Çok Az Kaldı Belalar ve Musibetler Kapıda!

15 2 0
                                    

“Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Buna rağmen Allâh, çoğunu da affediyor." (Şûrâ, 30)

“Eğer Allâh, insanları günahları yüzünden hemen cezâlandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı...” (en-Nahl, 61)

İster kabul edin ister etmeyin...
İster nefsimize dokunsun ister dokunmasın durum gayet açık ve net! Bilmem farkında mısınız!?

Namazın kötülüklerden alıkoymadığı, tesettürün örtmediği, ilmin istikamet vermediği, nasihatin tesir etmediği, ölümün ibret olmadığı, helalin tercih edilmediği, samimiyetin olmadığı, gösterişin rağbet gördüğü ve haramların reyting yaptığı bir zamanda imtihan oluyoruz.

Eskiden olduğu gibi, bugün de nice topluluklar depremlerle, sel felaketleriyle, tsunamilerle, hortumlarla ve eskiden belki de hiç görülmemiş degişik hastalıklarla helak edilmiş ve halen helak edilmektedir. Bunların hepsi belki insanlar ıslâh olurlar diye ilâhi birer ikazdır. Fakat en acısı insanlar o eski zamanlarda da bugün de bu gibi olayları tesadüfe veriyorlar ve maalesef ibret almıyorlar.

Kavimleri helak eden içki, kumar, zina, faiz, ırkçılık ve eşcinsellik dâhil bütün günahların normalleştiği ve hatta reklâmlarının yapıldığı modern bir Cahiliye Dönemi'nde yaşıyoruz!

Daha önemlisi;

Uhrevi olarak nesiller maalesef cehenneme doğru sürükleniyor.
Televizyonun menfi programları, İnternetin her eve ve her cebe ulaşan igrenç sokakları.

Şahsiyeti bitiren, insanı robotlaştıran, kültüründen uzaklaştıran ve özüne yabancı kılan modalar.

Aldatıcı ve hakikatleri ters yüz edici reklâmlar sebebiyle, bu isyan ve günah cereyanları maalesef müslüman beldelerine de sirâyet ediyor.

Ciddi bir uyanıklık içinde geçirilmesi icâb eden bu imtihan dünyâsında, maalesef insanların çoğu derin bir gaflet uykusundadır. Müsbet veya menfi, gidilen her yolun kabre vardığı bu yaldızlı dünyâda, imansızlığın ana sebepleri; düşüncesizlik, cehâlet, gaflet, şehvet, dünyâ nimetlerinde boğulma, gâfilleri taklid etme, koyu bir maddecilik zihniyeti ve ahlâksızlıktır.

Yaşlı dünyamızın tarihinde birçok önemli olaylar olmuştur. Zaman içinde yaptıkları isyanlar sebebi ile nice kavimler ilahi azaba uğrayarak helak olmuşlardır. Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz'in beyanlarına göre bu kavimlerin helak olmalarının başlıca sebepleri; puta tapma, zulüm ve akla hayale gelmeyecek kadar türlü türlü sapıklıklar ve Cenabı Hakk'a isyan etmeleridir. Bir kısım kavimler peygamberlerine inanmadıkları gibi onları öldürmeye dahi kalkmışlardır. Yani hakkı ve hakikati haykıranlar her daim dışlanmışlardır.

Kur'ân-ı Azimüşşân'da bildirilen geçmiş kavimleri helâka götüren bütün kötülükler, bütün çirkin günahlar ve isyanlar bugünün câhiliyyesinde tek tek yaşanıyor. Hatta daha fazlası! İşte günümüzde de yaşanan geçmiş kavimleri helâka götüren günahlar şunlar; Nemrud'a tâbi Keldânileri, Firavun'a tâbi Kıptileri helâka götüren şirk ve azgınlık, zulüm ve haksızlıklardır.

Nuh Kavmi'ni tufanlarda boğan inatçılık, hakikatleri alaya alma tavrı ve iffetsizliktir.

Âd ve Semüd'u helâk eden kibir, büyüklenme, güçsüzleri ezme ve gaddarlıklardır.

Medyen ve Eyke kavimlerini yıkan ticâri aldatma, fırsatçılık ve sahtekârlıklardır.

Lut Kavmi'ni yerle bir eden ahlâksızlık, erkeğin erkeğe yaklaşımı, mazlumlara eziyet, aşırı derecede cimrilik ve hayâsızlıklardır.

İşte geçmişte helak olan bütün kavimlerin yaptıkları bu gibi rezilliklerin kat kat fazlası günümüzde hem de müslüman memleketlerde, müslümanım diyenlerin arasında yayıldıkça yayılıyor.

İlâhi kahrı ve gazabı çeken bunca kötülüğe rağmen; Peygamberimiz'in makbul duâsı vesilesiyle, toplu helâk gerçekleşmiyor. Lâkin, bölgesel olarak nice âfetler, felâketler, birçok iktisâdi darlıklar, sıhhi sıkıntılar yaşanıyor. Fakat insanlar o eski zamanlarda da bugün de bu gibi olayları tesadüfe veriyorlar ve ibret almıyorlar. Demek ki, bugün de helaklar ve mucizeler çoktur, fakat gören gözler yoktur.

Daha büyük belaların gelmemesi için Allah'a dönme, Kuran'a sarılma ve sünnete uymak gerekmez mi?

Daha büyük belaların gelmemesi için Allah'a dönme, Kuran'a sarılma ve sünnete uymak gerekmez mi?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Araştırma ve Makaleler 3Where stories live. Discover now