Mesaj atmıştı.

Komiserim; Liya

Komiserim; Bir tanem

Komiserim; Kahvenin içini tuz doldurmayacaksın değil mi?

Liya; Düşünmem gerek sevgilim

Komiserim; Yavrum düşünmesen

Liya; Hayır bu gün önceden yaptığın tüm öküzlükler yüzünden bol tuzlu kahve içeceksin aşkım

Liya; Ağzını sonra ben tatlandırırım merak etme

Komiserim; Hanım ne derse o

Liya; YAAA BARLAS❤️

Komiserim; Hadi çık hemen

Komiserim; Bir an önce şu yüzükleri takalım

Komiserim; Seni bugün hiç görmedim

Komiserim; Delirmemek adına zor duruyorum

Liya; Öperim seni geçer aşkım

Komiserim; Rahat dur

Liya bir mesaja emoji bıraktı.

Telefonu komodinin üzerine koyup odadan çıktım. Bizim ev o kadar kalabalık olmuştu ki başıma ağrılar girmişti görünce. Neyse ki annem ve Şahinaz yengem her şeyi halletmişlerdi. Şahinaz yengem her ne kadar dedikoducu ve ortalığı karıştırmayı sevse de bunu ailemize yapmazdı. Onun zor bir hayatı olduğundan aile diye bize tutunmuştu ve kimsenin kalbini bile kırmazdı.

Patavatsız, deli dolu biriydi ama seviyordum.

Beni ilk fark eden babaannem oldu. Yüzüme bakarken eliyle yanına çağırdı. Elbisemin eteklerini tutarak topuklu yüzünden hafiften zorlanarak yürüdüm ve karşısında ayakta durdum.

"Güzel torunum benim," dedi yanağımı okşarken. Odanın içinde ki bakışların bizim üzerimizde olduğunu görmesemde tahmin edebildim. Babaannem elbisenin içine elini geçirip sütyeninden bir şey çıkardı. Küçük bir kutuydu bu.

"Rahmetli kayınvalidem bana takmıştı bunu. Bir gün bende birine takacaktım ama kime takacağımı bilemedim. Düşündüm taşındım dedim güzeller güzeli Liya'mın kulağına çok yakışırlar." Kutuyu açtığında iki tane gümüş, zarif küpe çıktı. Küpeler o kadar muhteşem görünüyorlardı ki beğendiğim yüzüme yansımıştı.

"Gel takalım bunu." Kendi taktığım küpeleri çıkarıp Lale'ye uzattım. Babaannemin verdiği küpeyi önce sola sonra sağa taktım. Geri çekilirken, "Teşekkür ederim tontişim," dedim her zamanki gibi hitap ederek. Elimin üzerine öpücük kondurup şefkatle gülümsedi.

Kapı çaldığında o kadar heyecanlanmıştım ki yürürken tökezledim ama Alihan abi kolumdan tutup, "Yavaş çiçeğim düşeceksin," deyip yardımcı oldu. Kendi abilerimden ayırmazdım onu ve o da beni kardeşi olarak görürdü hep.

Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Gördüğüm kişiyle ağlamamak için kendimi sıktım çünkü çok duygusal hissediyordum. O kadar yakışıklı görünüyordu ki mutfağa girdiğimde nazar duası okumam gerekecekti.

İçeri girdiğinde gözleri benden ayrılmadı. Çiçeği ve çikolatayı alırken birbirine temas eden parmaklarımız ikimizin arasında bir kıvılcımın çakmasını sağladı. Özlemiştim çünkü sadece bugün değil dün gece de görmemiştim. Sabah yarım saat görüşmüş sonra işe gitmişti.

Güldüğü için belli olan gamzesine bakarken uzanıp öpmek çok isterdim ama maalesef. Tüm aile buradayken yapamazdım. Arsızlığım buraya kadardı.

KOMİSER BEY | texting ✓Where stories live. Discover now