Bölüm 12

1.5K 104 3
                                    

        Ne kadar süredir bilmiyordu ama en az iki yıldır bu ateş çukurunu yakmıyordu. Tüm ihtişamıyla Saul ateş çukurundaki ateşin harlanması için odunları üzerine eklemeye devam ediyordu. Restoran sahibi Alya'nın hayatını kurtardığı müşterisi için yaptıkları dolayısı ile hesap ödemelerini istememiş hatta açtırdıkları pahalı şarabı onlara hediye etmişti. Kadehindeki şarabın tadını çıkarırken Saul'u izlemek ona huzur veriyordu. Ama içinde de bir huzursuzluk vardı. Her hareketini Kaya'ya benzetmekten vazgeçmeliydi. Onlar bir daha birlikte olamayacak iki kişiydiler. Kaya onun içindeki en güzel  yönünü yitirtmişti ve o bu eksikliğinin yerini doldurmak yerine başka bir yön keşfedip onu büyütmeliydi. Saul bunu başarabilirdi. Ne demişti, onunla İtalya'ya gitmesini istemişti. Belki de yıllık iznini bunun için kullanabilirdi.
Saul ateş çukuruyla işini bitirince Alya'ya doğru döndü ve derin düşüncelerde olduğunu görebiliyordu. Yanına gidip oturdu Alya'nın elindeki kadehi alıp bir yudum şarap içti. Gözleri buluştuğunda gördüğü şeyden memnundu. Sırtında tüylerini diken diken eden izlenme hissiyle kasıldı Alya'ya hissettirmeden ortamı kokladı. O buradaydı. Şimdi kendinden emindi,  Alya'yı reddeden eş kesinlikle oydu. Bu denli uyumu asla göz ardı edemezdi. Restorana gelmeden önceki yakınlaşmaları kokusunu Alya'nın üzerinde bırakmıştı ve o Alya'nın yanına gidince başka biriyle birlikte olduğunu anlamış olmalıydı ki şu an burada onu kontrole gelmişti. Kendine benzemesi de cabası...
"Seninle İtalya'ya tatil için gelebilirim"  Alya düşüncelerinden onu sıyırdı yüzünde mahcup bir gülümseme vardı. "Gerçekten mi?" şaşırmıştı Saul ama yine kurduna laf geçiremeden ona sarılıp dudaklarından öptü. Alya hemen cevap verircesine ellerini saçlarına geçirdi öpücüklerin arasında "iznimi halletmeliyim" dedi.  Saul kafasını olumlu bir şekilde hem sallayıp hem de gülümseyerek Alya'yı kucağına aldı. Elleri Alya'nın sırtından aşağıya kucağında iki tarafında konumlanmış bacaklarına doğru indirdi. Elleri elbisesinin altında kalçalarına ulaşınca ihtiyaçla sertleşen erkekliğine bastırdı. İkisi de aynı anda zevkle inlemelerini yuttular; sert ve tehdit içeren yüksek sesli bir hırıltı ile oldukları yerde kaldılar. Alya korkmuştu, sesin Saul'den gelmediğini biliyordu ve bu onu daha çok korkutmuştu. Aklına ilk gelen şeyi yaptı ve Saul'un kucağından kalktı ve etrafına bakındı. Saul kucağının boşanmasını fırsat bilerek savunma pozisyonu alarak Alya'yı arkasına çekti elleri yere yakın saldırmaya hazır halde etrafa bakıyordu. Kim olduğunu biliyordu ve ona ondan korkmadığını göstermesi gerekiyordu. Gözlerinin değişmesine izin verdi. Tam karşı tepede zeytin ağacı ile büyük kayanın orada eğilmiş sinirli bir şekilde nefes alış verişini kendini değişim geçirmemek için zapt etmeye çalışırken gördü. İkisinden de aynı anda yükselen hırıltılar Alya'yı daha çok korkuttu "Saul eve girelim lütfen" sesi netti kendinden emin çıkmıştı. Kendinden çıkan sese şaşırsa bile Saul söylediğine hemen tepki verdi vücudunu dikleştirip Alya'ya döndü elini tutup onu eve yönlendirdi. Sessizce eve girdikten sonra Saul mutfak pencerelerinin perdelerini kapatmaya başladı ve sırayla diğer odalarda da aynısını tekrarladı. Alya küçük bir yavru köpek gibi onu sadece takip etti ve değişen gözlerini izledi. İlk seviştikleri gece alkolün mayhoşluğuyla hayal meyal hatırlıyordu ama şimdi çok güzellerdi. Sanki iki farklı kişi tek bir yerden gördükleri şeyi farklı farklı anlamlandırarak bakıyorlardı. Saul işini bitirip Alya'ya baktı gördüğü meraklı gözleri fark edince hemen kontrolünü almaya çalışıp kurdunu geri itmeye çalıştı "Hayır! Yapma!" Alya yüksek sesle gözlerini değiştirmemesi için  Saul'un üzerine doğru atıldı. "Ne?" demekle yetindi Saul şaşırmıştı Alya'dan böyle bir tepki vermesini beklemiyordu. 

