✨ BÖLÜM 1 ✨

62 22 5
                                    

Sabah ısrarlara çalan alarmımla uyandım saat 8

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Sabah ısrarlara çalan alarmımla uyandım saat 8.15'ti hızlıca kalktım. Lavabodan elimi yüzümü yıkayıp hızlıca çıktım.henüz uyanmamış İlayda ve Özgeyi şiddetlice dürttüm. ilayda tek dürtüşümde sıçrayaran korkuyla uyandı özge sızlanarak kalkarken kapı çaldı. Yeşil gözü kahverengi saçı hafif sıska ve kaslı vücuduyla içeri Selim girdi"kızlar delirdiniz mi siz ? İki saattir bağırıyorum ağaç olduk geç kalacağız hadi lan"
"Tamam geliyoruz. Şimdi uyandık"
"Sorunda şimdi uyanmanız zaten hadi hızlı olun!" Ve kapıyı kapatıp çıktı sarı üst ve sert siyah smut kumaşlı pantolonu giyip hızlıca saçımı tarayıp topladım. Çantama eksik bir şey varmı diye bakıp eksikleri doldurdum hızlıca çantamı takıp aynaya baktım.

Kızıl saçlarım ortada olmasına rağmen bizi ısıtmayan gece yorganıma sıkı sıkı sarılmama neden olan sahtekar güneşle parlak kızıl bir renk alıyordu. Saçlarımı beğenirdin ama normal kızlara göre çok ince tellilerdi kaşlarım seyrek ve sarı olduğundan onları da hiç sevmemiştim Allahtan kirpiklerim kısa olmasına rağmen sık ve kahvengimsiydiler. Kahverengi gözlerim ise aynaya neşeyle bakıyordu. Neşeli yüzümdeki çilleride listeye eklemeliyim tabii,dışarı çıkarken sırf çillerim çıkmasın diye güneş kremi sürerdim. Ama hiç mütevazi olmayacağım yüzüme tatlılık veren çillerimi seviyordum, tabii çok yayılmadıkları sürece...

özge siyah kalın saçlarını sıkıca toplamış kahverengi gözleriyle bana baktı oda formasını giymişti beni süzerek " çok güzel olmuşsun Hülya" dedi. Hülya'yı uzatarak söylemişti. Gülerek "sende çok güzel olmuşsun. Allah'a şükür şu formaları değiştirdiler." Dedim. Eski formamız çok kötüydü. Lacivert bir tişört ve kahverengi bir pantolondu. Hayır, fikrim asla değişmeyecek, lacivert tişört ve krem pantolon en fazla ne kadar uyumlu olabilir ki neyse, olsa bile iğrençlerdi ve tabii en yavaş İlayda'ydı normalde hep Özge gecikirdi fakat bu sefer böyle olması bunun nedeni ilayda'nın geç yatmasıydı Özge çok neşeliydi tabii keyfine diyecek yok resmen bizi bırakıp 10.00'da yatmıştı."o kadar geç yatarsan öyle halsiz olursun" dedim somurtarak İlayda sarı saçlarını topluyordu yorgun yeşil gözlerini bana çevirerek "of Hülya! çok sinir bozucusun" gülerek."kızım sizin bir ayarınız yok he; biriniz bebek gibi 10'da yatıyor biriniz ise 3'e kadar oturuyor."biraz durup."En örnek öğrenci benim" dedim gülerek İlayda bana alaycı alaycı bakıyor özge ise kahkaha atıyordu. Herkes hazır olunca çıktık.

Erkekler bize sinirli sinirli bakıyordu. Siyah saçı ve yeşil gözleri adeta uyum içinde. kaslı ve uzun vücudu ile Ahmet "iki saattir bekliyoruz ağaç olduk be" dedi. Selim işaret parmağını kaldırıp ileri geri sallayarak dudaklarını büzüştürüp kızgın numarası yapıyordu bu haliyle çok komik olduğundan kızlar ve Selim'le kahkahalar attık fakat Ahmet ve Fatih sert tutumunda kararlıydı. Sadece Ahmet'in dudağı hafif yukarı kalktı ve hafifçe gülümsedi fakat kendini tuttuğunu biliyordum. Fatih" hadi gerçekten geç kalacağız he! tembel tenekeler" hepimiz bisikletimize atladık. Bisikletle ilerlerken soğuk rüzgar hafif bir şekilde içimi titretti fakat buna aldırmadan iki elimide yana açarak dengemi kaybedinceye kadar ilerledim.

