0.8

146K 6.6K 1.9K
                                    

Yorum yapmayı da unutmayalım ama noluuurrr ha olur muuu??? Öpücüks sizi seviyorum ve keyifliii okumalaarrrr diliyorum💖

***
"Ya barmen kardeş öyle işte ben şak diye çarpılmışa döndüm komiser bey yüzünden." Şen bir kahkaha daha attım. Barmen yüzüme değişik bir şeye bakar gibi bakıyordu ama umursamayacak kadar neşeliydim.

Kollarımı kaldırıp müziğin ritmine göre hareket ettirdim. Sabah Barlas ile seçtiğimiz ama diğerini giydiğim siyah elbisenin göğüs kısmını yukarı çekiştirip saçlarımı savurdum ellerimle geriye.

"Woaw." Neden böyle çığlık attığımı bende bilmiyordum ama içimden bunu yapmak gelmişti.

Oturduğum yüksek bar taburesinden inip dans eden kalabalığa karışmak adına piste ilerliyordum ki arkadan belime dolanan kollar buna izin vermedi. Anında arkamı döndüğümde yeşil gözlerin sahibiyle karşılaşmayı beklemediğim için, "Aa Barlas abiciğim," dedim bağırarak.

Barlas yüzünde ki sert ifadeyle önce yüzüme ardından giydiğim elbiseye ve ortama bakıp küfür etti ama tam algılayamadım. Küfür etmek ayıptı bir kere.

"Bu halin ne kızım senin?" Kulağımın dibinde bağırdığı için yüzümü buruşturup, "Bağırma bana," diye cırladım.

"Bu hâl ne Liya? Hani kırmızı elbiseyi giyecektin sen?"

"Yakışmamış mı siyah elbise? Ağlayıp buraları sel içinde mi bırakayım yani?" Ben ve drama quuenlik görevim her zaman iş başındaydık.

Barlas başını sabır dilercesine havaya kaldırdı. Bu sırada alttan kasılan çenesine, yeşil gözlerine, ışık vurduğu için daha da güzel görünen yüzüne baktım. Sarhoşluğun etkisi vardı ama çok sarhoş olmadığımı onu öpmek isteyip de öpmediğimden fark edebiliyordum.

"Bu elbiseyle biraz daha burada durursan sinirden burnum kanayacak, yürü çıkalım Liya." Beni çekiştirmesine izin vermeyip tırnaklarımı bileğine saplayarak durdurdum onu.

"Gitmeyeceğim." Kollarımı göğsümde toplayıp omuz silktim. Elleriyle yüzünü sıvazlayıp, "La havle," dedi. Olduğum yerde sallanırken bir yandan da geri geri adımlıyordum.

"Liya dur." Yanlış kişiye dur dedin aslan parçası. Onu elbette dinlemeyip piste girdim. Çarptığım bedenler sarhoşluğun etkisiyle gülümseyip devam ettiler danslarına. Ben ise pistin ortasında bana yaklaşan Barlas'a cüretkar bir dans şovu yapıyordum.

Barlas gelip karşımda durdu. Yapacağım şey için yarın utançtan saçımı başımı yolacaktım ama şimdi değil. Sarhoştum ve eğlenmek istiyordum. Barlas'ın deri ceketinin yakalarına ellerimi koyup yüzüne her zaman görmeye alışık oldukları Liya gibi gülümsedim.

"Baş belası yemin ederim ya." Homurdandı ama ellerini bel oyuntularıma da koymuştu. Müziğin ritmi değişti. Hareketli bir parça yerini slow bir parçaya bıraktı. Kollarımı boynuna sarıp biraz daha yaklaştım. Beyaz boynu gözlerimin önündeydi ve teninden yayılan parfüm kokusuyla karışık sigara kokusunu net bir şekilde soluyordum.

Bu adamın parfümü hep böyle güzel mi kokuyordu lan?

Onunla yavaşça dans ederken bakışları tamamen benim üzerimdeydi. Gözlerin de çözemediğim bir ifade hâkimdi. Bu bakışı tanımlayamazdım. Yeşil gözlerinden sıcacık bir duygu akın etti kalbime, içime en derinime. Ona sokulmak istedim. Uykum da gelmişti zaten.

Başımı omzuna yaslayıp elimin birini sol göğsüne koydum. Avucumun içine vuran kalp ritimleri beni şaşkına çevirecek kadar hızlıydı. Yutkundu. Avucumu kaydırıp tam kalbinin üzerine koydum.

Kalp ritimlerini hissetmek hoşuma gitmişti.

"Gidelim mi?" Az önceki gibi esip gürlemek yerine düzgünce kibarca sormuştu bunu. Başımı salladım sadece çünkü çok uykum vardı. Barlas bir kolunu belime sarıp diğeriyle elimi tuttu. Eli soğuktu. Sarhoşluğun etkisiyle aklıma gelen şeye kahkaha attım deli gibi.

