Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Yazar... Karısı kendisi için ağlarken hiçbir şeyin farkında olmayan ve ani gidişi ile yataktan kalkıp banyoya yaklaşan Baran ne yaptığını merak edince kulağını kapıya doğru yaklaştırıp dinlemeye başladığında sus sesini duydu önce. Bir süre bekleyip de çıkmayınca ona
" Hey, dışarı çıkmayı düşünmüyor musun? "
Diye sordu telaş içinde sonra. Sorusunu duyup da kendisine
" Ben. Şey. Çıkıyorum birazdan. "
Diyerek cevap vermesi ile derin bir nefes alıp verirken de beklemeye başladı onu. O kendisini beklerken yüzünü iyice yıkayıp kuruladıktan sonra çıkan ve dolaba doğru yürümek üzereyken kolundan tutarak durdurup kendisine
" Neyin var senin? Neden ağladın? "
Diye soran kocasına
" Şey, sinirlerim bozuldu da biraz. Malum, herşey üst üste geldi ve bu da sinirlerimin boşalmasına sebep oldu.Başka bir şey yok yani. Şimdi izin verirsen üstümü değiştirip pansumanımı yaptıktan sonra mutfağa inicem. Sonra da eğer izin verirsen hem kayıt işlemlerimi halletmek hemde elime baktırıp raporunu müdürüne teslim ederek izin almak için çalışacağım hastaneye gitmek istiyorum. "
Diyerek cevap veren Dilan kendisine
" Pek inanmadım ama. Hadi öyle olsun bakalım. Git, değiştir üstünü. Ben götürüp getireceğim seni. "
Diyerek bırakan kocasının kendisini bırakmasıyla dolaptan yeşil uzun elbisesini aldıktan sonra tekrardan banyoya girerken onun girmesi ile dolaba geçip siyah, boğazlı kazağını ve siyah kot pantolonunu çıkaran ve giymeye başlayan Baran kısa sürede hazırlanıp hazırlığını bitirmesiyle giyinmiş bir şekilde dışarı çıkan karısının çıkması ile banyoya girip kollarını katlayarak elini yüzünü yıkadı. Sonra da durulayıp kollarını tekrardan düzelterek banyodan çıktı. Çantasıyla yeşil - beyaz karışımı olan kare desenli paltosunu giyen karısının hazır olmasıyla.da siyah uzun paltosunu giyip onunla birlikte odadan çıkarak aşağıya biri mutfakta diğeri ise masa da olacak şekilde kahvaltı yapmaya başladılar.
Kısa süre içinde yapılan kahvaltının ardından karısıyla birlikte çıkmak için kapıya doğru yürürken kendisine
" Nereye böyle? "
Diye soran Azade hanım'la durmak zorunda kalan Baran arkasını dönüp ona
" Karımın çalışacağı hastaneye gidip eline baktırdıktan sonra müdürüne rapor vererek izin almaya gideceğiz babaanne. Bir mahsuru mu vardı? "
Diye soruyla karşılık verdiği anda kendisine
" Ne çalışması? Otursun oturduğu yerde. İş çıkarmasın başımıza. Hem evli kadının çalıştığı nerde görülmüş? Aç değil, açıkta değil sayemizde. Yediği önünde yemediği ardında sonuçta. "
Diyerek karşı çıkan babaannesine
" Ağa karısı olması çalışmayacağı anlamına gelmez babaanne. Tabi ki çalışacak. Onun da hakkı çünkü. Hem babasının işlediği suçun günahının diyetini benimle evlenerek misliyle ödüyor zaten. Hiç suçu, günahı yokken istemediği halde sırf kan dökülmesin diye benimle evlendi. Bu fedakarlığı kimse yapamaz kolay kolay ama O yaptı. Şimdi bende mecbur olmadığı halde yaptığı bu fedakarlığa karşılık ona bu iyiliği yapmalıyım. Aksi halde iki cihanda da huzur olmaz. Ne bana ne de sana. "
Diyerek içimdekileri döküp onu susturdu ve sonra da kendisine
" Şirkete geçecek misin peki? "
Diye soran babaannesinin özel misafiri olan Derya'ya dönüp ona da
" Geçikmezsem evet, ama belli olmaz işim. "
Diyerek cevap verdikten sonra Derya'ya öfkeyle baktığından habersiz olan karısının kolundan tutup evden çıkarak arabaya binip adresini yazmış olduğu kağıdı kendisine uzatan karısının uzattığı kağıtta yazılan adresteki hastaneye doğru yola koyuldu.
