45. Bölüm: KIRIK PARÇALAR, AYRI HİSLER

Start from the beginning
                                    

"Kim girdi?!"

Koridorda dolaşıp kendi kendine konuşan, gülen birkaç hasta kükrercesine çıkan sesimle ürküp etrafta koşuşturmaya başlamıştı.

Arkamdan gelen bir hemşirenin telaşlı sesiyle kasılmış çenemi hafifçe sağa çevirip bakışlarımı yana kaydırdım.

"Neler oluyor?"

Duvara fırlattığım kağıdı düştüğü yerden alıp hemşireye döndüm. Diğer hemşireler, etrafta korkup koşturan hastaları toparlamaya çalışıyordu.

"Bugün, bu odaya kim girdi?" Dedim kelimelerimi bastırarak.

Sesimi kontrol altına almayı başarsam da öfkem hâlâ kanımın tüm hızıyla damarlarıma baskı uygulamasına izin veriyordu.

"Be- benim bir bilgim yok. Sakin olun lütfen." Uzun boylu, sarı saçlı, neredeyse siyah kadar koyu renge sahip gözleri olan hemşirenin sesi korktuğunu fazlasıyla belli ediyordu. Etrafımdaki insanları korkutmaya hakkım yoktu. Nefes alışverişlerimi düzene sokmaya çalışarak derin bir nefes aldım.

Vücudum bir yangının ortasındaydı sanki. Öfkem her zerremi aleviyle sarmıştı.

"Kimin bilgisi var?" dedim gözlerimi gözlerine dikerek.

Tam ağzını açmıştı ki, Seniha Hanım'ın sesiyle gözlerimi geldiği tarafa çevirdim. Hızlı adımlarla olduğum yöne doğru geliyor, telaşlı gözlerle etrafı kontrol ediyordu.

"Neler oluyor burada Yavuz Bey?" Koyu gözleri önce yanımdaki hemşirenin daha sonra da benim gözlerimi buldu.

Elimi saçlarımın arasından geçirip avucumdaki buruşmaktan sertleşmiş kağıdı açtım. "Bu kağıt annemin avucunun içindeydi." Ona baktım. "Kim koydu bu kağıdı?"

Bu adam her deliğe nasıl girebiliyordu?

Elimdeki kağıda göz ucuyla bakarken kaşlarını çattı. Bakışlarını yanımdaki hemşireye çevirip gidebileceğini gösteren bir ifade takındıktan sonra dudakları aralandı. Gözleri elimdeki kağıda dikkatle bakmaya başladı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi.

"Hiçbir bilgim yok," başını iki yana salladı. Gözleri kağıtla benim aramda gidip geliyordu. "Nasıl olabilir böyle bir şey?"

"Bugün buraya farklı bir kişi geldi mi hiç?" dedim kısmış olduğum gözlerimi etrafta gezdirerek.

"Bilmiyorum..." gözlerini yere çevirip duraksadı. Düşünüyor gibiydi. "Gelse fark edilirdi."

Sinirle ensemi ovaladım. "Demek ki fark etmemişsiniz."

Yüzü daha düşünceli bir hâl aldı. Alt dudağını ısırdıktan sonra gözlerini gözlerime sabitledi. "Hayır... Olamaz böyle bir şey." Kendinden şüphe etmiş gibi bir hâli vardı. "Yani... Ben görmedim."

Kaşlarım havalandı. "Sen görmedin?"

"Biliyorsunuz, yıllardır buradayım ve sizin annenizle ilgileniyorum. Sadece sizin anneniz değil. Başka hastalar da var ve hiçbir zaman böyle bir şey ile karşıla- "

"Tamam!" Öfkem bedenime hükmetmeye çalışıyordu. Derin bir nefes alarak gözlerimi yumup açtım. Acilen Ezgi'nin yanına gitmem gerekti. "Şimdi gidiyorum. Bu konu burada kapanmadı."

Yanından hızla geçip giderken duraksayıp tekrar ona döndüm. "Yetkili kişi kimse şimdiden kamera kayıtlarını hazırlasın." İşaret parmağımı Seniha'ya kaldırdım. "Ve derhâl annemin kaydını başka bir hastaneye alın."

ÖLÜMCÜL SIRWhere stories live. Discover now