     "Şu kitaplardaki gibi illa ormanda mı değişim yaşamanız lazım? Şimdi burada değişsen..." eliyle salonu göstererek "evimi pis etme potansiyelin ne?" diye sordu Alya. Saul bu isteğini o kadar çok  yerine getirmek isterdi ki olumsuzca kafasını sallayarak "Yapamam bebeğim..." elleriyle yanaklarını sardı burnuyla burnuna dokunurken "Eğer burada değişirsem savaşa sebep olurum. Burada kaldığım sürece değişmeyeceğim için imza attım..." dudaklarına küçük öpücükler kondururken sesi daha da alçaldı "Ancak öyle yanında kalabilmek için iznimi uzata bildim" dedi. Alya kendisi için yapılan bu şeyin büyük bir şey olduğunu bilecek kadar kitapları okumuştu. Onlar değişim geçirmeliydi değil mi? "O zaman en erken zamanda pasaportumu yenileyip İtalya'ya gidelim. Bu şekilde daha uzun yaşayabileceğini düşünmüyorum" kafasını Saul'un göğsüne koymuş ona sarılarak ayakta dikiliyorlardı Saul bu fikri çok sevdi ve daha çok sarılışını sıkılaştırdı. Onunla İtalya'ya geldiğinde Alya'ya neler yaşayabilecekleri hakkında bilgiyi şimdi mi vermeli miydi? Yoksa uçakta giderken mi? Cevap basitti. Tabii ki uçakta...

*********

      Bölge Alfanın evinin bahçe kapısı olduğu yerden sökülerek açıldı. Dış bahçede sessizce oturan Luna ve Alfa oldukları yerden sıçradılar. Kafalarını sesin geldiği yere çevirince sinirden deliye dönmüş bir Kaya ile karşılaştılar. "Sen bana söz verdin!" ürpertici hırıltısı Lunanın tüylerini ürpertmeye yetmişti Kayanın.  " Bu ne cüret Kaya! Bu saatte evime gelip beni ve Lunayı rahatsız ediyorsun!" Alfanın sesi de hiç hoşnut olmadığını ve bunun cezasız kalmayacağını gösteriyordu. Kaya hızla yanlarına doğru geldi. Asla göz temasını kaçırmadan "Onu reddetmem için her yolu denedin ve başardın. Bana söz verdin ona bizden kimse yanaşmayacaktı! Şimdi ne oldu? Yanındaki kurt da neyin nesi?" Kaya en sonunda kontrolünü kaybedip leopar formuna dönüştü. Etrafta olta atmaya sinirden, kıskançlıktan ve yıllar önce ellerinden kayıp giden eşinin üzüntüsüyle  deliye dönmüş leoparını sakinleştiremiyordu. 

BENİMWhere stories live. Discover now