Michael'dan uzaklaşmaya çalıştım fakat beni belimden tutup kendine çektiğinde kalakaldım . Sırtım onu göğsüne değiyordu . Hatta daha fazlası . Josh Power'a bakıp yardım dilemek istedim ama o ağlayan bir çocuğu sakinleştiriyordu .
Michael belimdeki ellerini kalçama doğru hareket ettiriyordu . Üzerimde sadece bikini vardı ve havuzdaydık . Onun elleri ise beni utanıdırıyor ve rencide ediyordu .
Ellerimi onun ellerinin üstüne koydum ve sesimin güçlü çıkmasını umarak " Michael , ellerini çek lütfen ." dedim . Bir elini çekti ve saçımı geri itip kulağımın arkasına yerleştirdi . O kulağıma eğildi ve nefesini boynuma üfleyerek konuştu ;" Bunu sen de istiyorsun Gigi , bana izin ver.." Belimdeki elleri bikinimin alt kısmına indi ve bikinimi geri çekip bıraktı . Suyun içinde olduğumuzdan bikini lastiği canımı acıtmamıştı . Elleri daha aşağıdan bacaklarıma değerken titredim ve aniden hızla onu itip havuzdan çıktım . Arkama baktığımda Michael'ın arkamdan geldiğini gördüm . Yine de onu umursamadım ve ıslak olmamı umursamadan üzerime kıyafetlerimi giyip dışarı çıktım . İki sokak ilerledikten sonra arkama bakınca yine Michael'ı gördüm . Üzeri çıplaktı ve hala biraz ıslak görünüyordu . Tişörtünü kıvırıp omzuna atmıştı ve neredeyse bana yetişmek üzereydi .
Hızlandım ama lanet Clifford beni koludan yakalayıp kendine döndürdü . Nemli ve pürüzsüz beyaz teni benden sadece bir kaç santim uzaklıktaydı .
" Tanrı aşkına , Gigi . Benden kaçamazsın ."
Ona kaşlarımı çatarak baktım . Ama kızgınlığım pek uzun sürmedi ne yazıkki . Önümde üzerinden su damlayan saçları ve çıplak vücuduyla Michael Clifford vardı . Kendimi toparladım ve konuşmaya çabaladım .
" Sana kızgınım Michael . Üzgünüm ama benden uzak dursan iyi olur ."
Derin bir nefes aldı ve en azından yanımda yürüyüp yürüyemeyeceğini sordu . Kabul ettiğimi söylediğimde yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştu ve yan yana yürümeye başladık.
Yürürken hiç konuşmadık . Sonunda oturduğum sokağa geldik ve köşe başında durduk .
" Gigi , biliyorum bana kızgınsın ama , seni seviyorum . Bunu bilmelisin ."
Michael 'a el sallayıp arkama bakmadan eve doğru yürüdüm . Annem ve babam henüz gelmemişti . Gidip yarı kuru yarı ıslak vücudumu yıkadım ve sonra tam anlamıyla kuruladım . Üzerime rahat birşeyler giydiğimde telefonumu alıp yatağa uzandım . " Bir yeni mesaj " uyarısına tıkladım .
0********** ; Heyy selam
Ben ; Heyy ?
0********** ; Ben Luke , bebeğim . Umarım sen Gigi'sindir .
Ben ; Ah , evet . Son on sekiz yıldır öyleyim .
0********** ; Ah , güzel . Umarım hala Michael'la barışmamışsındır .
0********** ; Upss , özür dilerim , öyle demek istemedim .
Ben ; Sorun yok , Lukey .
0********** ; Yarın öğle yemeğinde buluşmaya ne dersin ? Ben 408 nolu sınıfta olacağım , yanıma gel xx
Ben ; Geleceğim .
Bana cevap vermedi ve içten içe onun nasıl göründüğünü merak ettim . Daha önce gördüğümü hatırlamıyordum .
Biraz televizyon izledim ve annemin beni yemeğe çağırmasını umursamadan uyudum .
-
Uyandığımda saat yediye geliyordu . Üzerime siyah eteğimi ve beyaz tişörtümü giyip çantamı aldım ve dışarı çıktım .
Okuldaki derslerim sabahtan biyoloji ve fizikti . Uzun süren sıkıcı dersler sonucu öğle zili çaldı ve hızla ayağa kalktım . Koşarak kantinden bir sandviç aldım ve iki kat yukarıdaki 408 nolu sınıfa gittim . Kapının önünde duraksadım . Sadece sesini duyduğum ve eski sevgilimin telefonundan konuştuğum bir çocukla baş başa kalacak ve yemek yiyecektim .
Kapıyı yavaşça açmama rağmen oldukça ses çıkarmıştı . Kapıyı kapatıp sınıfa doğru baktım . En arkadaki sarışın çocuk ayaklarını öndeki sıraya uzatmış , telefonuyla uğraşıyordu . Dudağında piercing vardı ve çok uzun olduğu bıradan bile belliydi . Beni görünce ayağa kalktı ve üzerindeki Green Day tişörtünü fark ettim . Altına yırtık siyah bir kot giymişti . Aramızda bariz bir boy farkı var sayılırdı . Bana gülümsedi ve ben de ona gülümsedim .
" Oturmaz mısın Gigi ?"
Gidip onun önündeki , az önce ayaklarını uzattığı yere çantamı koydum ve kısa eteğimi çekiştirerek Luke 'un yanına oturdum .
" Umarım bir zorba ya da inek değilsindir . " dediğimde güldü .
" İnekler ve zorbalar bir kıza karşı bu kadar cesur olamaz ." anlamamış gibi ona baktım . Ne demeye çalışmıştı ?
Elleri bacaklarıma değince kafamdaki köşeli jetonum düştü . Buraya beni muhtemelen "o" iş için çağırmıştı ve Michael ile arkadaşlarının oyununa gelmeyecektim .
Elini çekip ayaklandığımda koludan çekip yine oturttu . " Üzgünüm , Gigi . Yani , sen çok güzelsin ve bir an dayanamadım . Gerçekten üzgünüm . Beni affet ve baştan başlayalım , olur mu ?"
Gerçekten suçsuz görünüyordu . Başımı salladım ve elimi uzattım .
" Ben Gigi Patricia Jones ."
" Ben de Luke Hemmings , tanıştığımıza memnun oldum ." elimi sıktı ve tokalaştık . Ben sandviçimi açarken onun da aynısından aldığını gördüm .
Beraber öğle yemeğimizi yerken okuldan ve genel birkaç şeyden konuştuk . Yirmi dakika sonra , Luke'un Michael'ın arkadaşı olduğunu , aynı evde kaldıklarını ama aralarının pek iyi olmadığını öğrendim .
" Biliyormusun Gigi , onunla yaşamak yerine seninle yaşamayı tercih ederdim ."
-
Bu bölüm de bitti .
1k olmaya çok yakınız cry :')
ily guyzz
YOU ARE READING
Rainbow Love // Clifford
ספרות נוערSen renklerin içinde kaybolmuşken , ben senin içinde kaybolmuştum Gigi .