Çağrı Filminin Akıl Almaz Hikayesi

13 2 0
                                    

Mustafa Akkad çağrı filminin yönetmeni. İslam'ın hikayesini anlatacak bir film yapmaya karar veriyor. Bu filme karar verdikten itibaren öyle müşkilatlar, öyle problemler yaşıyor ki...

"Bir filmin çekilmesi bu kadar zor olabilir mi?" diye hayrette kaldım.
Alanında en uzman kimse, gidiyor adam direkt onu buluyor. Mesela müziğini yaptırdığı adam, Maurice Jarre diye bir adam. Bu adam, 150 tane filmin müziğini yapmış, 3 filmde Oscar Müzik Ödülü'nü almış, 6 kez aday olmuş, 4 Altın Küre ve bir Grammy Müzik ödülü almış bir adam.

Anthony Quinn isimli, dünyanın en iyi oyuncularından bir tanesiyle anlaşıyor. Öncelikle ben filmin hani ne zaman çekildiğini böyle kendi kendime düşünürken... Yani bu kadar kaliteli bir film herhalde kaç yılında çekilmiştir?

Çağrı filminin çekilme tarihi, 1976, 1977 gibi çıkıyor film. O yıllarda çekiliyor. IMDb'ye de kaydını da yapmışlar. 8.2 almış.

Bu kadar eski bir filmin...
Teknik olarak da, sanatsal olarak da çok iyi bir film. Yani Mustafa Akkad bunun yönetmeni. Mustafa Akkad, bir gümrük memurunun oğlu. Kendisi Kaliforniya Üniversitesi'nde tiyatro sanatlarına kabul ediliyor. Çok tabii böyle tutkulu, arzulu birisi.

Babası cebine 200 dolar koyuyor.
Bir de Kur'ân-ı Kerim'i veriyor ve gönderiyor. Mustafa Akkad'ın Batı'da böyle bir yolculuğu var. Orada Batı kültürünü görünce... Doğu kültüründen gelme bir Müslüman zaten. İkisine bakınca... Tabii Batı; sinema tekniklerinde, sanat ve kültürel anlamda çok ileriye gitmiş
ama İslam'ın da çok güçlü bir mesajı var. "Bu İslam'ın güçlü mesajını Batı'lılara nasıl anlatabilirim,
onların nasıl Müslüman olmasını sağlayabilirim?" fikriyle, İslam'ın hikayesini anlatacak bir film yapmaya karar veriyor.

Ama bu filme karar verdikten itibaren öyle müşkilatlar, öyle problemler yaşıyor ki... Ben böyle hayrette kaldım. "Bir filmin çekilmesi bu kadar zor olabilir mi?" diye. Öyle engellerle karşılaşıyor ki...

İslam'ı anlatırken bazı yeni teknik ve usulleri kullanmak çok mantıklı değil mi? Ama bazen böyle yeni fikirler, yeni teknikler kullanırken, birtakım insanlar da mutaassıplık yapıp onlara engel olmaya, bu yöntemleri kullanmama konusunda baskı yapıyorlar. Şimdi yeni insanlara, yeni ikna usulleri lazım ama yeni usuller engelleniyor, eski usullerle devam edilmesi gerektiğini söyleyen insanlar var.

Böyle bir yenilik ve gelenek çatışması tarih boyunca her şeyde olmuş.
Mustafa Akkad bunun kralını yaşıyor. Bakın 1976'dan bahsediyoruz.
Ne oluyor biliyor musunuz?
Bu filme karar verince, ilk olumsuz tepkisini alıyor.Washington'da bir saldırıya uğruyor Mustafa Akkad,
filmin yönetmeni.

Senaryosundan, müziğine kadar o alanda en iyi kim varsa, gidiyor adam onları buluyor.Yani çok yüksek bütçeli bir film o zamana göre.

Alanında en uzman kimse, gidiyor adam direkt onu buluyor. Mesela müziğini yaptırdığı adam, Maurice Jarre diye bir adam. Bu adam, 150 tane filmin müziğini yapmış,
3 filmde Oscar Müzik Ödülü'nü almış,6 kez aday olmuş, 4 Altın Küre ve bir Grammy Müzik ödülü almış bir adam.

Yani Mustafa Akkad şöyle yapmamış:
"Ya beyler, gavurlarla çalışmayalım.
Kim var burada, Müslüman kim var?
İyi-kötü bir film çekiyorsunuz.
Hadi bir film çekelim." deseydi,
şu anda biz Çağrı filmini konuşmuyorduk.

Çağrı filmi, milyonlarca insanın kalbinde İslam'a olan meylini arttırma, İslam'a olan muhabbetini arttırma sebebi olmamıştı. Amatör bir film olarak belki de yabancıların dalga geçtiği, IMDb'ye bile almadığı bir film olacaktı.

Ama Mustafa Akkad, Kur'ân-ı Kerim'deki "Her işi ehline verin." düsturunca... Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm'ın biliyorsunuz bazen...
Yabancılarla da ticaret yapmış, Yahudilerle de ticaret yapmış, değil mi Hz. Muhammed?

Araştırma ve Makaleler 3Where stories live. Discover now