𝟓

1.4K 101 25
                                    

Yorum ve Vote atmayı unutmayın ʕ⁠っ⁠•⁠ᴥ⁠•⁠ʔ⁠っ İyi okumalar.
_________________________

"Bu araba biraz daha sallanırsa üstünüze kusucam, Murat düzgün sür şunu." Yaşlı teyzeler gibi başını bağlamış Doğan'a da sürekli-"Tansiyonum çıkmış galibaç. Ağh" tekrar bu cünleyi söylerken, aynı bu şekilde yola çıktığımızdan beri bin defa daha tekrar ediyordu.

"Yok bi şeyin. Abartma." Doğan da ona bin defa bu cümleyi kuruyordu. "Neden böyle davranıyor peki? Bi şey mi batıyor." Cidden neden böyle davranıyordu?

Elif gülmemek için zor dururken Elçin sırtına vurdu ve bi anlık kahkahası arabayı doldurdu. "Çıkar ağzında ki baklayı." dedi Elçin.

Barış bi anda kafasını kaldırıp dik konumu geldi. "SAKIN!" Elini Doğan'ın kucağından çekip, başındaki örtüyü çıkartıp. "Bakın ben iyiyim, bi anlık olmuştu." Gibi bi şeyler gevelemeye başladı.

Elçin Elif'e dönüp cümlesini tekrar etti. "Çıkar ağzında ki baklayı dedim."

Elif önce derin bi nefes aldı ondan sonra Barış'a bakıp "Zorundayım." Dedi. "Bunun eski sevgilisi o güzergaha geliyor."

"Ne." Hepimiz bir ağızdan aynı cümleyi kururken Barış tekrar söylenmeye başladı. "Alâkası yok."

"Bu sebepten ötürü mü? İyice saçmaladın sende." Dedi Yiğit.

"Hâlâ onu seviyor ve bu durumda onu görmek Barışta ne gibi hisler yaratıcak bilmiyorsun. O yüzden konuşma." Diye çıkıştı Elif.

"Anlıyorum ama böyle davranması saçma. İlla bu şekilde davranmak zorunda değil." Elif'e karşılık verdi aynı şekilde Yiğit.

"Sen ne anlarsın ki, Duyguların var mıydı-" Elif'in kurucağı cümleye engel olmaya çalıştı Barış.

"Hop, Hop, hop Sakin. Hem ben her zaman böyleyim Yiğit bey. Niye şimdi gözünüze battı bu. Kışlaya dönünce boyunuzun ölçüsünü alim bi ben." diyerek göz kırptı.

Araç durduğunda Arel'in sesini duyduk. "Askerler inin." Hepimiz inmeye başlarken bi anda bi çocuk Arel'e koşmaya başladı.

Bu kim? Dememe kalmadan Elçin sorumu cevaplamıştı. "Kardeşi. Anlaşılan Abisini görmek için buraya gelmişler."

"Alabiliyorlar mı ki?"

"Onlar için bu kural geçersiz, Arel'in babasının rütbesinden." Dedi sessizce.

Güzergaha doğru yol alırken Arel Küçük çocuğu kucağına alıp kafasını okşamaya başladı. Biz sırayla içeri girerken onlar dışarda kalmıştı.

Doğan bi kolumdan çekip beni karanlık bi bölmeye çekmişti. "Bu gece." Dedi. "Bu gece işe koyuluyoruz."

"Koyuluyoruz derken? Karşı olan sen benimle birlikte adam mı öldürcen?"

Gelen sesler daha da yaklaşca beni kendine çekti. Diğer askerlerin sesleri biraz daha kısılırken ona baktım. Karanlıkta 2 adet mavi yıldız vardı sanki. Kafamı sallayıp kendime gelirken "Gerekirse öldürürüm... Sana bakınca sınırım yokmuş gibi hissediyorum."

Ne? "Lidya!" Birinin bağırmasıyla kendimi geri ittim. Doğan sadece buruk bi gülümseme sundu bana. Ben oradan çıkarken sesin geldiği yöne gittim.

"Heh Lidya seni arıyordum bi anda nereye kayboldun. Arel seni çağırıyor." dedi Murat.

"Tamam geliyorum." Önden o gitti bende onu arkadan takip ederken arkamı döndüm. Doğan o yerden çıkarken göz göze geldik sonra önüme döndüm zaten.

Yakamoz GüzelimOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz