✨ BÖLÜM 8 ✨

43 19 0
                                    

Karanlığın içinde yürüyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Karanlığın içinde yürüyordum. Etraf çok sessizdi, fazla sessiz...
"Lütfen!" Diye küçük bir yalvarış duydum. Nereye koştuğu bilmeden koştum.
Yüreğimde nedenini bilmediğim bir acıyla devam ettim koşmaya. Belki bir yardımın dokunur diye. Etrafı yavaş yavaş görmeye başladığımda durdum.

Bu duraksamanın nedeni bir insanın başka bir insana yaşattığı acı ölümün tadını hissetmemdi. Tabii ona insan denirse...

Tek gördüğüm kan ve bir adamın küçük bir çocuğun üstünde ona bıçak dayadığıydı.
Zaman durmuştu. Sadece küçük çocuğun acı içinde "yardım edin!" Diye koridorda yankılanan yakarışları kalmıştı. Bu ses bir yerden bana tanıdık gelmişti.

Gözlerim bulanıklaştığında ağladığımı fark ettim.
Yerde yatan çocuğa yaklaştığımda yüzünü karanlıkta azda olsa görmeye çalıştım.
Çocuğun üstünde yatan adamın bıçak darbelerine bakmamaya çalışarak çocuğu inceledim...
Tarık...

Uyandığımda dudaklarımdan çıkan tek bir haykırış vardı...
"Tarık..."
Fakat içime gömülü kelimeler: bıçak, kan,Tarık,çığlık,karanlık,
Koridor...
Saymakla bitmeyen yeni korkularım...

Yatağımda sıçrayıp oturur pozisyona gelmiştim.
Sadece bir kabus, kabus
Kendimi sakinleştirme işlemlerim bittikten sonra ayağa kalktım.
Etrafta bir elim belimde diğeri alnımda bir şekilde dönüp duruyordum.
Dehşete düştüştüm.

İçeriye kapıyı tıklamadan aniden giren Ahmet'le yerimde sıçradım.
Endişeli gözlerle beni hasar taramasına soktuktan sonra yanıma geldi. Endişesi hala geçmemiş olacak ki hala bana korkuyla bakıyordu.

"Ne oldu?"dedi. Ahmet iyi misin diye sormazdı, kötü olduğunu bilirdi. Gereksiz konuşmazdı. Net konuşur, cevap isterdi. Yatağımın dağınık olduğunu gördükten sonra sorusunu değiştirip,
"Ne gördün?" Diye sordu.
Uyuduğumu bildiğini biliyordum. Sadece çok endişelendiğinden yatağımı görünce hatırlamıştı.

Gözlerimi korkunca koyu yeşile dönüşen siyah dağınık saçlarıyla mükemmel bir uyum oluşturan gözlerine çevirdim. Bakışları yumuşacıktı.
"Nasıl anlatacağımı bilmiyorum." Deyip sırtımı yatağımın başlığına dayararak oturdum, dizlerimi karnıma doğru çekip ellerimi birleştirdim.
Gözlerim dizimdeydi.

Ahmet gelip yanına oturdu kafasını bana yaklaştırıp gözlerini gözlerime dikti.
Gözleri gözlerimle buluştuğunda görünüşümün bulanıklaşmasından gözlerimin dolduğunu anladım.
Gözlerime daha fazla dayanamayıp ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya başladım. Kendimi çok zayıf hissesiyordum.

Ahmet sol kolunu omzuma dayayarak sarılıp kendine çekti. Saçımda bir çift dudak hissettiğimde böyle kardeşlere sahip olduğum için şükrettim.

Sakinleştiğimde yüzümü görebilmek için beni kendinden biraz uzaklaştırdı.
"Seni sıkmak istemiyorum ama anlatmanıda çok istiyorum." Kısaca üzüldüğünü biliyorum ama anlatmalısın diyordu. Ona küçük bir tebessüm sunup
"Tarık..." Deyip uzun süre bekledim. Ahmet'in yüz hatları değişmişti, biliyordum... Oda acı çekiyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Yanımızda güçlü durmak istiyordu.

Kuzey TacıWhere stories live. Discover now