26.Bölüm: Açıklama

217 17 84
                                    


Merhaba sevgili okurlarım bölüm için hepinize iyi okumalar dilerim :)

Bölüm şarkısı:
LİA SHİNE - Beni bana bırak

Bölüm şarkısı:LİA SHİNE - Beni bana bırak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


_______________________________________

Kendi Krallığıma döneli saatler olmuştu. Dün yapmış olduğumuz piknikte ki güzel anlar aklıma geliyordu. Ağacın oraya ari ile birlikte ilerleyip, Helena ve kade'yle güzel vakit geçirmiştik.

Bir an Kade, luki'yi yedi sanmıştım ama minik peri'nin ağaç dallarında kendince eğlendiğini görünce bu konuda yanıldığımı anladım. Hiç etmediğimiz kadar sohbet etmiştik. Ayrıca kade'ye Samuel ile konuşmasından dolayı canı sıkkındı ama bu durumu düzeltmiş gibiydim.

İçindeki fırtınaları biraz da olsa dindirmeyi başarmıştım.

"Luki lütfen odamı dağıtma. Bak sakın o kitaplara dokunma onlar benim için değerli" derken bir yandan kitaplığı ilerleyip, luki'nin o küçücük bedeni ile yerinden çıkartmaya çalıştığı kitabı aldım ve ondan uzaklaştırdım.

"Ama Vanessa..." diyen sesini arkamdan duysamda şu an düşünmem gereken bir mesele vardı hatta bu luki ile ilgiliydi ama kendisi bana pek yardımcı olmuyordu.

Minik peri uçarak, yanıma geldiğinde pencerenin önünde duran tekli koltukta oturup, derin düşüncelere dalmak üzereydim. Tabi luki buna izin verirse!

"Vanessa sıkıldım ve acıktım" gerçekten minik bir çocuktan farksızdı. Onu sanki aç bağlamışım gibi konuşuyordu. Tabi minik olduğu doğru ama pekte çocuk olduğu söylenemezdi.

"Daha iki saat önce yedin, ne çabuk acıktın luki?" diyerek minik periye şaşkın bakışlar atmaya başladım. O kadar şeyi yedikten sonra bu kadar kısa zamanda acıkması bu küçük şeytan için normal değildi.

Ahh kimi kandırıyorum bir periye bile bakamıyordum resmen!

"Ama o iki saatte kaldı. Acıktım benn!" diyen peri masaya konup, ayağını sertçe yere vurmaya çalışmıştı ama pekte etkili olmamıştı. Bu hali gülmeme sebep oluyordu ama şu an buna odaklanamazdım luki'yi diğerlerine nasıl anlatacağımı düşünüyordum. Eğer bundan sorna benimle birlikte kalıcaksa enin de sonunda annem ve sarayda ki çoğu kişi bunu öğrenecekti. Ama ben bunu açıklamaya nereden başlayacaktım hiç bilmiyordum.

"Anne krallık ta Azurit denen kadın herkese büyü yapmış ama benim bundan ilk önce haberim yoktu. Birlikte Tapınak denen bir yere gittik ben orada ruh büyücüler ile tanıştım hatta geleceği ve ya geçmişi görebiliyorum ben bir psişikmişim. Hatta eğer bunu kontrol etmeyi öğrenemezsem her şeyi unutup, ölebilirmişim. Ayrıca Ariana denen bir arkadaşım ile gece saraydan kaçmak zorunda kaldık çünkü Azurit'in Gerçek yüzünü öğrenmiştim. Daha sorna Tapınağı gittik. Oradaki Şifacı kadın kalbimi bir iğne ile durma noktasına getirdi daha sonra da Arafta ophelia adında bir kadınla güçlerim hakkında konuştuk. Başka bir iğneyle de beni geri getirdiler hatta gelirken yanımda luki'yi de getirdim bana yardımcı olacak. Ayrıca Azurit kaçtı bir sürü oyuncak bebek yaparak, bütün sarayı kontrol ediyormuş kaçmadan önce de oyuncak bebekleri yakıp, kendi büyüsünü kendi bozmuş benden bunları bir nesneye dokunarak, gördüm. Daha sorna da herkes normale döndü. Ariana ile birlikte günü kurtardık ve işte burdayım"
Dediğimi düşünürsek iki krallık içinde büyük skandal olurdu. Gerçekten kafayı yemek üzereydim. Zaten luki'de sürekli sızlanıp, duruyordu ve sinirlerimi aşırı derece de bozmaya başlamıştı. O küçük kanatlarını yolmamak için kendimi zor tutuyordum.

Saklı Güç VARÎSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin