2. BÖLÜM

14K 502 23
                                    

Deniz gibi bir sapık ile aynı evde tam 3 günüm geçmişti. Beni her fırsatta küçümsüyor, dalga geçiyor hatta bana hizmetçi muamelesi uyguluyordu. Bu aptalla aynı evde kalmak berbat bir şeydi. Bazen benimle yakın temasa geçiyor, ben utandığımda da alay ediyordu. Eve abisi misafirliğe gelmek istediğinde 'Karımla özel işlerimiz var' diyordu. Bunu abisini başından savmak için söylediğini biliyordum. Ama Burak'ın böyle bilmesi beni sinir ediyordu. Eminim aklından "Zorla evlendi ama koca meraklısıymış" diye geçirmiştir. Deniz aşırı sorunlu bir insan. Her şeyi ayrı dert. Yemek yiyor, bulaşık yıkamıyor. Üzerini değiştiriyor, kıyafetleri odanın farklı farklı köşelerine fırlatıyor. Ve ben dağınıklıktan nefret eden birisi olarak mecburen topluyordum. Ev işi yapmama yardım etse hiç laf etmeyecektim ama gün içinde sadece playstation oynuyor, yemek yiyor ve uyuyordu. Aptal herif..

"Minel,gömleğimi ütüle." diye bağırdı odadan salona. Görmese de gözlerimi devirdim. "Oldu canım,başka bir isteğin de varsa söyle." diye ben de ona bağırdım. Şurada shameless izliyorum dediği şeye bak.

"Minel dalga geçme, ütüle hadi." Off kurtuluş yok mu bundan? Yeter ama! Kalktım yukarı çıktım. Sırf dışarı çıkacak ve evde beni yalnız bırakacak diye ütüleyecektim gömleğini. Odaya girdiğimde sadece boxerıyla duruyordu. Hemen gözlerimi kapattım.

"Napıyorsun be hayvan! Ben sana böyle dolanma evin içinde demedim mi ?" diye cırladım. Kahkaha attıktan sonra "Sende sütyenle dolaşabilirsin. Ben bir şey demem merak etme." dedi alay dolu sesiyle. Ellerimi gözlerimden çekmeden "Deniz, sen küçükken gözünün önünde at mı kestiler? Böyle birisi olmanı küçüklükten gelen bir travmaya bağlıyorum." dedim ve odadan çıktım.

Üzerini giyinip arkamdan geldi.
"Bir fikrim var."dediğinde yapmacık bir kahkaha attım ve "Şaşırtıcı." dedim. "Dalga geçme, ciddiyim. Eve bir yardımcı alalım. Sen hiçbir şeyi beceremiyorsun." dediğinde hızla ona döndüm. "Dinime küfreden müslüman olsa. Sen götünü kaldırıp yardım etsen belki de becereceğim." Resmen çemkirmiştim. Bu halime güldükten sonra "Ne diyorsun? Senin de fikrini almak istedim. Sonuçta senin de evin burası." Bu hareketi hoşuma gittiği için laf sokmayı erteledim. Hoşuma gittiği belli olmasın diye umursamaz bir tavırla "Ne yapıyorsan yap." dedim ve shameless izlemeye geri döndüm.

Sonunda Deniz dışarı çıkmıştı. Ben de bu durumdan yararlanıp en yakın arkadaşım Ela'yı eve çağırmıştım. Kapı çaldığında koşarak kapıyı açmaya gittim. Karşımda Ela'yı görünce boynuna atladım. Çok özlemiştim onu. Her şey aniden gelişince Ela'ya mesaj atarak olup biteni anlatmıştım. Şehir dışında olduğu için mükemmel (!) nikahıma gelememişti. İstanbul'a bu sabah dönmüştü.

"Çok özledim seni." dedim ve onu içeri çektim.

"Ben de seni çok özledim. Kocan yok mu?" dedi ve pis pis sırıttı. Gözlerimi devirip "Ela ağzını burnunu kırarım senin. Kocan demesene şuna!" diyerek koluna vurdum. Kahkaha attıktan sonra "Kocan ama Minel. Bence biraz şanslı sayılırsın. Çünkü; hem zengin, hem yakışıklı birisiyle evlendin. Zenışıklı deniyor böylelerine." Söylediği şeye istemsizce güldüm. "Zenışıklı olması benim umrumda bile değil. Beyni yokmuş gibi davranıyor, bu zengin ve yakışıklı olmasından daha önemli bir şey." dediğimde kısa bir kahkaha attı. Daha sonra ciddileşip "Babandan bir haber yok mu?" dediğinde suratım düştü. "Hiç o konulara girmeyelim. Benim hayatımda öyle birisi yok artık." "Sen nasıl istersen bebeğim. Neyse, bırak şimdi bu konuları. Gel bak, sana düğün hediyesi olarak neler aldım." dedikten sonra koltuğa oturdu. Hemen gidip yanına oturdum. Poşetlerden çıkardığı şeyler karşısında şok oldum. Dantelli kısacık dekolteli gecelikler almıştı. Surat ifademi görünce gülmeye başladı. Kaşlarımı çattıktan sonra "Ela, manyak mısın? Bunlar ne?!" diye şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak konuştum. Ama imkansızdı. "Görmüyor musun? Gecelik aldım sana. Bunlar işine yaracak şeyler, anlarsın ya." dedikten sonra göz kırptı. "Neyse ben dolabına koyayım bunları. Hem evini de gezmiş olurum." dedi ve sinsice sırıttı. Yukarı çıktığında ben de mutfağa geçtim ve ikimize yiyecek bir şeyler hazırladım.

Ela gideli 2 saat oluyordu ve saat 10'a geliyordu. Deniz hayvanı hala eve gelmemişti. Neredeydi acaba? Sana ne? Niye merak ediyorsun o aptal herifi? Nerede olacak, kesin bir kızın yanındadır. Neyse, beni ilgilendirmiyor zaten.

Salonda rahatça yayılmış film izlerken kapının sesini duydum ve ardından kahkaha atan bir kadın sesi. Oha! Kesin eve kız attı bu hayvan! Allahın belası, bir de benim olduğum eve getiriyor. Kendimi toparladım ve düzgünce oturdum koltuğa. O sırada salona Deniz ve yanında mini etekli, sarışın, manken gibi bir kız girdi. Beni gördüklerinde ikisi de durdu.

"Hoş geldin." İmalı sesimle Deniz'e bakarak konuştum. "Hoş bulduk." Dedikten sonra yanıma geldi. Kız hâlâ aynı yerde duruyordu. Deniz'e 'Ne iş' der gibi baktım. Anlamış olacak ki "Minel,bu yeni yardımcımız Şeyma." dedi gülümseyerek. Kaşlarımı çattım. Ardından hemen kendimi toparlayarak "Neye yardım edecek bu etek boyuyla ?" dedim yapmacık bir gülümsemeyle. Thug lifeee. İşte bu bee. Gönüllerin sultanı Minel = 1 sarı yelloz = 0. Şeyma'nın gülüşü suratından silindi. Deniz ise tam aksine daha da çok sırıtmıştı. Tek fark bu sefer ki sırıtışı çok sinsiceydi.

Koltuktan kalktım ve odaya çıktım. Telefonumdan shameless izlemeye başladım.Ben diziye dalmışken, odaya Deniz girdi.

"Sen Şeyma'yı kıskandın mı az önce ?" dedi gülerek ve yanıma uzandı. Kalk döv Minel, bu öküz dayak istiyor. Suratına boş boş baktıktan sora "Ne alakası var Deniz ? O kızın neresini kıskanayım ?" dedim umursamaz bir tavır göstermeye çalışarak. Gülümsedikten sonra "O uzun ve seksi bacaklarını mesela." dedi. "Deniz susar mısın? Uyuyacağım." dedim ve sırtımı ona döndüm.

Kapı sesini duyunca Deniz'in odadan çıktığını anladım. Ya o sarı yellozun yanına gittiyse? Ben bunları suç üstü yakalasam da Deniz'den boşansam nasıl olur? Minel iyi misin yavrum? Bırak ne yaparsa yapsın. Suç üstü yakalasam bile boşanmama izin vermezler, neyin hayalini kuruyorum. Ama şimdi böyle de olmaz, sonuçta biz evliyiz. Benimle evliyken başkalarıyla birlikte olmamalı.

20 dakika kadar yatakta Deniz ve o sarı yellozu düşünüyordum. Meraktan ölmemek için ne yaptıklarına bakmaya karar verdim. Odadan çıktım ve aşağı indim. Gülüşme sesleri merdivenlere kadar geliyordu. Salona girdiğimde onları yan yana oturmuş şarap içtiklerini gördüm. Beni fark ettiklerinde Şeyma hemen ayağa kalktı. Ben şimdi seni doğduğuna pişman etmez miyim?

"Ne bu samimiyet?" dedim sesimi sakin tutmaya çalışarak. Başını yere eğdi. O saçlarını tutup onu yerden yere vurmayı o kadar çok istiyorum ki. Şu kızın gözünde, Deniz yüzünden aldatılan kadındım resmen. Benim gurursuz olduğumu bile düşünüyordu bence, bunu hissediyordum.

"Benim evimde böyle şeylere yer yok. Çalışıp paranı kazanmak istiyorsan, düzgün duracaksın." Tek kaşımı kaldırarak "Umarım anlamışsındır." dedim. "Anladım." dedi kısık bir sesle. "Güzel. Şimdi odana çekilebilirsin." dedim ve Deniz'in yanına oturdum. Sanki çok mutlu bir evliliğim varmış gibi kolumu denizin omuzuna attım. Samimiyetsiz bir şekilde gülümsedikten sonra Şeyma'ya gitmesi için kapıyı gösterdim. Hızlıca odasına gitti. O gittikten sonra kolumu çektim. Şu an Deniz'e bakamıyordum. Deniz'in ellerini belimde hissetmemle suratına baktım. Ani bir hareketle beni kucağına çekti. Resmen kucağında oturuyordum. Deniz'in ellerini kalçamda hissetmemle titredim. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve dudaklarıma bakmaya başladı. İstemsizce dudağımı ısırdım. Gülümsedikten sonra "Demek kıskanmıyorsun, öyle mi ?" dedi. Cevap vermemiştim. Şu pozisyondayken konuşabileceğimi sanmıyordum. Nefesini dudağımda hissetmemle gözlerimi kapattım. Bir kaç saniye sonra dudağımda o eşsiz benzersiz dudakları hissettim. Biz Deniz ile öpüşüyorduk ve ben ona karşılık veriyordum!

SINIR 15 VOTE :) ÖPÜLDÜNÜZ :*

KARMAŞIK AŞKWo Geschichten leben. Entdecke jetzt