you were made for lovin' me.

45 8 64
                                    

"Düşünsene aşkım, senle aynı eve taşındığımızı. Tüm işleri sen yapardın ve ben senin yaptığın yemekleri yerdim." Cumartesi günü her zaman olduğu gibi Stiles, Allison'ın yanına uğramış onu rahatsız etmeye başlamıştı. Allison uykulu bir şekilde başını yastıktan kaldırıp ofladı."Stiles, tek arkadaşın ben değilim. Lütfen diğerlerini rahatsız et."

"Derek ile çok takıldığından oluyor bunlar. Ona benzemeye başlıyorsun. Ben Scott'ımın yanına gidiyorum. Geldiğimde ayılmış ol." Stiles odadan çıkıp Allison'ın babası Chris'e sevimli bir şekilde el salladı. Evden zıplayarak çıkan genç çocuğun arkasından Chris şaşkın bir şekilde bakmıştı.

Allison ise ağrıyan başı yüzünden sızlanıyordu. Düşünmekten kafası patlamıştı. Lydia hakkında düşündüğü her şey birbirine girmişti. Ve şimdi ne yapacağını bilmiyordu. Onunla konuşmalı mıydı? Yoksa hiçbir şey olmamış gibi ondan uzaklaşmalı mıydı?
Bilmiyordu.

Yataktan ağır hareketlerle kalkıp banyoya girmişti. Duş alıp çıktıktan sonra üstüne geniş beyaz bir tişört altına da kot şort giyip odasından çıkmıştı. "Günaydın baba." Babasına sarılıp onunla kahvaltı etmişti. Onun için klasik bir hafta sonuydu. Stiles ikinci kez gelip onu rahatsız edince çantasını alıp babasına el salladı ve dışarıda sabırsızca bekleyen arkadaşlarının yanına ulaştı.

"Malia çok gergindi, korktuğum için uyandıramadım."Stiles masum bir şekilde başını eğdiğinde İsaaf göz devirdi."Bir de şu hareketleri yok mu, deliriyorum. Biz uyandıysak Malia da uyanacak. Enayi miyiz biz?"

"İkiye ayrılalım. İsaac ve Scott Malia'yı uyandırsın. Biz de Stiles ile Derek'i uyandıralım. Zaten uyanmıştır ama neyse." İsaac ve Scott birbirine bakıp omuz silktiler."Biz bir gündür küsüz."

"Biliyoruz, o yüzden diyoruz zaten. Zeka seviyeleri çok düşük kişilerle takıldığım için kendimden utanıyorum şu an." dedi Stiles söylenerek. İsaac ve Scott ona ters bakışlar atıp birbirlerinden oldukça uzak bir şekilde yürümeye başlamışlardı. Allison ve Stiles da Derek'in evine gelmişlerdi. Allison, kapıyı çalıp saklanmaya çalışan Stiles'ı tutup kendine çekti. Onlar kendi hallerinde savaş içindeyken kapıyı açan Peter gözlerini kısıp kavgalarını bitirmelerini bekledi.

"Merhaba en sevmediğim Hale." Stiles onun omzuna çarpıp içeri geçerken Allison arkasından gülüyordu. "Merhaba Peter." diyip içeri geçti. Peter hakkında iyi düşünceleri olmasa da hepsi onunla takılıyordu. Bazen sizden daha kötü şeyler yaptığı için sizi yargılamayacak arkadaşlara ihtiyaç duyardınız.

Allison salona geçtiğinde selamlaşan Lydia ve Stiles'ı gördü. Yüzünde hissettiği sıcaklık ile sağ elini yumruk yapıp sakinleşmeye çalıştı. Lydia'yı sarsıp, neden günlerdir uyutmuyorsun beni diye bağırmak istiyordu. Ya da, neden bu kadar yaralısın demek isterdi. Veya neden bu kadar alçaldın? Neden bana yalan söyledin? Neden o iğrenç kişilerle aynı ortama girdin? Neden bana güvenmedin? Güvenmemişti.

Kira'nın numarasını verirken bunu gayet belli etmişti. Yanında oturmasından rahatsız olurken de. "Hadi Ally, yüzümüze bakma da Lydia ya selam de." Stiles gülerken konuşurken Lydia ve Allison birbirlerine bakıyorlardı. Lydia tebessüm ediyor, Allison kaşlarını çatıyordu.

"Selam." Lydia elini uzatıp gülümseyince Allison da karşılık verip elini tuttu. Karıncalanma hissiyle elini çekmişti. Lydia, hareketlerine anlam veremiyordu."Lydia Peter ile konuşuyormuş. Biz de Derek'i alıp gidelim. Gelmesini teklif ettim ama reddetti. Eğlence anlayışı yok çünkü. Senin arkadaşın vardı, ismi neydi? Kiara mıydı?" Stiles hızlı hızlı konuşurken Lydia yüzünü ekşitmişti.

"Kiara ne be, unutkan salak. Kira." Stiles hatırlamış gibi yaparken heyecanla devam etti. "Heh, Kira. O senden daha tatlı." Lydia alınmışçasına başını eğerken Stiles onun saçlarını karıştırıyordu. Allison ise onları izlerken elleri ile oynuyordu.

allydia x [ı was made for lovin' you.]Where stories live. Discover now