𝐅𝐢𝐧𝐚𝐥; 𝐒𝐨𝐧 𝐃𝐚𝐧𝐬

648 29 34
                                    

Final'i üstünüze fırlatıp yeni kurgular yazmaya giyorum🏃🏻‍♀️
________________

Arel'in ölümünden neredeyse 8 ay geçmişti. Barış hepimizden büyük bi şekilde deprosyana girerken ben Arel'e verdiğim sözlerle ayakta kalmaya çalışıyordum.

Kayra'ya biz bakıyorduk. Yani Doğan ile ben. Oshan'ın arkadaşı Sky ile davayı kazanıp Stew ve adamlarını tutuklatmayı başarmıştık.

Zoe, Barış'ın neredeyse 7/24 yanındaydı. Barış onun sayesinde biraz güç bulmuş sonunda bizimle birlikte son akşam yemeğine dışarı çıkmıştı.

Yemek masasında ki sessizliği bozmak adına bi konu açtım. "Astronmi bölümünü okumaya karar verdim." Dedim.

Dediğim şey planladığım gibi herkesin dikkatini çekti. Doğan bunda öncü olurken gururla masanın üstünde ki elimi tuttu.

Zeo bana sarıldı. Bi anda başka kollarda arkamdan bana sarıldı ve şaşkınlıkla arkamı döndüm. "Elçin..." Diye mırıldandım. Olaylardan sonra onlarla neredeyse hiç görülmemiştim bile. Yanında yiğit de vardı. Ayağa kalktım ve Yiğit'e de sarıldım.

Geri çekilirken Elçin'i belinden tutarak bana baktı ve gülümsedi. "Siz..." Demeden elinde ki yüzüğü gösterdi. "Ciddi olmazsın." Evleniyorlardı ama ben burada olamayacaktım.

Onlarda masa da yerini alırken az da olsa eski neşemi hissetmeye başlıyordum ama hâlâ bi şeyler eksikti. Herkes konuşmaya tekrar dalarken ben yıldızlara baktım. Her gün sana daha yakın olcağım. Diye geçirdim içimden.

"Seni izlediğinden emin olabilirsin." Dedi Barış. Ona buruk bi gülümseme sundum. Benim kadar o da acı çekmişti. Aramızda ki tek fark benim içimden onunsa dışından yaşıyor olmasıydı.

Zoe kafasını Barış'ın omzuna koydu ve söylendi. "Uykum geldi. Kalkalım mı?"

Barış önce onun saçlarını öptü ve "Olur." Dedi.

Onlar kalkarken Zoe'nin omuzlarına ceketini yerleştirdi Barış. Kayra ayağa fırlayıp Barış'a sarıldı. "Bana istediğim oyuncağı almazsan uçakla evine yıkarım." Diye tehtit etti onu.

Zoe Kayra'nın saçlarını karıştırdı. "Doğan amcana söylesene o bizden daha zengin." Dedi Zoe.

Kayraz Doğan dan çekiniyordu. Kayra utanarak bize doğru baktı ve yanıma arkama saklandı. "O ağzımı dikmez di mi? Babam doktorlardan uzak durmamı söylemişti özellikle Doğan amcadan. Çocukların ağzını dikiyormuş."

Herkes sesli bi şekilde gülmüştü. Arel yine yapıcağını yapıp varlığıyla bizi güldürmüştü. "Arel, Doğan'a olan kıskançlığını ufacık çocuğun üstünde bile kullanmış." Elçin kahkahaların arasından bu cümleyi kurmuştu.

Doğan'a baktım. Rahatsız olup olmadığını kontrol etmek, anlamak istedim o ise sıcak bi şekilde gülümüyordu. Aynı şekilde kafamı omzuna yasladım. "Seni anlamak çok zor." Diye fısıldadım.

Kulağıma eğildi. "Ben seni zaten ezberlemişken beni anlamak zorunda değilsin sevgilim."

"Ben de seni ezberlemek istiyorum. İçinde neler olduğunu bilmek istiyorum."

Gülümsemesini hissettim. "İçime bakman için kendine bakman yeterli."

