17. Bölüm

8.1K 309 17
                                    

Yorum yazmayı ve oy vermeyi unutmayınızzzz✨️

Defne: beni seviyorsun değil mi?

Defne: bana, beni sevdiğini söyledin.

Defne: çok garip geliyor... Demir beni seviyorsun.

Defne: şaka gibi gelse de gerçek. Hayal gibi Demir.

Demir: çok tatlısın.

Demir: bir ısırıkta yiyeceğim seni en son.

Demir: bu kadar güzel olmayı nasıl becerdin mesela? Merakım git gide artıyor bu güzelliğe.

Defne: sen nasıl bu kadar yakışıklıysan.

Demir: Oo sen iltifat eder miydin?

Demir: gözümüz gönlümüz açıldı. Çok teşekkür ederim bu arada. O senin güzelliğin.

Defne: gün geçtikçe kalbimin hızı artıyor ve sana daha da aşık oluyorum. Nesin sen?

Demir: insan?

Defne: gerçekten miiii?

Defne: ben uzaylı sanmıştım aşkım.

Defne: sağ ol aydınlattığın için.

Demir: aşkım?

Defne: rahatsız mı oldun?

Defne: özür dilerim. Bir daha demem.

Demir: hayır olmadım.

Demir: aksine, hoşuma gitti.

Demir: ne olduğumuzu tam kavrayamadım.

Demir: aşkım... Ne garip kelimeymiş. Ama güzel, senden duymak güzel.

Defne: duymadın ki.

Demir: sağ ol ya.

Demir: ben öyle hayal ettim.

Demir: arayayım mı? Konuşalım.

Demir: sesini özledim.

Defne: oluuuuurrrrrrrr.

Heyecanla bekleyişe koyulmuştum. Umarım sesimden heyecanım belli olmazdı. Rezil olurum diye korkmuyordum çünkü Demir zaten benim sevdiğim adamdı. Ondan başka kime rezil olacaktım ki?

Belki de beş dakika geçmişti ama hâlâ ekranda bir arama yoktu. Ayağa kalktım, dişlerim tırnaklarımı talan ederken bir oraya bir buraya yürümeye başladım.

Dalmışken telefon sesiyle hemen elime telefonu aldım. Neyse ki Demir arıyordu. 


"Alo." Kısık çıkan sesime lanet ettim!

"Alo, ne yapıyorsun? Sesini özlemişim gerçekten de." Demir'in sesini duyar duymaz heyecandan kalbimin sesinden başka ses duymaz olmuştum.

Elimi ağzımdan çektim. "Yatağımda oturuyorum öyle, sen ne yapıyorsun? Ben de sesini çok, çok özlemişim. Şimdi fark ettim." Dedim. Gerginlikten ölecektim. Acaba şimdi çıkıp gelse, beni öpse ne yapardım? Baygınlık geçirmezdim umarım.

Düşünmesi dahi komikti aslında. Beni dudaklarımdan öpse ve ben baygınlık geçirsem... Feriha kendine gel!

Uzun bir süre sessizlikten sonra arkasından sesler geldi.

"Kardeşim gelmeyecek misin yemeğe?" Dedi birisi. Ardından da Demir, "hayır. Ben aç değilim siz gidin." Dedi.

Benimle konuşmak için yemek yemeye mi gitmiyordu? Olmazdı ki ama.

"Demir." Dedim sustum.

"Efendim Defne?" Dedi o da kalın sesiyle. Ne arasam vardı bu adamda da.

"Eğer benim için yemek yemiyorsan çok kızarım. Lütfen yemeğini yer misin? Sonra da konuşuruz. Hatta sana ses kayıtları da atabilirim." Dedim tatlı dil ile. Şimdi gerçek Defne'yi ortaya çıkarırsam kaçmasındı. Hihihihi.

"Olmaz. Şimdi konuşalım. Sesini çok özlemişim." Dedi umursamazca.

"Öbür sefer görüntülü konuşuruz." Dedim direkt. Arada sesli konuşuyorduk ama uzun zaman olmuştu. İlk defa görüntülü konuşacaktık.

"İyi, peki. Ben gideyim o zaman, sen de ses kaydı at bana. Hemen yiyip geliyorum."

"Tamam, öptüm."

"Neremden?" Diye sordu. Edepsiz.

"Yanağından." Dedim gülerek.

Bir süre sustu. Daha sonrasında o da güldü. Ne güzel gülüyordu kurban olduğum.

"Tamam hadi görüşürüz."

"Görüşürüz." Dedim ben de ve muaaah sesi çıkararak aramayı sonlandırdım.

Bu arada 'yeyip' yazmak yanlışmış. Yiyip yazmak doğruymuş. Ben de yeni öğrendim arkadaşlar evet aodhapsjqoakq

Bu kadar bölüm bu günlük yeterli aşkımlar. Eğer yarın bölüm atabilirsem atmaya çalışacağım.

ASKER HATTI | TextingDonde viven las historias. Descúbrelo ahora