🦋7

1.3K 104 95
                                    

Keyifli okumalar dilerim 🫀

_____________________________________

Ruha takılan urgan misali düşlerim vardı.

Belki kendi sonumu getirecek tek şey zihnimdi.

Acilen bırakmak zorundaydım çok düşünmeyi.
Düşünmeyi bırakıp kızların teklifini kabul edebilirdim mesela.

Ama ben ilk sinemaya gidişimin bana Özel olmasını istiyordum. Reddederek kabalık yapmak ta istemiyordum.

Acil bir yol bulmam lazımdı.

Aysin gözlerini bir saniye olsun üzerimden çekmiyordu, tatlı bir şekilde giyinmişti.

Pembe bir crop ve açık mor bir pantolon giymiş saçlarını tepeden iki at kuyruğu yapmıştı. Oldukça istekli bakarken red etmek istemiyordum ama benim memnun olmayacağım bir şeyi yapmak istemiyordum. Aysin hâlâ yüzüme bakarken başımı iki yana salladım. Hevesli yüzü düşmüş, alt dudağı sarkmıştı fakat hemen toparladı "gelmeni çok isterdim" dedi. Tebessüm ederek "maalesef, iyi hissetmiyorum. Eğlenmenize bakın" demiştim. Aysin sesli bir nefes verip kendime dikkat etmemi, iyi olmamı söyleyip odadan çıkmıştı.
Yeni okul, yeni hayatımın ilk hafta sonuydu ve ben klâsik olarak ders çalışmak için hazırlanacaktım. Az önce kahvaltı etmiştim ve kendime gelmek için aşağıya, yurdun dışındaki -bahçesindeki- büfe tarzı yere gidip kahve almam gerekiyordu. Fakat kolumu kaldıracak halim yoktu. Zar zor yataktan kalkıp yurt odasından çıktım.

Yurt binası bu gün alışa gelmişin dışında sessizdi. Odamın bulunduğu katın asansörüne bindim. Her zaman tıklım tıklım dolu olan asansör bu gün bomboştu. Oldukça yorgun olan beynime sunulmuş bir hediyeydi adeta.

Yeni hayatımın ilk anılarıydı bunlar. Henüz bir telefonum yoktu kaydetmek için fakat bir gün o da hallolurdu. Hiç bir zaman böyle şeyleri sorun eden biri olmamıştım, olmayı da istemiyordum açıkçası. 
Zemin katta duran asansörden inip bahçeye çıktım. Aslında tek başıma, yurdun yakınlarında bir kafeye gidebilirdim fakat bu istek hem cazip geliyor hem de beni derin düşüncelere gömüyordu. Bundan olsa gerek çoktan zihninin bir köşesi daha sonrası için saklıyordu bu isteği.

Neyse ki çok kalabalık olmayan büfe biraz olsun aklımın dağılmasını sağlamıştı.
Gün geçtikçe ağrısı çoğalan ayağıma aldırmamaya çalışarak hızlıca kahve bölümünden sıra aldım. Önümde duran 6 kişi grup olduklarını belli edercesine kendi aralarında koyu bir konuşmaya dalmışlardı. Bir yandan onları dinliyor, bir yandan etrafa göz gezdiriyordum. "Müzikal seçimleri bitmek üzere, 12'lerden Akad seçilmiş diye duydum. Allah için o çocuğun neyini seçtiler?" dedi aralarında tek erkek olan. Yurt binalarına karşı cins giremedi normalde, bu çocuk nasıl girmişti kim bilir? Bu Akad benim sıra arkadaşım olan Akad ise işte çok büyük bir yanılgıları vardı. Çünkü Akad'ın sesi konuşurken mile ritmikti.
"Ben konuşmak istedim ama sessiz takılıyor, cevap vermedi. Kendi halinde ama, zararı yok yani" uzun boylu bir kız. Diğerleri onaylar bir şekilde mırıldarken konu seçmelerden vizyondaki yeni filmlere gitmişti. Neyse ki çok geçmeden onlara da bana da kahveler verilmişti.

Kırık Hayatlar SuskunluğuWhere stories live. Discover now