'cause girl, ı was made for you.

57 9 58
                                    

"Ne demek okeye dördüncü olmuyorum? Allison delirtme beni." Stiles telefonun ucunda Allison'a bağırır çağırırken Allison alt dudağını büzmüş susmasını bekliyordu. Başının çok fazla ağrıdığını hissediyordu. "Sti! Başım ağrıyor ve ayrıca her gün okey oynayamayız." Stiles elini kalbine koyup iç çekti.

"Öyle olsun en yakın arkadaşımdan da kazık yedim bugün." Telefonu kapattığında Allison göz devirip başını yastığa gömdü. Tek istediği uykuydu.
Birde başını bu denli ağrıtan sorunu çözmek. Lydia'nın numarasını vermemesi onu garip hissettirmişti. Stiles, Allison'a vermeyi teklif etse de Allison istemediğini belirtmişti. Lydia ondan rahatsız olduğunu yeterince açık etmişti ama Allison düşünmeden edemiyordu. Bu durumu ismini yeni öğrendiği arkadaşı Kira'ya sormak istesede daha tanımadığı birine Lydia hakkında soru sormasının garip olduğunu düşünüp vazgeçmişti.
Üstelik baş ağrısının diğer sebebi de geçen ki kızdı. Parti kızı olduğu elbisenin canlı renginden belliydi. Okuldan biri olabileceğini düşünüyordu. Fotoğraftaki kolyeyi çoğu kızda aramış ama bulamamıştı. Sonrasında ise aramayı bırakıp, ne yaptığını sorgulamıştı. Bulsa ne diyecekti. Zaten amacı böyle saçma oyunlardan eğlenmek olan biriyle konuşmak bile istemezdi.

***

"Bil bakalım nereye gidiyorum?" Lydia, Kira'yla telefonda konuşurken saat akşam 8'i gösteriyordu. Kira kitabını kapatıp şifonyerin üstüne koydu ve sırtını başlığa dayadı. "Nereye?" diye sordu merakla.

"Jacks-" Lydia'nın sözünü kesip 'ne' diye bağıran Kira yüzünden Lydia telefonu kulağından uzaklaştırmıştı. "Belki yine bir şansımız olur!" Heyecanla konuşuyordu Lydia. Kira 'öğk' sesi çıkardığında alt dudağını büzmüştü.

"O ortamı sevmiyorum." Kira dürüst bir şekilde itiraf etmişti. Zaten bunu çok kez söylemişti ama Lydia'nın dinlediği yoktu. Hepsi eğlence arayışında olan insanlardı. Arkadaşlarında bir sorun göremiyordu. "Her neyse, sana iyi eğlenceler. Bu kez sarhoş olma." Lydia, Kira'nın uyarısını dikkate alıp başını bir çocuk gibi salladı. Aramayı sonlandırdıktan sonra Jackson'ın bahçesinin kapısını açtı. Yanan ışıklar küçük çaplı partilerinin başladığını gösteriyordu. İçeri hızlı bir şekilde girerken Kaylee onu karşılamıştı. Dudağındaki bozulmuş ruj ile.

"Hoş geldin Lyds!" Kaylee göz kırpıp onu içeri çekmişti. Lydia gülümseyip salona geçti. Ethan ve Danny birlikte dans ederken daha şimdiden sarhoşluğun yollarını zorlayan Erica şişedeki alkollü içeçeği dolduruyordu bardağına. "Geç mi kaldım?" Lydia, Jackson'a sormuştu. Jackson yanındaki kızla konuşmayı bırakıp ona baktı.

"On dakika." On dakikada bile kendilerini kaybettiklerini anlayan Lydia gergin bir şekilde koltuğa oturdu. Kaylee yanına sokulup ellerini çırptı. "Sonunda Lydia da geldi. Artık size Adrian'a olan aşkımı anlatabilirim." Lydia, aynı konuyu yüzüncü kez dinleyeceklerini bilerek arkasına yaslanmıştı. Gözü Jackson'a kayıyordu. Yanındaki kızı tanımıyordu bile. Okuldan olsaydı tanıyacağı gerçeği aklına geldikçe kim olduğunu merak ediyordu.

"Sen bizi dinliyor musun?" Erica onun kafasına hafifçe vurunca Lydia kendine gelip Jackson'ı izlemeyi bıraktı. "Dinliyorum." diye mırıldandı ama arkadaşlarının ikna olmadığı kesindi.

Kız ve Danny yaklaşık yarım saat sonra birlikte gitmişlerdi. Erica, Lydia'nın merakını anlayıp kulağına yaklaşmıştı. "Danny'nin kuzeniymiş. 1 haftaya gidiyorlarmış." Lydia, rahatlayıp Erica'ya gülümseyerek baktı. Erica da gülümseyip Kaylee'nin susmak bilmeyen ağzına elini dayadı.

allydia x [ı was made for lovin' you.]Where stories live. Discover now