3.0

91.8K 4.9K 3.3K
                                    

Öhöm öhöm, bol sevişm... yani sevgi dolu bir bölüme hoş geldiniz <3

Hikayeme oy vererek destek olmayı unutmayın
Keyifli okumalar 🦋

Bol bol yorum yapmayı ihmal etmeyelim.

🫶🏻

Tükürüğüm boğazıma dolanırken aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

"Biliyor musun? Sıcak su, soğuk sudan daha ağır."

Dağhan'ın kaşları söylediğim şey ile çatıldı. "Ne?" Bana ne saçmalıyorsun der gibi bakıyordu haklı olarak.

Sanki çok önemliymiş gibi durmadım ve konuşmaya devam ettim. "Soğuk su ve sıcak suyun hacimleri eşit olduğu için kütle ve yoğunlukları doğru orantılıdır. Bu durumda hacimleri eşit olan soğuk su ve sıcak suyu karşılaştırdığımızda, soğuk suyun yoğunluğu daha fazla olacağından dolayı kütlesi daha faz..." Dağhan'ın dudaklarını dudaklarıma bastırması ile susmak zorunda kaldım.

Söylediklerimi hiç umursamadan öptü beni. Hoş umursanacak bir yanı da yoktu, sadece saçmalıyordum.

Dudaklarımız, aramızdaki cinsel gerilimin yol açtığı istekle adeta çarpıştı. Kalçamdan yakalayıp beni kaldırdığında bacaklarımı beline doladım. Vücutlarımız birbirine daha da yakınlaşmak için uyum içinde çalışırken ben de ellerimi onun saçlarına gömdüm.

Bedenim duvarda yavaş yavaş kayarken sonunda durmuştum. Vücudum onunkiyle kapı arasında sıkışmıştı. Dillerimiz hakimiyet için savaşıyordu ve elleri kalçama inmiş, sertçe sıkıyordu. Kalça­sını bana sürttüğünde dudaklarımdan sabırsızlık dolu acı bir inleme kaçarken aynı anda ne kadar sertleştiğini hissettim.

Dudaklarını çenemden kulağıma doğru gezdirdi, tam kulağımın altındaki bir noktayı hafifçe ısırınca bütün vücuduma bir titreme yayıldı. "Beni istediğini söyle İzem."

Bu durumda bile geri adım atmadım. "Sen söyle." Boynumu emmeye başlayınca sert sözlerim bütün gücünü yitirdi, dudaklarımın arasından yüksek sesli bir inleme kaçtı. Daha ne olduğunu anlayamadan arkamdaki kapıyı açtı ve bizi içeriye soktu. Kapı ardımızdan kapanırken yata­ğın kenarına oturttu ve önümde diz çöküp ayakkabılarımı çıkarmaya başladı.

Ayakkabılarımı çıkar­ dıktan sonra yatakta bağdaş kurup ayağa kalkmasını izledim. Kısa bir süre gözümüzü bile kırpmadan sessizce birbirimize baktık. Kalbim deli gibi atıyor, kanım kaynıyordu. O an her şeye karşı aşırı duyarlıydım.

Bakışları benimkilerden ayrılmıyordu, bu yüzden elle­rimi kemerine doğru götürünce ifadesinde beliren şaşkınlık gözümden kaçmadı. "İzin verir misin?" Diye sordum gelen ani cesaretle.

"Siktir İzem, evet." Diye hırlamıştı resmen.

Önümde sadece iç çamaşırıyla kalana kadar üzerindekileri çıkarmama izin verdi. Ben onu soyduğumda anladım ki aletinin ağzıma ya da başka bir yere sığması mümkün değildi. Uzun olan boyundan mı kaynaklıydı bilmiyordum ama normal olmadığına emindim.

Ben ağzım açık halde öylece otururken Dağhan'ın suratında kocaman bir sırıtış vardı. Bir anlık şaşkınlığımdan hemen sıyrıldım, hiçbir zaman korkak olmamıştım. Ayrıca ne kadar büyük olduğunu söyleyerek ona bu tatmini yaşatmayacaktım. Tek endişem bunun biraz erken olma ihtimalindendi ama bu anıyı tekrar yaşayamayabilirdim.

Elimi kasıklarına doğru götürdüğüm sırada, "Yanımda prezervatif yok, sorun olur mu yoksa gidip alayım mı?" diye teklif etti.

Hayır anlamında başımı salladım, regl düzensizliğim yüzünden zaten doğum kontrol kullanıyordum. O karşımda aletini çıkardıktan sonra elini etrafına sarıp birkaç kez sıvazlamasını izledim. Ardından eğildi ve alnıma bir öpücük kondurdu. "Fazla sert gelirse durmamı söyle, tamam mı?" Bir eliyle boynumu tutarken diğeriyle de sertleşmiş peni­sini ağzıma yaklaştırdı. "Dilini çıkar, bebeğim." Ben de uslu bir kız gibi söylenileni hemen yaptım ve hoşuna gideceğini düşündüğüm şekilde dilimi ucunda gezdirip yoğun ve tuzlu tadını aldım.

Canlı | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin