Bölüm 88

462 64 18
                                    

Medya: Henry

Acil bir durum da ne olabilir ki?

Yoksa Henry onu karanlıktan çıkarmamız için bizi kandırmaya mı çalışıyor?

Her türlü şekilde risk alamayız ve Henry de bunu biliyor.

Yalan söylediğini düşünüyorsak bile onu çıkartmamız lazım.

Biraz daha beklemek istiyordum oysa ki.

Daha onun yüzünü görmeye hazır değilmişim gibi hissediyorum.

Agonant buraya koşarak gelmiş olmalı, hızlı nefes alıp verişleri bunu gösteriyor.

Aceleci bakışları var ve hiç hayal edemeyeceğim kadar ciddi.

Ayağa kalktım ve yalan söylemediğinden emin olmak istercesine sordum. "Acil bir durum mu? Öncelikle bana bu acil durumu söyler misin?"

Bakışlarını kaçırmadı ve kendinden emin tavrıyla konuştu. "Eğer şimdi söylersem abimi orada tutmaya devam ederdin değil mi? Bu yüzden abimi çıkartman karşılığında söyleyeceğim. Ayrıca çok önemli olduğunu da belirtmem lazım."

Ayağa kalkmış olan Charles, büyük bir sakinlikle konuştu. "Bu şeytan gerçekten de kendisine çok fazla güveniyor, bir yumruk yeterli gelmedi mi acaba?"

Elini sıkan Trice kollarını ileri geri hareket ettirerek egzersiz yapmaya başladı. "Bu sefer yumruk atma sırası bende."

Agonant istemsizce yutkunmuşken bir iki adım geriye gitti. "Hiçbir şey beni abimi kurtarma duygusundan vazgeçiremez!"

Julius, Agonant'a bakarak konuştu. "Sarayımda parasız bir şekilde kalıp her şeyi yiyen kişi sen değil misin? Umarım abini kurtardıktan sonra burada bulaşıkçı olarak çalışmaya başlamazsın."

(Agonant) "Şeytan diyarını kurtarınca borcumu ödeyeceğim!"

Elimle alnımı ovaladım. Gerçekten insanda baş ağrısı yapıyorlar.

Şu anda çok kızmış olabilirim. "Charles, Trice; Agonant'a yumruk atmayacaksınız."

(Trice) "Hayır onun ağzının ortasına-"

(Heather) "Ne? Hayır mı dedin?"

(Trice) "Özür dilerim abla, geri çekiliyorum."

Charles'a döndüm. "Trice'le birlikte bu odadan ayrılın."

(Charles) "Seni burada bu şeytan pi*iyle yalnız bırakamam."

(Heather) "Öyle mi diyorsun?"

(Charles) "En iyisi buradan gidelim büyükanne!"

Trice büyük bir sevinçle konuştu. "Sonunda beni büyükannen olarak kabul mu ettin? Yine de bunu duymak beni yaşlı hissettirdi, en iyisi söyleme."

(Charles) "Haha, büyükanne!"

(Trice) "Ben sakinim, artık seninle kavga etmeyeceğim."

Charles ve Trice odadan çıktı. Julius da onların peşinden gitmek üzereydi, konuştum. "Odaya kimse girmesin."

Durdu ve bana döndü. "İmparatorken bile birisinden emir alıyorum, sinir bozucu."

(Heather) "O zaman imparator olmanı sona erdirecek birçok fikir sunabilirim, nasıl olur?"

(Julius) "Frances; kapının önüne korumalar yerleştir, odaya kimse girmesin."

(Frances) "Emredersiniz!"

Frances ve Julius da odadan çıktığında geriye sadece Agonant ve ben kalmıştım.

Agonant'ın ağlamaklı ama mutlu bir yüzü vardı. "Beni korudun ablacığım, sen harikasın!"

Yazdığım Romanın Kötü Kadını Oldum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin