𝟏𝟑

783 75 23
                                    


_________

"Ne demek kaza yapmış?"

"Bilmiyorum, telefonundan biri aradı ve kaza yaptığını söyledi. Siren sesleri vardı hep."

Zoe arabayı sürerken her şeyi bi anda ona açıklamıştım ve hastahaneye doğru yola koyuluyorduk.

"Tamam, sakin ol." Diye beni sakinleştirmeye çalıştı. Umarım iyidir. Ona bi şey olursa ben...

Doğan benim şimdiye kadar tek destek kaynağımdı ve eğer ona bi şey olursa kendimi ne halde bulurum bilmiyordum.

Elimde sıkı sıkı tuttuğum telefonum titreyince telaşlı gözlerim ekranına baktı. Bilinmeyen numara

Açıp kulağıma dayadım. "Hey, bi anda nereye kayboldun? Evinizin önündeyim."

Arel'in sesini duyunca içim bi nebze rahatlamıştı ama aynı telaşlı sesle konuşmaya devam ettim. "Vereceğim konuma gelin. Doğan kaza yapmış açıklayacak zaman yok."

"NE? Tamam geliyoruz. Barış hadi." Telefonun ucunda Barış'a seslenmişti.

Aramayı sonlandırıp konumu gönderdim.

~ ☪ ~

"Son état sur les lieux était grave. C'est un peu mieux maintenant. Il a pris un coup au cerveau, mais ce n'est pas aussi gros que vous le pensez. Les deux os du bras sont cassés. Encore une fois guéris bientôt.Olay yerinde durumu ciddiydi.** (Şu an ise biraz daha iyi. Beyninden darbe almış ama sanılan kadar büyük bi şey değil. 2 kol kemiği de kırık. Tekrar geçmiş olsun.)" Doktor baş sağlığı dileyip hastahane koridorlarında gözden kaybolmuştu.

Derin nefesler alarak Doğan'nın odasının girişine yakın oturanlara oturdum.

"İyiymiş, artık rahat olabilirsin." Zoe'ye baktım. Ve gözüm doldu yine.

"Çok korktum Zoe. Şimdiye kadar bana destek olan kişiyi kaybetmekten, ailem olan onu kaybetmekten çok korktum. Onun kılına bile zarar gelmesi benim canımı acıtmaya yeter."

Oturduğum sandalyenin önünde diz çöktü ve elimi tuttu. "Biliyorum, bak geçti yanındayız. 1-2 saat sonra onu görebileceğiz."

Zoe'nin yanında olan 1 çift ayağı o an fark ettim. Kafamı kaldırıp onu gördüm. Bi anlık şaşkınlığını hemen yüzünden silip gerçeğe dönmeye zorladı sanki kendini.

"Durumu nasıl?" Dedi.

Zoe açıkladı "Bi kaç kırığı var onun dışında durumu iyi."

"İyi olmasına sevindim." Dedi hemen arkasından Barış. Sonra sordu "Kantinden bi şey ister misiniz? Alim gelim."

"Su."

Kafasını salladı ve gitti. Arel yanıma otururken bana sarıldı. Kokusu içime huzur vermişti. Bi süre daha öyle durdu benimde aynı şekilde ona sarılmamı bekledi ama karşılık vermedim. Şu an olmazdı. Zamanı değildi daha. Cevabı aldığını var sayıp kollarını bedenimden çekti ve ellerimi tuttu. Teselli etmek istedi "O iyi, bak doktor iyi olduğunu söylemiş. Telaşlanma artık bu kadar." zoraki bi ses tonunda.

Ben öylece durdum sadece.

~ ☪ ~

"O SAĞLAM BACAKLARINI DA BEN KIRACAĞIM." azarlayarak motivasyonun yerimdeymiş gibi odaya girdim.

Güldü. Kanamadan dolayı sardıklark bandaj ve duvara asılı olan kolları vardı. Alçıda. Bu haline daha da ağlamak istedim.

Gözlerim dolmuştu tekrar gördü bunu ve buruk bi gülümseme gönderdi bana. "BENDE SENİN O KALIN KAFANI KIRICAM. Ağlama iyiyim artık."

Sarılmak istedim ama sadece anlından öptüm gözlerini yumdu. O gece yaptığı gibi, benzer bi an yaşamıştık.

Zoe bacaklarını cimdi. "AĞH NABIYON GERİ GERİ ZEKAĞLI."

"Sağlamlık testi Man kafam." Tekrar o bol kahkahalı ortama dönmüştük.

Hemşire kapıyı tıklayarak içeri girdi ve yemek tepsisini Doğan'nın önüne bırakıp "Geçmiş olsun tekrar." Dedi ve gitti.

Ben yanına otururken Zoe "Gitsem iyi olurr." Diyip o da gitti.

Elimde ki kaşıkla yemek yedirmeye çalıştım ona. "Bi daha kendine dikkat etmezsen bu kaşığı boğazına tıkarım."

"Ölümüm senin elinden olacaksa varım ben."

Bi anlık duraksadım ama yemeğini yedirmeye devam ettim.

Gülüşerek zaman böylece geçti. O uyurken bende yanında ki koltuğa uzandım.

~ ☪ ~

"Gerçekten bunları hak ediyor musun?" Hiç bilmediğim bi ses konuşmaya başlamıştı.

Ellerimi hareket ettirmeye çalıştım. Etrafıma bakınca bi ağaca bağlı olduğumu gördüm. Konuşmaya çalıştım ama ağzımı bi türlü açamıyorum.

"O herkesten masum. Onun hiç bi zararı yok. Babasının yetiştirme tarzından kendinden nefret ediyor. Kendinden nefret etmesini sağladınız."

Sesler vardı sadece hiç bi görüntü yoktu.

"Biz mi?" Güldü kaba ses. "Her şey onda bitiyor. Ve nefret ediyorsa eğer kendinden bunun bi nedeni vardır demek."

Ağzımı sonunda açıp bağırdım "Benim kimseye zararım olmadı. Bunları hak edecek bi şey yapmadım."

"Kızım." Dedi yüzü buğlu biri. Ayırt edemiyordum sanki bütün karmaşalar yüzünde buluşmuştu.

"En büyük gücün sensin. Bunu unutma; Hiç kimseye ihtiyacın yok." Ağaca bağlı olan vücudum çözülmüştü. "Sen hep özgürdün, kendini bağayanda sendin."

Yüzüme vurulan ve burnuma kaçan sudan dolayı ani bi şekilde kalktım ve biri eliyle ağzımı kapattı.

Kafamı çekince Arel'i gördüm. Eliyke önce uyuyan Doğan'ı daha sonra dışarı gelmemi el işarerleriyle söyledi.

Onu takip ettim. Kapıyı yavaşca kapattık.

"Söyle." Dedim. "Niye uyandırdın beni."

"Uykunda bağırdın iyi misin?"

"Ev-vet. Kabus görmüşümdür."

Ne görmüştüm de bağırmıştım ki?

Doğan'nın uykusunun ağır olması ilk defa işime gelmişti.

"Önemli bi konu var yine."

"Dinliyorum."

Arel telefonunu eline alıp haber sitelerini gösterdi.

"Kaçak asker Arel Asaf Demirer son dakika Fransa da olduğu öğrenildi"

Gözlerim büyük ihtimal şu an pörtlemişti. "Sen buraya kaçak mı geldin?"

Elimi tuttu. "Senin için." Dedi. "Bırakmıyorlardı. Ve Korgeneral eğer kaçarsam yandaşlıktan hüküm giyeceğimi söyledi."

"Ama yinede geldin. Ya Kayra?"

Elleri omuzlarımı tuttu. "O da yolda geliyor."

"Nereye? Ne oluyor?"

"Bak başka bi' ülkede tanıdıklarım var. Çoktan yerimiz hazır eğer gelmek istersen hazırlıkları yapacağım."

"Ne? Dur 1 dakika eğer senin yerini öğrenmişlerse Eşref'in düşmanı. O da peşimizden gelecek." Dedim

Kelimeler boğazımdan zorlukla çıkıyordu. Doğan... Zoe... Onlar?

"O yüzden çabuk karar vermelisin. Zoe ailesinin yanına yani Çin'e gidiyor. Biz Kanada'ya gideceğiz." Dedi. Elleri omuzlarımı sıkmaya başlamıştı. Onunla gelmememden korkuyordu.

Sahi gidecek miydim?

"Lütfen akıllıca karar ver Lidya. Yalvarırım."

Hayatım daha yeni düzene girdiğini sanırken tekrar başa alınıyordu.
_________

Siz olsaydınız kimi seçerdiniz?

Yakamoz GüzelimWhere stories live. Discover now