Okula geldiğimizde dersin başlamasına 4 dakika vardı. bisikletleri kilitleyip hızlıca sınıfa koştuk. Rastgele yerlere oturduk. Ben orta sıradayken Ahmet sağda,cam kenarında benden arkalarda bir yere oturdu İlayda ise Ahmet'in bir sıra önüne oturdu. Duvar kenarı en arkada Selim iki önünde özge ve Fatih birlikte oturuyordu. Bu sabah neşeliydim hatta olması gerekenden çok fazla fakat aynı zamanda içimde hafif bir endişe vardı, ilk ders matematikti ve evet, matematik benim en sevdiğim dersler arasındandı ardından fizik, kimya ve biyoloji geliyordu. Arada konulara göre bu dört dersin sıralaması değişiyordu fakat edebiyat,coğrafya,inkılap gibi derslerini nefret derecesinde sevmiyorum sadece İngilizceye hafif bir sevgim vardı o kadar.

İçeri hoca girdiğinde düşüncelerim dağılmıştı. Kübra hoca ince vücudu uzun boyuyla ve siyah eşarbına uyumlu bir etekle içeri girdi ve ayağa kalktı günaydınlaştıktan sonra kübra hoca yoklamayı almaya başlayacakken kapı çaldı içeriye beş kişi girdi kübra hoca "kendinizi kısaca tanıtırmısınız?" dedi ilk giren kahverengi dalgalı saçlı, kahverengi gözlü uzun boylu bir yakışıklıydı. Yakışıklı çocuk"Eser" dedi. Vurdumduymaz birine benziyordu. arkadaki çocuk "Yiğit" dedi. Sarı saçlı kahverengi gözlüydü. Sağdaki kız "Feride" dedi. Kız çok saf duruyordu. Sarımsı dalgalı saçları kahverengi gözleri vardı. "Yaprak" siyah saçlı mavi gözlü bir kızdı kafamı diğer çocuğa çevirirken Eser ile göz göze geldik beni görünce önce çok şaşırmıştı ardından bu şaşkınlık mutluluğa dönüştü duruşu hafif dikleşti artık gözleri ışıldayarak bana bakıyordu bu çocukta benim anlamadığım bir şeyler vardı yüzünde bir tanıdıklık vardı. ve bakışmamızı bir ses böldü
"Tarık"
İsmi duyduğumda sertçe yutkundum. boğazım yanmaya başladı gözlerin doldu ve kalbimde bir sızı hissettim adeta kaskatı olmuştum.Titriyordum
Çocuklar baktığımda hepsinin yutkunduğunu görebiliyordum.

Kübra hoca " istediğiniz yerlere oturun çocuklar" dedi. Eser büyük bir heyecanla yanıma oturdu. Benim halimi görünce sanki oda üzülmüş gibiydi.

Yok, ben bunu yapamayacağım.

Hoca yoklamayı alırken sıra bana geldiğinde ben cevap vermeyince kübra hoca bana baktı. Bunu fark edince "burada" dedim sesim boğuk çıkmıştı.
Kübra hoca derse geçti.dayanamayıp elimi kaldırdım."hocam lavaboya gidebilir miyim?" Genellikle derslerde lavoba izni alan biri değildim. Ve kübra hoca bunu bildiğinden gülümseyerek "gidebilirsin" dedi. Çocukların beni merek ettiğini biliyordum. Koridara geldiğimde yaşlar gözümden hızlı hızlı akmaya başlamıştı içeriden bir ses duydum "bende lavaboya gidebilir miyim?" dediğini duymuştum. Cevaba dair başka bir ses duymasamda arkamdan açılan kapıdan çıkan Eser'i görünce afalladım. Yürüyüşü hızlandırıp ilerledim omzumda bir kol hissedince irkildim. Eser "iyi misin?" Dediğinde yüzümü sildim ve " seni il..." Demeden beni kendine çekip sarıldı. Nedinini anlayamadığım bir şekilde huzurlu hissediyordum fakat daha kim olduğunu bilmeden sarılacak değildim. Kendimi ondan hızlıca ittim ve koşar adım lavaboya gittim. Arkamda benim gidişini izlediğine emindim nihayet adım sesleri duydum ve arkamı döndüğümde yoktu. Yarı yolda dizlerimin üstüne yere düştüm. Titremelerim azalınca ayağa kalkıp lavaboya kalan 11-12 adımlık mesafeyi yürüyüm elimi yüzümü yıkadım. Saçımı düzeltip.

Saçmalama ,saçmalıyorsun.

Sinirden güldüm ve derin nefes alıp sınafa kapıyı çalarak girdim Eser çoktan gelmişti yerime oturdum. Geriye kalan görevim dersi dinlemekti.

https://whatsapp.com/channel/0029VaFkpKW72WTwa31nCG3b

(WhatsApp kanalım)

Kuzey TacıМесто, где живут истории. Откройте их для себя