Bölüm 16

1.5K 112 15
                                    

      Alya Kayanın saatler önce hışımla çıktığı anda takılı kalsada sabah arabaya binerken kendine hatırlattığı şey kendi evi değil Saul'un evine gitmesi gerektiğiydi. Gece nöbet sakin ilerlemiş bitmişti ve tatili de başlamıştı. Yarın sabah uçakları vardı direkt Napoli için biletini kesmişti nöbetin sakin olduğu saatlerde. Saul'e ailesiyle vakit geçirmek istediğini söylememişti ama bu sürprizi ona ne demek istediğini anlatacaktı. Eve geldiğinde ortalık sessizdi mutfak kapısından eve girince kimseyi göremedi yukarı kata Saul'un odasına baktığında mışıl mışıl uyuduğunu gördü. Açık olan bavulundan pijama takımını alıp banyoda kısa bir duş aldıktan sonra Saul'un yanına kıvrıldı. Saul onun geldiğini daha eve girer girmez hissetmiş yanına gelmesini bekliyordu yanına yattığı anda onu kucağına çekti ve ikisi birden huzurlu bir şekilde uykuya daldılar.
Alya kollarından bir şeyin hızla çekildiğini hissedir hissetmez uyandı ve etrafına bakındı iki koca cüsseli adam Saul'u kollarından tutup çekiştiriyorken "Alya korkma" demekle yetindi Saul. Nutku tutulan Alya Saul'un peşinden koşmaya başlamışken "onu nereye götürüyorsunuz? Saul!" Onuda ellerinden birinin tuttuğunu hissetti. Saul neler olduğunu anlamıştı dün gece Alyanın yanında Kayanın kısa görüntüsü gelmişti işaretlendiklerini hissetmişti ve ortamı terk etmişti kesinlikle Alfanın haberi vardı bir gün daha beklemesi gerekiyordu. 'Hay nalet!" Diye düşünmeden edemedi. İkisinide siyah bir Vito araça bindirdiler Saul ve Alya sanki yıllardır işaretli bir çiftmişler gibi telepatik olarak iletişime rahatça geçtiler.
'Neler oluyor Saul?'
'Bebeğim işaretimizi öğrenmiş olmalılar. Bak orada ne olursa olsun şunu bilmeni istiyorum. Sen benimsin! Seni asla bırakmayacağım'
"Kesin!" Adamlardan biri onların birbirleriyle iletişimde olduğunu anlamış ve susmaları için emir vermişti. Çok uzun sürmeden Alya Alfanın bölgesini gördü. Saat yaklaşık akşam üzeri 7 civarındaydı güneş belki 1 bilemedin 1 saat 20dk ya batacaktı. Vitodan apar topar indirilirken Alya kimleri tanıyabileceğine bakınmaya başladı. Kimlerin şekil değiştiren olduğunu merak ediyordu. Çok tanıdık birini görünce ayakları tökezledi ve Saul'e baktı. Birbirleriyle olan bakışma savaşı birbirlerini bildiklerini gösteriyordu. O kadar uğraşmıştı ki birbirlerinden onları ayrı tutmak için şu anda üçüde bir birine bakıyordu. Kaya'nın şekil değiştirici olması onu çok şaşırtmış bunu anlamamış olması çok saçmaydı.
     Keço olarak bildiği adam merkezde oturmuş onlara sinirle bakıyordu. Alfa o olmalıydı. Bu adamda her zaman bir şeyler olduğundan hep şüphe etmişti zaten. "Siz buraya neden getirildiğinizi biliyor olmalısınız" dedi düşünceleri arasında Alfa. Saul başını onaylar şekilde sallarken Alya sadece bakmakla yetindi. Saul Kayanın sinirine bakınca "dün gece karşıdaki beyaz tshirtlü ile karşılaştın mı Alya" dedi zihnen. Alya gelen soruya başını onayladı ve her şey ortadaydı. Saul onları gammazlayanın kim olduğunu biliyordu. Omuzlarını dikleştirip "Alfa" dedi başını saygıyla eğerek "bizi buraya getirme sebebini biliyorum. Suçum aceleci davranıp kadınımla senin topraklarında bağlanmak özürlerimi en içten dileklerimle dilerim. İzin verirsen" Alyanın elini tutup yanına çekerek " izin verirsen bu gece yarısından sonra uçağımıza binip ailemin yanına gidip resmi olarak bağımızı tanrıça huzurunda da gerçekleştirip orada yaşayacağız" dedi ama kendisine gelen ağır bir yumrukla yere serildi. Elleri Alyayı bırakamadan ikiside yere sürüklendi. Saul hemen Alya'ya doğru gitmek istedi ama yüzüne inen darbeler onu engelliyordu. Alya bu esnada üstündeki Kaya'yı çekmek istese de yapamadı. Çok güçlüydü. "Kaya! Yapma!" Demekten başka bir şey gelmiyordu elinden. Alfanın tek kafa hareketiyle adamları Kaya'yı kenara çekerken Saul'un burnundan akan kan çok fazlaydı. Alya direk olarak Saul'un tshirtünü üzerinden çekip çıkardı ve burnuna tampon yaptı. "Derdin ne senin? Yada sizin?" Çok öfkeliydi içinde anlamlandıramadığı bir güç dalgası hissetti ama o anın atmosferiyle üstünde durmadı. "Saçma kurallarınıza lanet olsun!" Alya hışımla ayağa kalktı Kaya'ya doğru yürüyüp yüzüne sağlam bir yumruk indirdi "sende mi bir şekil değiştiricisin" deyiverdi. Olmaması için dua etti içten içe. Hayatının en önemli kişisiydi yıllar önce bir elmanın iki yarısı olduklarını düşünüyordu ve onun en önemli durumunu bilmeyecek kadar nasıl hayatına girememişti? Evlenip yuva kurmayı birlikte çocuklar yapmayı planlıyorlardı. Kaya'nın yüzünde acı bir ifade belirdi elleriyle yüzünü kapatıp sanki bir şeyleri def etmek ister gibi etrafında bir tur döndükten sonra yüzünü açtı kafasını sallayarak "Leopar adam" dedi sessizce "Sen benim eşimsin Alya on..." "Onu reddettin" Kaya'nın konuşmasını kesen Saul oldu. "Mecburdum!" Saul'un yüzüne tüm nefretini kusacak şekilde bağırdı dizlerinin üstüne çöktü "Alya yalvarırım beni anla" sesi fısıltıdan farksızdı. Alya'nın beynindeki çarklar bir bir puzzle parçalarını yerine oturttu tabi Saul ile olan bağıda buna yardım etti. "Gerçek eşin miydim? Saçma bir kural yüzünden hayatında bulabileceğin bir eşi ret ettin!" kafasını olumsuzca salladı. "Senin yüzünden yıllarca aciz gibi yaşadım. İçimdeki en güzel tarafımı öldürdün. Şimdi sende ölebilirsin." sakince yürüyüp Saul'un elini tuttu oturduğu yerden onu kaldırdı. İçinde büyüyen güç dalgası sanki bedenine sığamıyor dışarıya çıkmaya çalışıyordu, önüne çıkacak her şeyi yerle bir edebilirdi. Karşısındakiler birer şekil değiştiren bile olsa. "Sana nasıl bir saygı duyacağımı bilmiyorum Keço sen benim olanı zorla yok ettin. Kader yine benim için aynı noktaya geldi karşıma çıkma. Biz gidiyoruz" Alya Alfaya olan karşı konulmaz bir kin beslemeye başlamayla eve doğru yürümeye başladılar. Alfanın adamları ona bakıp bir emir vermesini beklerken o sadece Alya'ya bakıp eliyle çenesini sıvazlamakla yetindi. Gözlerinde gördüğü Siyah harelerin açıklamasını Luna'ya sormalıydı Alya da bir şey vardı ama ne?

     "Evine kadar yürümek biraz zaman alacak. İstersen benim evimde biraz mola verelim." Saul'u koltuk altına girerek desteklemek isterken görüntü sanki iki aşık bir birlerine sarılarak yürüyor gibi görünüyorlardı. Saul başını olumsuzca sallayınca sessizce yine yürümeye devam ettiler. "Alya?" diye seslendi Saul. ALya hemen tepki verip ona baktı. "Sen hiç spiritüalizm ile uğraştın mı?" diye sordu sakince. "Bir zamanlar merak salmıştım öyle bir şeylere ama ustalaşmadım veya öyle bir yeteneğim olduğunu düşünmüyorum. Neden?" düşüncelere dalan Saul'e baktı. Sürülerindeki cadıyla görüşmeliydi Saul, Alya da bir şeyler olabilirdi. 

BENİMKde žijí příběhy. Začni objevovat