"Barlas," dedim günlerdir sustuğum ama artık dile getirmem gereken şeyi fark edip.

"Bebeğim." Yerim.

"Geçen gün Cansu geldi okula. Benimle konuştu." Barlas söylediklerimden sonra başını kaldırıp kaşlarını çatarak baktı yüzüme. Kolunu koltuğun baş kısmına koyup, "Ne dedi sana?" diye sordu.

Boşuna gizlemenin yada evirip çevirmenin anlamı yoktu. "Senin bir gün benden sıkılacağını, bebek bakıcılığı yapmayacağını falan söyledi."

Barlas elimi sıkıca tutarken, "Senden sıkılır mı hiç insan? Ben sırf gece olsun diye nasıl dua ediyorum haberin var mı? Cansu kim ki? Hayatımızda hiçbir yeri yok. Yanıma bile yaklaşamaz. Benden uzakta ne yaparsa yapsın. Sen varsın," uzanıp yanağıma derin bir öpücük kondurup devam etti konuşmaya, "Yanımdasın. Ayrıca tabii ki çocuğuma bakıcılık yapacağım. Her şeyi biricik karıma mı bırakayım?" deyip sustu. Karım demesi içimde ki kelebeklerin uçuş uçuş olmasına neden oldu. Kalbim yerinden çıkacak kadar hızlı atarken konuşmak istedim ama Barlas'ın telefonu bunu böldü.

Arayan isme baktığımda ekranda Levent yazdığını görüp duraksadım. Barlas bana bir bakış atıp aramayı yanıtladı. "Efendim Levent?"

Abimin sesi net anlaşılmıyordu. Kulağının dibine kadar girmek istedim ama özel hayata gizlilik esas olduğundan baktım sadece.

"Benim yanımda." Gözlerim irice açıldı. Bahsettiği kişi umarım ben değilimdir demek vardı ama abim ben dışında evde ki eşyaları sormayacağına göre...

"Tamam geliyoruz." Telefonu kapatıp tekrar karnıma koydu başını. Rahatlığı yüzünden şaşırsam da, "Abim ne dedi? Sen neye geliyoruz dedin?" diye sorularımı sıraladım.

Yine cevap vermedi.

Ensesine minik bir şaplak attım kendine gelmesi için ama uzanmaya devam etti.

"Ya Barlas cevap versene."

"Annen aramış seni sormuş abine. O da bizim yanımızda demiş. Bu gece abinlerde kalıyorsun yani." Aniden rahatlama gelmişti. Derin bir oh çekip Barlas'ın saçlarıyla oynarken, "Yarın akşam önce yemek yiyelim sonra açıklarız. Aç bırakmayayım seni kurban olduğum," dedim. 

Barlas'la saat dokuz buçuğa yaklaşırken evden çıkmıştık. Yol boyunca nasıl bir açıklama yapacağının provasını yapıp durmuştu. Tüm bu anlar boyunca evden çıkmadan önce cebime koyduğum çekirdekleri çitliyordum. Allah'tan canım sevgilim arabasına aşık olan pinti erkekler gibi değildi. Yarın temizletmeye verecekmiş zaten. Döksemde sorun olmayacağını söylemişti.

Abimlerin evin önüne geldiğimde arabadan inmeden Barlas'ı öpmüş öyle inmiştim. Bu gece beraber uyuyamayacaktık. En çok üzüldüğümde buydu. Apartmana girip oturdukları kata asansörle çıkamayacağım için mecburen üç katı merdivenlerle çıktım.

Karşı komşuları olan Arjen hanımın evinden yükselen sesleri duyunca kaşlarımı çatıp başımı iki yana salladım. Çok geçmeden atılabilirdi çünkü abimlerin oturduğu apartmanda herkes huzuruna önem veriyordu. Arjen hanım ise sürekli gürültü yapıp komşuları rahatsız eden biriydi.

Yakında abimlerin bir çocuğu olacaktı ve hemen yan tarafında oturduğundan bebek için rahatsız edici olacaktı.

Kapıyı çalıp bekledim. Levent abimin yada yengemin açmasını beklediğim kapıyı Serhat abim açınca anlık bir bakıştık. Onu görmeyi beklemiyordum. Kapıyı açıp yana çekildi. Geçip ayakkabılarımı çıkarırken abim bana bakmaya devam ediyordu.

"Geç güzel kardeşim." Sırtımdan iteleyince elinin üzerine vurup Levent abimin yanına kaçtım. Koltukta oturmuş bitki çayı içen yengem beni görünce gülümsedi ve, "Hoşgeldin kuzum," dedi. Yanaklarına ve karnına öpücük bırakıp, "Hoşbuldum yengoş," dedim.

KOMİSER BEY | texting ✓Where stories live. Discover now