🦋10

771 57 72
                                    

Keyifli okumalar dilerim ❤️

___________________________

Çoğu zaman, ki bunu kendime bile itiraf edemiyordum, bir piyonun zaafları, duyguları olur mu diye düşünüyordum.

Ben bir piyonsam duygularım olmamalıydı. Benim duygularım vardı, korkuyordum, seviyordum, hissediyordum. Sadece konuşamıyordum işte.

"Orkide, bizi yanlış anlamanı istemiyorum. Umay bunları hakketti" demişti, bu beni ilgilendirmiyordu, ben burada hayatta kalmaya çalışıyordum, belki üç kuruş para için dayak yememeye. Başımı salladım "Ateş'in acı çekmesine sebep olan Umay, Orkide" dedi, onu anlıyordum zaten fakat gel gör ki bunları konuşmak istemiyordum kaldı ki bunları konuşabilecekleri kişi ben değildim.
Küstahlık yapmadan, gülümseyerek "izninizle odama çıkabilir miyim?" Dedim, Aras sesli bir nefes verince daha fazla burada durmak istememiştim. Hızlıca odama çıktığımda başımın yanındaki nergis buketi ilişti gözüme.

Uras beni daha önceden tanıyordu, ama nereden? Yorgunca kapıyı örttüm. Üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp banyoya girdim. Aynaya bakmak istemiyordum, vücudumun bir çok yerinde gerek kendimin  gerekse başlarının bıraktığı emareler vardı. Bunların en acı olan kendim bıraktıklarımdı belki de...
Yutkundum, bunları düşünmek zihnime müthiş bir ızdırap veriyordu. Hızlıca duş başlığının altına girdim. Bedenimden akıp giden soğuk su damlaları her bir seferde beni ürpertiyordu fakat bilhassa kalbim olmak üzere yanan ateşimi dindirmiyordu.

Çocukluğumdan beri bir çok acı verici söze maruz kalmıştım. Kimi orospu demişti 'şuna bak, aynı orospu gibi' demişlerdi. Kimi sokaktaki hafif kızlardan farksızsın demişti, kimi yosma, kimi aşüfte kimi oynak kimi dilsiz kimi şeytan... Kimi... Çok şey vardı işte.

En acı olanı piyon olmamdı, çünkü ben Orkide Demir abim Ateş Karahanlı'yı gerçekten sevmeye başlamıştım bu kelimeyi duyduğumda.
Kimse konuşmamıştı, düşünüyordum da ben deli değildim. Aklımı hissediyordum, vardı... Neden kendimi yok etmek istemiştim? Bu dünya çoğu kişi tarafından bana lanetlenmişken ben neden son vermek istemiştim yaşamıma.
Korkmamıştım, ölürüm diye hiç korkmamıştım çünkü amacım buydu, amacım biraz dinlenmek değildi ben ölmek istemiştim.
Delice yaşamak isterken ölmek istemiştim ve bu acı veriyordu.

Yorgunca çıktım kora dönen suyun altından. Bedenime sardığım bornozun kuşağını bağlayıp odama geçtiğimde aynı anda odamın kapısı açıldı. Konuşabilsem müsait olmadığımı söylerdim.

"Orkide?" dediğini duydum Ateş'in. Sesizce bu tarafa bakmasını bekledim. Nihayet benim olduğum tarafa baktığında derin bir telaşla "üzgünüm ben, şey. Kapı kilitli değildi yanına gelmek istedim" dedi başını yere eğerken. Sorun değildi, üzerimdeki bornozun boyu gayet uzundu. "Dışarda bekliyorum, giyinince beni odana al lütfen" demişti. Ben başımı sallarken o odadan çıkmıştı. Kapının önünde olduğunu bildiğimden hızlıca üzerime iç çamaşırlarımı geçirdim. Dolaptan uzun bir sweatshirt alıp altına şortumu geçirdim. Dalgalı saçlarıma çekmeceden aldığım havluyu sarıp bornozu kirli sepetine attım.

Kırık Hayatlar SuskunluğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin