𝟏𝟒

673 52 32
                                    

(⁠☆⁠▽⁠☆⁠) 👽
____________

"Onu bırakmamın ihtimali bile yok."

"Onunla gideceksin yani?"

Cümlesinin altında yatan imaya kaşlarımı kaldırarak baktım. "Hayır... Bak Doğan benim her şeyim. O olmadan bi şey yapamam."

"E o zaman?" Diye sordu. "Ne yapıcaksın?"

"Sen iyi misin?" Sorusuna soruyla karşılık vermiştim.

Bi süre durdu. Daha sonra derin bi nefes alıp "Değilim tamam mı? Sana karşı hislerim olduğundan beri hep ip üstünde durmaktan farksızım. Sana bi şey olucak diye ödüm kopuyor. Amacım seni kısıtlamak değil. Seni korumaya çalışıyorum."

"Ben kendimi koruya bilirim."
"BeN kEnDiMi KoRuYa bİliRiM"

Aynanda aynı cümleyi söylemiştik.

Gülmenin sırası değil Lidya.

"Biliyorum, ama bi kerede kendini bana bırak. Bırakta o yüklerini ben taşıyayım. Kendini rahat hissetmeni istiyorum. Yoksa sana kendini koruyamazsın demiyorum."

İçim de ki o ses konuşmaya başlamıştı "Bak belki ilk defa bu denli birini seviyorum, ki ilkte. Şu ana kadar nasıl büyüdüğümü biliyorsun. Ya eğer sevgi için seni bu denli seviyorsam ve..."

Bu sefer o anlam vermemişti "Ve..." Diye devam etmeye teşfik etti beni.

Devam ettim acıyla "Duygularım geçiciyse." Kafam kendiliğinden yer çekimine mağkum olmuş gibi yere düştü. "2 ay oldu daha."

Soğuk parmakları çenemi tuttu ve ona bakmamı sağladı. Gözlerin de ki umudun gitmesini beklerken bi şekilde daha da artmıştı. "Ha 2 ay ha 10 yıl. Ben sana tüm yaşamım boyunca bağlıymışım gibi hissediyorum. Hissediceğimde." Dedi.

Etraf bulanıklaşmaya başlamıştı. O rahatsız olmayayım diye beni anlımdan öperken. Dudaklarının deymeden önce titrediğini hissettim. Soğuk ve çatlamış dudakları anlımda uzun süre kaldı. O uzun süre boyunca anlıma 1-2 damla sıcak göz yaşı düştü.

Geri çekildi. Daha fazlasına ihtiyacım var dedim içimden. İhtiyacımız var. Çünkü bu yaraları ancak birbirimizi öperek kapatmaya çalışa bilirdik. Ellerimle göz yaşlarını sildim. Ve ben onu kendime çektim. Elleri belimi tutarken o güzel hisle yeniden doldum.

O yaralar kapanmazdı. Anlamıştı da bunu. Ama o yine de yaralarımı kapatmaya çalışıyordu. Hiç yılmadan, hiç vaz geçmeden.

Dudaklarının dudaklarımdan ayrılmasını istemiyordum. Önce hafifçe başlayan öpüşmemiz daha sonra hiddetlendi. Dilini ağzımın içinde hissetmemle ona aynı hızda eşlik ettim. Bu duyguyu çok özlemiştim. Sanki hayatım tekrar vuku bulmuştu.

İçim tekrar ısınmaya başlarken, bi anda sırtımın duvarla buluşunca yavaş yavaş ondan kurtuldum. "Burada olmaz." Ağzının içine fısıldamıştım resmen. "Daha sonra sevgilim."

Anlı anlıma dayalıyken komumu iyice içine çekti. Bi süre anlı anlıma dayalı öylece kaldık. Son kez öptü beni ve kendine hakim olmak istercesine gözlerini açıp kapattı. Sonra ise kendini benden ayırdı.

"Uyu$turucu gibisin ama zararsız olanından."

"Hayır" dedim. "En zararlı olanından ve uyarırım komutan. Çok pis oynuyorsun."

Konunun tekrar farkına vardım. onu ve kendimi bekletmemek adına cevabımı verdim. "İkinizle de gelemem. Eşref bi yandan, düşmanı bi yandan arıyor."

"Ne, nereye gideceksin? Düşmanı ne alaka?"

"Bilmiyorum ama bunun altında da bi şey var gibi. Hayırlısı. Sadece Eşref'in kızı olduğumdan değil. Başka bi' şey için de beni arıyorlardır. Bu kadar talibim varken ortalıkta gözükmesen iyi edersin sende."

Yakamoz GüzelimWhere stories live. Discover now