3. Bölüm

15 1 1
                                    

Onur'un evi böyle bir şey arkadaşlar tam aynısı değil ama önceki bölümdeki ev bu

-Nehir Ay Işıl'dan;

Şirketteki işlerim biter bitmez kendimi eve attım. Çok yorucu bir gündü. İş yerindeyken birkaç kere Onur'u düşünmüştüm. Sahi neden düşünmüştüm? Ne yeri vardı bende? Ne diye kafamda yer edinmişti? Neyse, şu an bunların sırası değildi. Düşüncelerden uzaklaşmak adına kafamı sağa sola sallayıp duşa girdim.

Bakımlarımı da yaptıktan sonra üzerime salaş bir tişört ve şort geçirip saçımı havluyla sardım.

Mutfağa inip ne yiyebileceğime baktım. Dolaptan birkaç malzeme çıkarıp pişirecektim. Ve KÜT! Neydi bu şimdi? Evimden ses gelmişti.

"Kim var orada?" Kimi kandırıyorum, dizide değilim ya. Salona doğru ilerledim, kimse yoktu. Banyo? Kimse yoktu. Odam? Kimse yoktu. Çalışma odama bakacaktım, son şans oraydı. Ve kimse yok...

Mutfağa geri döndüğümde yanlış duyduğumu düşünerek tavayı ocağa koyup altını yaktım. Ve tekrar o ses.

"Çıksana ortaya!" Mal mıyım?

Bu sefer direkt kendimi bahçeye attım. Kimse yoktu. Normalde girmez ama, kedi mi girdi ki diye de düşünmedim değil. Onur geldi aklıma "Tehlikedesin". Madem tehlikede olduğumu biliyor, ne diye yalnız bırakıyor beni? Adam koruman değil ya Nehir...

Tavanın altını kapatıp koşarak odama geldim, kapıyı kilitledim. Tam arkama dönüp yatağıma oturacaktım ki;

Nefes nefese duran ve yatağımda yatan biri, Onur mu o? Ta kendisi.

"Naber? Hadi hazırlan ne alıyorsan al."

"Pardon? Evime nasıl neden girdin ve ne haddine bana emir veriyorsun?"

"Nehir takıldığın şey sana emir vermem mi? Tehlikedesin dedim sana, tehlikedesin. İkiletme. Ne alıyorsan al hadi hızlı."

"Nereye gidiyorum?"

"Off Nehir, sadece 2 gün görüştük ama şimdiden kafayı yemişsin. Sen değil, biz."

"Kafayı yemeyip ne yapacaktım? Önce tanımadığım biri beni arayıp evine çağırıyor gitmezsem evime gelmekle tehdit ediyor, evine gittiğimde içinde saçma tipli adamların olduğu dosyayı uzatıp tehlikedesin diyor, diğer gün evime camda-"

"Nehir! Lütfen hazırlan ve gidelim hayatım. Tamam?"

"Hayatım ne be, 20 yıllık evli sanki. Dur şurda yarım saat hazırlanacağım, bavul mavul alayım mı?"

"Evet, uzun vadeli gidiyoruz."

"Nereye peki?"

"Kanada'ya."

"NE? Hayır hayır hayır gidemem Onur benim annem burda arkadaşlarım Onur benim hayatım burda işim burda gidemem hayır hiçbir yere gitmiyoruz gelmiş saçma sapan camdan giriyorsun kapı yokmuş gibi bir de Kanada manada bir şeyler hayır yok öyle saçma saçma işler."

Gerçekten mi? Kanada mı? Hayır. Katiyen olmaz.

Ben cümleleri sıralamaya devam ederken bir anda yataktan kalktı, kolumdan tutup beni çekmeceye yasladı ve eliyle ağzımı kapattı.

"Nehir, ben uzaktan salağa mı benziyorum?" Sesini kısmıştı, fısıltıyla sesli arasında gidip geliyordu. Yaniii biraz.. bu iç sesimi susturmam lazım.

"Her şeyi düşündüm, ayarladım. Annene de Kanada'ya iş için gittiğini söyleyeceksin. Annenin başına hiçbir şey gelmeyecek. Koruyacaklar. İşini de uzaktan halledeceksin. Sekreterin, asistanların her neyse hepsiyle online üzerinden görüşme yapıp online imza atacaksın. Ölmek mi istiyorsun? İşini hiç yapamayıp anneni ve arkadaşlarını ömrün boyunca görmek istemiyor musun? O zaman kal burada. Oraya gittiğimizde kimse seni bulamayacak. Şirketinin yükselip yükselmediği haberlerini alamayacaklar. Hepsini kontrol altına aldım. Şimdi, geliyor musun, kalıyor musun?"

Tüm hayatım gözümün önünden geçti, yaşadığım her şey.

Annem orta yaşlı bir kadındı. Çok asil ve duruşunu bozmayan birisiydi. Sağlığı hiçbir zaman düzgün değildi. Buna rağmen çok güzel bir hayat sürdü. Şu an hala sürüyor. Kendine inancı ve güveni tam. Bana da öyle. Bu hayattaki tek gayem annemi gururlandırmak olmuştur.

Babam ben doğduğum günün ertesi sabahı ölmüş. Annem hastanedeyken babam evden annemin yanına gidiyormuş. Başka bir hastaneden ölüm haberi gelmiş. Annem bu süreçte bana hem baba, hem abla, hem anne, hem de arkadaş olmuştur.

Ben ise çok neşeli bir kızım. Yerimde duramam. Hüzünlü ve dramatik şeylerden nefret ederim. Aksiyonlara bayılırım. Annem bana silah kullanmayı öğretmişti. 'Bunu sırf eğlencesine öğreniyorsun, başka şekilde sakın kullanma' demişti. Arada stres azaltmak için boks yapmaya gidiyordum, işler bana kalınca bıraktım.

Şimdi ise hayatım normal bir şekilde ilerlerken bir adam çıktı, beni koruyacağını söyledi. Nedeni yok, karşılığı yok. Sahi, neden beni koruyordu?



3. bölüm geldiii

açıklamaya yarın gelecek yazmıştım ama elimde hazırda 5-6 bölüm var..

tabii ki düzenleme yaparak atıyorum o yüzden tekrar tekrar okuyarak atıyorumz, uzun sürüyor.

Nehir kabul etmeli mi Kanada'yı?

Onur onu korumak için elinden geleni yapıyor.. korumacı erkek karizması diye bir şey var

4. bölümü ne zaman atarım bilmiyorum, yakın tarihte görüşürüz.

Biz Şimdi Neyiz?Where stories live. Discover now