✨ BÖLÜM 2 ✨

38 20 0
                                    

Teneffüs zili çaldığında hepimiz kalktık

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Teneffüs zili çaldığında hepimiz kalktık. Ahmet yanına gelip omzunu tuttu "iyi misin diye sormayacağım, çünki kötü olmana rağmen iyi olduğunu söyleyeceğini biliyorum" deyince hafif tebessüm ederek "Artık iyiyim" dedim.

Kolunu omzuna atarak beni kendine çekti ve saçlarımdan öptü. Bu söylediğime hafif tebessüm etmişti. Ahmet'in baktığı yöne baktığımda Eser'e gözleriyle ölümcül olabilecek derecede x ışınları yolluyordu. Diğerleride sertti fakat Ahmet daha sinirli ve agrasifti diğerleri sadece benim peşimden gelmesi ve yanıma oturmasından dolayı biraz gergindi.

Sınıftan dışarı çıkarken Eser'e son sinirli bir bakış atıp çıkmıştı.

Dışarı çıktığımızda geç kaldığımızdan dolayı fırından aldığımız simitlerimizi yedik.

Teneffüs zili çaldığında merdivenden çıkarken Özge " o çocuk arkandan gelmese lavaboya gidecektim fakat kübra ho.." demeden sözünü kestim "biliyorum." Dedim. Selim" merak ediyorumda çocukla konuştunuzmu? Diye.." derken sözünü kesip. "konuşmadık bile direk lavaboya gitti" dedim. Selim " eh çocuk sana çok garip bakıyordu yani bir şey olursa benle konuşabilirsin" dedi dişlerinin arasından.
" Sen beni kıskandın mı?" dedim sol elimle yanağının iki tarafını tutup sıkarak salladım. Bu haliyle çok tatlıydı ve evet ben bir solaktım.
Elimi beline sarıp yürümeye devam ederken kolunu omzuna dolayıp saçımı öptü.

Sınıfa girdikten birkaç dakika sonra öğretmenler zili çaldı ve kübra hoca içeriye girdi. Ayağa kalkıp selamlaşma fastından sonra her zamanki matematik dersinde olduğu gibi soru çözmeye başladık.

Hoca tahtadan soru açıyor çözebilenler el kaldırıyor ve hocanın seçtiği kişi tahtaya çıkıp soruyu çözüyordu.

Genellikle sorula ben,İlayda ve Eser yoğunluklu kalkıyorduk Ahmet Özge ve Fatih'de bize göre daha fazla kalkıyordu. Selim'de Ahmet'e yanaşır dercede en çok kalkan dördüncü kişiydi tabii ama beni asıl şaşırtan Eser'di
Ben bu çocuğu anlayamıyorum.Serserinin tekimiydi yoksa çalışkanmıydı?

Kübra hoca yeni bir soru açtı harıl harıl kalem sesleri geliyordu. Evet kötü bir liseye gitmiyorduk Gölcük Fen Lisesi'ne gidiyorduk.
Eh sonuçta bir Fen Lisesi...... 8. Sınıfta altı arkadaş LGS'ye nasıl hazırlandığımızı bir biz biliriz. Yani Selim aramızdaki en tembel kişi bile olsa çalışkan sayılırdı ayrıca bu liseyi tercihimizin nedeni yakında oturuyor olmamızdı bisikletlerle gitsek bile yürüyerek de katlanabilen bir durumda mesafe vardı.

Hocanın açtığı soruyu ancak ikinci okuyuşumda anlayabildim. soruyu çözmeye başladım fakat cevabı şıklarda bulamayınca yüzüm düştü ardından sorunun mantığını yeni anladım. Soruyu bir daha çözdüm cevabı şıklarda yine bulamayınca sinirlendim fakat mantığını anladığıma emin olduğumdan işlem hatası aramaya başladım. Göz ucuyla Eser'e baktım. Eli havadaydı kafamı hızlıca ona çevirip şaşırarak baktım.

Bu çocuk şımarık bir serseri mi? Değilmi bir çözemedim arkadaş.

Benim bu bakışım karşısında dudakları yukarı kalkarak git gide inceliyordu. Uzaktan rengini tam anlayamadığım kahverengi gözleri azıcık güneşle birleşince hafif açık kahverengine dönüyordu. Renkli gözlü insanlara her zaman bayıldığım bir gerçekti fakat bu çocuk bana Kahverengi gözü bile sevdirebilirdi. Kahverengi dalgalı saçları öne düşüyor ve güzel suratındaki alnını kapatıyordu. Üstelik fiziğide oldukça güzeldi hafif kaslı bir vücudu uzun boyu ile kusursuzdu.

Lanet olsun, bu çocuk nereden bakarsan bak kusursuzdu.

Stres altında sorudaki hatamı bulmaya çalıştım, ah evet denklemi yanlış kurmuştum. Soruyu mantığını değiştirmeden baştan çözmeye çalışıyordum.

Kübra hoca ilgili ve merak dolu bir sesle Eser'e " Eser cevabı ne buldun?" dediğinde Eser pek keyiflenmişti. Sınıftan birkaç mırıltı çıkmıştı. Eser"Adana" demişti sesli bir şekilde ofladım cevabımdan emindim fakat içimde bir kuşku vardı buda kararlılığımı düşürüyordu.

Kübra hoca gülümsedi."başka bulan varmı? dediğinde hafif bir heyecan belirdi içimde. Heyecanla "Denizli buldum ama pek emin..."sözümü keserek "Tahtaya gelebilirsin Hülyacım" dedi. Tahtaya çıkarken Eser'in afallamış suratını görmek benim için kayda değer bir mutluluktu.

Sorunun çözümünü yazarken arkadan mırıltılar gelip gidiyordu. Selim "Hocam ben kabul etmiyorum, soru yanlış" dediğinde sınıftan birkaç kahkaha sesi
çıktı.kübra Hoca'nında güldüğüne emindim Tabii bizim Selim altta kalır mı?
"Ne gülüyorsunuz be! Sizde yapamadınız." Dediğinde hocanın kahkahasını bu kez net bir şekilde duydum.

Tabii Selim bey soruyu yapamadıysa Selim değil soru yanlıştır.

Kübra hoca bizi seviyordu işini seven bir öğretmendi ve sınıfta da onu sevmeyen yoktu.

Eser'in bana bakan gözleriyle göz göze gelince bir an duraksadım sonra kafamı çevirip soruyu tamamen çözdüm.

Eserle olan bakışma ve tartışmalarımızın
Kübra Hoca'nın gözünden kaçmadığına emindim fakat önemli değildi.

Soruyu çözüp sınıfa anlattıktan sonra. Yerime oturdum ve matematik dersinin geri kalanı hızlıca akıp geçti.

https://whatsapp.com/channel/0029VaFkpKW72WTwa31nCG3b

(WhatsApp kanalım)

Kuzey TacıWhere stories live. Discover now