiçeği" en kötü eserimdi. Acemice yazdığım bu kitabın kötü kadını mı oldum?! Herkesin nefret ettiği bir kişi olarak ya...
