Eight

151 16 0
                                    


-

" Ne ? Sen ciddi misin ?"

" Tabiki de ciddiyim Gigi . On sekizini çoktan geçmiş olmalısın . Beraber ayrı bir eve çıkabiliriz . Tek kişilik bir yatağımız olur ve her gece - her gece - sarılarak yatarız ve birbirimizi öpücüklerle uyandırırız ve sonsuz mutlu oluruz . Ne dersin ?"

Kafamı tahtaya çevirdim ve bir süre için boş tahtaya baktım . Ailem buna asla izin vermezdi . Kesinlikle kabul edilmesi mümkün birşey değildi . Hem başka biriyle aynı yatakta yatamazdım , yatmazdım , değil mi ? Ayrıca birbirimizi öperek uyandırmak...Bunlar sadece sevgilile-

Siktir . Luke Hemmings az önce kesinlikle bana çıkma teklif etmişti ve benim kalın kafam anlamakta zorlanmıştı .

" Ah , Luke . Ben , b-bilmiyorum ."

Luke gülümsedi ve başını aşağı yukarı salladı . Sandviçimin geri kalanını tahta masaya bıraktım ve uzanıp Luke'un elini tuttum . "Luke , ben.. Bak , sen Michael'ın arkadaşısın ve ben eğer seninle beraber olursam , ya da görünürsem bir sürtük gibi görünüp öyle hissedeceğim. Bu güzel bir şey değil . "

" Sorun değil . Biz görünüşte arkadaş olabiliriz , ama sana söyledim , değil mi ? Lütfen . Michael'dan başka benimle konuşan kimsenin olmaması beni onun yakınında tutuyor ve gerçekten bazen yanlız hissediyorum. Artık farklı insanları görmek ve başkalarının yanında olmak istiyorum ."

Elim Luke'un elinden oldukça küçüktü . Onun uzun parmaklarını hafifçe sıktım ve ona gülümsedim . Oldukça çekici ve farklı biriydi . Neden şimdiye kadar hiç kimseyle arkadaş olamamıştı ki ?

Luke elimi dudaklarına götürdü ve avcumun içini öptü . Soğuk piercingini elimde hissetmiştim . Elimde onun yanağını ve saçlarını okşadım . Bana gülümsediğinde ikimizin de artık az öncekine farkla daha rahat olduğunu fark ettim .

408 nolu sınıftan çıktığımda öğleden sonraki derslerin boş olduğunu öğrenip okuldan çıktım ve okulun bir alt caddesindeki büyük parka gittim . Buradan okul gerçekten çok heybetli görünüyordu . Bir de korkutucu tabi . Parktaki salıncaklardan birine oturdum ve ayaklarımı sabitleyip dizlerimi kıvırarak kendimi sallamaya başladım . Buraya pek sık gelmezdim ama burada olduğumda da ayrılmak bana zor gelirdi .

Uzaktan bu tarafa yürüyen kırmızıyı gördüğümde derin bir nefes aldım . Bu çocuk beni mi takip ediyordu ? Ben neredeysem o da hep oradaydı . Başı yere eğik gibiydi . Gelip benden biraz uzağa , yerdeki kumlara oturdu ve ayaklarını kıvırıp dizlerini kendine çekti .

" Onunla konuştuğunu duydum ."

" Onunla konuştum ."

" Senden hoşlanıyor ."

" Ondan hoşlanıyorum ."

Michael başını sağa sola salladı ve uzaklara doğru baktı . Güneşte parlayan ince ve kısık gözleri onu oldukça çekici kılıyordu . Beyaz teni kızıl saçlarıyla kontrast yaratıyordu . Dudakları ise saçlarından sadece bir kaç ton açık gibiydi . Eminim onu tanıan her kız Michael'ın dudaklarını arzulardı . Tanrım , o lanet olası inanılmaz gözüken biriydi .

" Bir sürtük gibi davranıyorsun."

" Michael , bunu biliyorum ama be-.."

" Olmaz tamam mı ? Senin öyle bir kızmış gibi davranmana izin veremem . Sana kendimi affettirmeye çalışıyorum , lütfen . Belki Luke'dan hoşlanıyorum diyebilirsin fakat sadece bir kaç hafta önce benden hoşlanıyordun . Şimdi ondan hoşlanman sadece sürtükçe bir davranış . Anladın mı , sürtükçe !"

Gözlerimden birkaç yaş düşerken gerçekten de öyle bir kızmış gibi davrandığımı fark ettim . Oysa ben sadece Luke'un kalbini kırmak istemiyordum .

Michael ayağa kalktı ve yanıma geldi . Ben de ayağa kalktım . Luke kadar olmasa da o da benden oldukça uzun sayılabilirdi . Michael ellerimi tuttu ve uzanıp alnımdan öptü . Çok güzel kokuyordu . Erkek parfümlerinden daha erkeksi .

" Onunla arkadaş ol . İstediğini yap ama ben seni seviyorum Gigi . Seni çok seviyorum ."

Kot ceketinin üzerinden onun belime sarıldım . Düğmelerinden biri çeneme batıyordu . Michael da kollarını benim saçlarımın üzerinden boynuma sardı ve dudaklarını saçlarıma bastırdı . Ona daha sıkı sarıldım ve Michael aynısını tekrarladı .

" Affettin mi beni ?"

Kafamı kaldırıp onun parlayan beyaz tenine baktım .

" Affettim ." Sesim sandığımdan kırılgan çıkmıştı .

Michael kırmızı-pembe dudaklarını uzanıp benim dudaklarıma bastırdı . Daha sonra alt dudağımı öpmeye başladığında , içimde birşeylerin titrediğini hissettim . Gerçekten , Michael ile beraberken içimdeki o karıncalanma hissi sık sık oluyordu .

" Michael ?"

"Bebeğim ?"

" Seni seviyorum ."

" Seni seviyorum .

-

Eheuheuheu hadi küçük yıldıza tıklayalım .
Bide şey
Acaba bu kısa ama içime sinen bölüm , şu sıralar pek konuşmadığım millythecrowley 'e ithafen olsa olur mu ?
ily

Rainbow Love // CliffordHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin