6.BÖLÜM

9.3K 411 21
                                    

Sabah uyandığımda kendi yatağımda ve Deniz'in kolları arasındaydım. Dün akşam Deniz'e sarılarak ağlamıştım, sonra da uyuyakalmışım.

Yorganı kaldırdığımda karşılaştığım manzarayla çığlık attım. Deniz çıplaktı ve benim üzerimde sadece kısa bir gecelik vardı. Allah belanı versin Deniz! Pis sapık, boyundan posundan utan! Çığlığımın sesine Deniz'de uyandı.

"Ne oluyor ya?" Dedi uykulu sesiyle. Ebenin şeyi oluyo, hayvan!

"Pis sapık! Ne yaptın gece bana?" diye cırladım.

"Ne diyorsun Minel ya? Ne yapmış olabilirim sana?" dedi. Bu sefer sesi uykulu çıkmamıştı.

"Senin üzerin niye çıplak? Ben niye yarı çıplağım?" diye ona yastıkla vura vura konuştum.

"Ya Minel bir dur! Bir şey yapmadım sana!" hem konuşuyor hem de beni durdurmaya çalışıyordu. Tabi ki de ben durmadan vurmaya devam ediyordum.

"Ya Minel duş aldıktan sonra yatağa havluyla uzanmıştım, uyuya kalmışım. Vurma artık be!" Bu söylediklerinden sonra vurmayı bıraktım.

"Nasıl ya? Peki bu üzerimde ki gecelik ne?" dedim tekrar sinirle.

"Ya sen uyuya kalınca ben de üzerini değiştirmek zorunda kaldım." dedi sakin bir sesle.

"Oha! Beni çıplak mı gördün yani sen?" dedim burnumdan soluyarak.

"Evet, biraz öyle oldu." dedi ve sinsice gülümsedi.

"Sapık mısın sen ya? Nasıl böyle bir şey yaparsın?"

"Karımsın sen benim, gördüysem ne olmuş yani?" Dedi o sinsi gülüşünü bozmadan.

"Of sabah sabah seninle uğraşamam. Çık odadan giyineceğim." Dedim elimle kapıyı göstererek.

"Zaten göreceğimi gördüm Minel, çıkmasam?" Ben bunu döverim, hatta öldürürüm!

"Deniz!" Diye cırladığımda hızla yataktan kalktı. Tabi üzerinde hiç bir şey yoktu. Haliyle gözüm gitmemesi gereken yerlere gidince kocaman büyüdü. Deniz fark etmiş olacak ki kahkaha attı.

"Nerede benim havlum ya?" Diyerek etrafa bakındı. En sonunda yerde havlusunu bulunca beline sardı ve odadan çıktı.

Banyoda işlerimi halledip üzerimi giyindim ve aşağı indim. Deniz telefonla konuşuyordu.

"Tamam baba orada olacağız." dediğinde Orhan Bey ile konuştuğunu anladım. Deniz telefonu kapattığında yanıma geldi.

"Şirketin bu akşam tanıtım yemeği varmış, babam bizimde orada olmamızı istiyor." dedi bana soran gözlerle bakıyorduk.

"Tamam, gideriz." dedim ve koltuğa yayıldım.

"Kahvaltıyı dışarıda yapalım mı?" dedi oda yanıma otururken.

"Olur."

Deniz beni çok şık bir kahvaltı salonuna getirmişti. Bir masaya oturduk ve siparişlerimizi verdik.

"Nasıl, beğendin mi?" dedi etrafına bakınarak.

"Evet beğendim." dedim ve gülümsedim.

Deniz ile sohbet ederken masamıza genç ve çok güzel bir kız geldi. Sarı saçları ona o kadar çok uyumlu duruyordu ki, kızı kıskanmadım dersem yalan olurdu.

"Deniz? Hiç arama sorma zaten, 1 aydır görüşmüyoruz." dedi aynı zamanda Deniz'e sarılırken.

"Aa Serra nerden çıktın sen? Özledim seni." dedi Deniz ve sarılmasına karşılık verdi. Bir dakika ya şu az önce içimden iltifat yağmuruna tuttuğum sarı kız benim kocamla mı sarılıyor? Lan senin o çok güzel olan sarı saçlarını yok ederim! Çek ellerini!

"Deniz, benide tanıştırsana arkadaşınla." diye imalı bir şekilde konuştum.

"Aa evet, şey Serra bu Minel. Minel buda Serra." dedi ve benim sinirler dans etmeye başladı. Karısı olduğumu söylemedi!

"Memnun oldum, eşim sizden hiç söz etmemişti." dediğimde kızın o muhteşem gülüşü yok oldu.

"Eşim mi? Siz evli misiniz? Ama nasıl olur daha 1 ay önce Deniz.." diye konuşuyordu ki sözünü Deniz kesti.

"Serra senin acelen yok mu? Bizim konuşacak şeylerimizde var hem, en iyisi sen git." dedi. Resmen kızı kovmuştu.

"Neyse Deniz, öyle olsun." dedi ve beni nefretle bakan gözleriyle süzdü. Daha sonra da yanımızdan uzaklaştı.

"Bu neydi şimdi Deniz?" dedim sinir dolu bakışlarımı ona çevirip.

"Hiç bir şey." dedi ve konudan resmen kaçtı. İştahım kaçtı ya!

Deniz güzel güzel kahvaltısını etti ben sadece öyle oturdum baktım. Sinirim bir türlü dinmiyordu. Aslında fazla mı tepki veriyorum ya? Yok be ne fazlası! Az bile bu öküze. Hiç bir şey yemiyorum, sinirlendiğimi anlasın istiyorum, hiç takmıyor bile! Ben sana bunu ödetmez miyim Deniz?!

Akşam olduğunda çok şık giyinmiştik. Banyoda son dokunuşlarımı hallettikten sonra odaya döndüm. Deniz'de saçlarını yapıyordu. Çok yakışıklı olmuştu yine.

Beni fark ettiğinde süzdü ve gülümsedi.

"Çok güzel olmuşsun canım ama bu kadar kısa bir elbiseyle dışarı çıkamazsın." dedi. Deniz az önce beni kısıtlamış mıydı? Gerçekten bu hoşuma gitmişti.

"Sana ne Deniz? İstediğimi giyerim karışamazsın." Dedim ve aynadan kendime bakmaya başladım.

"Karışırım Minel. Eğer ki birisi bacaklarına bakarsa öldürürüm onu." Dedi bacaklarımı süzerek.

"Tamam Deniz bakan olursa öldürürsün. Sonra da hapise girersin ve bende senden kurtulmuş olurum." Dedim ve çantamı alıp odadan çıktım.

Deniz ile yemeğin verileceği mekâna geldiğimizde yine karşımıza o sarı gıcık kız çıktı. Adı neydi ya? Heh! Serra var ya o.

"Deniz biraz iş konuşalım mı?" Dedi ve Deniz'i kolundan tutarak uzakşatı. Bana inat mı yapıyor? Etrafıma boş boş bakıyordum ki kolumda bir el hissettim. Kafamı kaldırdığımda karşımda Burak'ı görmeyi beklemiyordum. Ona tiksinen gözlerle bakmaya başladım.

"Bana öyle bakma Minel, dayanamıyorum." Dedi pişman gözlerle.

"Seni görmek dahi istemiyorum Burak." Dedim ve kolumu elinden kurtardım.

"Sana söz veriyorum Deniz ile boşanmanı sağlayacağım. Hiç bir engelimiz kalmayacak." Dedi benim sinirlerimi daha fazla oynatarak.

"Burak, ben Deniz ile gayet mutluyum. Artık benimle uğraşmaktan vazgeç!" Diyerek sesimi yükselttim.

"Ne yani, Denizi seviyor musun?" dedi kırılmış bir vaziyette.

"Evet Burak. Kocamı seviyorum." Dedim beni rahat bırakması için. Yoksa kendime itiraf edemediğim şeyleri gerçek anlamda Burak'a itiraf edecek değildim.

"Abi!" Arkadan Deniz'in sesini duyduğumda söylediğim şeylere lanet etmiştim. Deniz her şeyi duymuş muydu yani? Burak'ın bana aşık olduğunu duymuştu. Allah'ım lütfen şimdi bir kavga olmasın. Yoksa çok büyük bir kavga olacaktı ve bu kavganın sebebi ben olacaktım.

"Nasıl Minel hakkında böyle hislere sahip olabiliyorsun?" diyerek dehşetle konuştu.

"Deniz lütfen sakin ol." dedim yalvarırcasına.

"Sus Minel! Nasıl olurda bu olanları bana söylemezsin?" dedi dehşetle.

"Deniz söyleyecektim ama kendimi hazır hissetmiyordum." dedim başımı yere eğerek. Kendimi o kadar çok suçlu hissediyordum ki, anlatamam.

"Yeter artık Deniz! Minele bağırma, onu üzme!" diye atıldı Burak.

"Karımı rahat bırakacaksın anladın mı? Ona asla sahip olamayacaksın!" dedi Deniz. Resmen sinir krizi geçiriyordu. Burak'da aynı onun gibi sinirle konuştu;

"Sahip olamayacağım öyle mi? Minel'in eve döndüğü akşam onu öptüm! Eminim ki sen hiç bir zaman bu denli onu öpmemişsinidir, ama bak ben öptüm işte!"


Sınır 15 vote. Öpüldünüz :*

KARMAŞIK AŞKWhere stories live. Discover now