Olanlardan sonra Doğan'a bi şans vermem gerektiğini biliyordum ve öyle de yaptım.

O akşam öyle güzel bi şekilde bitmişti. Yarın sabaha karşı yurtdışına çıkıyorduk. İsveç'e gidiyorduk bu sefer.

Arabaya giderken Kayra elimi tuttu ve söyledi. "Biliyor musun? Kuzey tarafında buzdan yapılmış bi otel varmış. Kesinlikle gidelim."

Elimi bırakıp ön kapıyı açıp arabanın ön tarafına oturmak için yerini alırken Doğan bi anda geldi ve Kayra'yı kucağına aldı. "Gitmek istiyorsan küçük hanımefendi sözümden çıkmaman lazım.

"Aman be." Diye söylendi Kayra.

"Tamam bende geliyorum arkada beraber oturalım olur mu?"

Kafa salladı. Arka tarafa oturdum. Kayra da yanımda yerini alırken Doğan sürücü koltuğuna geçti. Araba hareket etmeye başladıktan bi süre sonra Kayra kafasını dizlerime koyup derin bi uykuya daldı.

Doğan dikiz aynasından bize baktı. "Sabah Lidya Annem nerede dedi."

İnanmayarak ona baktım. "Ciddi misin?"

"Evet." Buruk bi gülümseme sundu bana.

"Doğan Kayra Arel'in çocuğu diye böyle bi şey-"

Sözümü keserek konuştu. "Asla Lidya. Lütfen bi daha böyle konuşma Kayra benim de emanetim. Ona kendi kızım gibi bakacağım."

Kafamı cama yasladım. Şuana kadar ne yaşamıştım. Ben bile inanamıyordum. Kimler gelip geçmişti hayatımdan. Nereden nerelere gelmiştim.

~ ☪ ~

Sonunda havaalanındaydık. Herkes buradaydı. Zoe bana sarılırken "Mutlaka beni ara ve tatillerde yanına geleceğiz." Diye tembih etti. Aynı şekilde Elçin ve Barış da.

Barış Doğan'ın omzuna vurdu. "Bana bak onlara iyi bakmazsan yemin ederim gece odana gelir seni silahla tararım."

Doğan sırıttı. "Dikkat et ağzını dikmiyim senin."

"Kayra yanımızda farkındasın değil mi Doğan?"

Kayra beni şaşırtacak şekilde Doğan'ın elini tuttu. "Doğan amca bana oyuncak bebek aldı. O öyle bi şey yapmaz."

Elçin gülerek Kayra'nın saçlarını karıştırdı. "Bi oyuncak bebekle seni mi kandırdı."

"Ne alakası var Elçin abla. Hem başımı sevmenin bi ücreti var. Nerede oyuncağım."

Yiğit elinde tuttuğu poşeti Kayra'ya verdi. "Al bakalım."

Büyük bi hevesle paketi açarken için de ki oyuncağa sonunda ulaştı ve bağırdı. "Bu özel yıl koleksiyonundan." Gidip ikisine de aynı anda sarıldı Kayra.

"Biraz pahalıya patladı ama aldık."

"Şimdi istediğin kadar saçımı okşıya bilirsiniz." Diye izin verdi Kayra. Yiğit Kayra'yı kucağına aldı.

Ve yanağına öpücükler kondurdu. Zoe de onu öptü.

Daha sonra uçağın anons sesi geldi ve "Gidelim." Dedi Doğan. " Zamanı geldi."

Kayra valizin üstüne oturdu. "Sür bakalım şöför. Hedef İsveç."

Benim hikayem tam bi trajediydi. Şimdi o hikayeyi baştan yazmak için kalemi tekrar elime almanın zamanı gelmişti.
____________________

Evet buraya kadardı. Okuyan ve buraya gelen herkese teşekkürler.

Normalde Arel ölmeseydi Doğan'ı Elçinle yapmak gibi bi fikrim vardı. Ya da Zoe ile bilmiyorum.

Pek beğendiğim bi hikaye olduğunu söyleyemem ama yinede sağolun.

Bi daha ki hikayelerde görüşmek üzere.

İyi günler :)

Yakamoz GüzelimWhere stories live. Discover now