Elin buz gibi götün karpuz gibi sözü aklıma gelmişti ve bunu ona söylesem bombastic side eyes bakışlarına maruz kalırdım. Hiç gerek yoktu kurt bakışlımın öyle bakmasına.

"Uykum var." Hâlâ gülerken ani gelen esnemeyle direkt hayvan gibi esnedim. Normal zamanda yapsam kendimi tokatlardım. Neden? Çünkü ben aşko bir insandım. Kibar olmalıydım.

"Gece gece çıkarsan dışarı olacağı bu." Kaynana gibi söylenmesine göz devirip yandan koluna silleyi çaktım. Barlas bana şok olmuş gözlerle bakarken arabanın kapısını açmayı durdurmuştu.

"Bak az önce ne geldi aklıma." Aklıma gelince tekrar kahkaha atıp koluna tutundum düşmemek adına. Neye bu kadar güldüğümü bende bilmiyordum. Yoldan geçenler beni görüp tuhaf bakışlar atıyorlardı. Barlas yüzümü kendine çevirip, "Sus," dedi sinirle. "Tüm herkes bir deliye bakar gibi baktı sana Liya."

Valla şu an dünya yansa umrumda olmadığı için gülmekten ağrıyan karnımla yere çöktüm. Barlas yüzünü sıvazlayıp, "Ne vardı bu kadar gülecek?" diye sordu sabrının sonuna yaklaşmışım gibi bir sesle.

"Elin soğuk ya senin."

"Ee."

"Elin buz gibi götün karpuz gibi." Daha beter kahkahayı patlatırken Barlas yüzüme tepki vermeyerek baktı, baktı, baktı ama en sonunda dayanamayıp o da güldü. Parmaklarını göz çukurlarına bastırıp, "Allah'ım sabır ver," dedi gülmesinin arasından.

"Hadi uykum var kaldır beni." Kollarımı ona doğru uzatıp bir çocuk gibi dudak büzdüm. Kırmızı rujlu dudaklarıma bakıp hemen bakışlarını kaçırdı. Kollarımın altından tutup ayağa kaldırdığında ellerimi göğsüne koydum ve bu anda burunlarımızın uçları birbirine değmişti. Geri çekilmedim, o da öyle. Çok yakındık ve bu yakınlık saçma bir şekilde heyecanlandırmıştı beni.

"Barlas." Dudaklarına çarpan nefesim yutkunup belimde ki elinin kasılmasına neden oldu.

"Güzelim." Bu kelimeyi sarhoş olmadığım bir zamanda söylemesini isterdim oysa. Üzücü.

Tamamen yanılıyordum. Onu öpmek istiyordum hemde çok fazla. Çünkü yapacağım şey delilikti.

Ellerimi yanaklarına koyup gözlerimi kapattım ve dudaklarımızı birleştirdim. Üst dudağını öperken Barlas nefes bile almıyordu. Telaşsızca, yavaşça öptüğüm saniyeler sonunda şokunu atlatan Barlas dudaklarını aralayıp bana karşılık verdi ama bu kısa sürdü. Beni kendinden uzaklaştırdığı anda elinden şekeri alınmış çocuk gibi ağlamak istedim resmen.

"Bunu bir daha yapma." Yüzüme bakmayarak arabanın kapısını açıp beni oturttu. Onu öpmüştüm ve ne yaptığımı yeni idrak ediyordum.

Ben yapmamam gereken bir şeyi yapmıştım ama eninde sonunda olacağından erken olması benim için sorun değildi. Onu öpmüştüm ve bu beni çok mutlu etmişti. Barlas ise olayın şokunu atlatamadığı için arabayı bile çalıştırmamış öylece başını yaslayıp oturmuştu koltukta. Bedenimi ona çevirip masumca baktım.

Bakışları bana döndü. Derin bir nefes alıp, "Sikeyim irademi," dedi ve uzanıp bu sefer beni o öptü. Eli boğazıma dolanmışken öpüşü hiç de nazik değildi. Mağara adamı herif. Az kibar olmalısın.

Fazla uzaklaşmadan yüzüme bakıp, "Bunu zamanı gelince ayık kafayla tekrarlamak lazım," dedi gülerek. Bende gülüp sırtımı koltuğa yasladım ama titreyen ellerim ve çok hızlı atan kalbim yüzünden kendimi kaybetmiş gibiydim.

***
Erken demeyin öpüşme için çünkü ikisi de istedi bunu ve spoi vermek lazımsa Barlas Liya'yı seviyor:) spoinin büyüğü girdi size. Ama spoi vermezsem çatlardım.

Şimdi başlasın Liya salağının utanç anları. Öyle şak diye öpülür mü benim polis çocuğum. Valla aniden vurur sana kelepçeyi yavrum dünyayı tersten görürsün:))))))

Sayfayı kaydırınızzz ♥️

KOMİSER BEY | texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin