4. BÖLÜM

45 6 18
                                    

"Yurda üç tane Polis tutacağım."
                                
                                    🖤
Saliha hanımın hastanede dediklerinden sonra Yurda 3 tane Polis tutulmuştu. Ve sanırım bugün geleceklerdi. Yağmur hastaneden taburcu olalı 2 gün olmuştu ve yarası yavaş yavaş iyileşiyordu. Şimdi ise yarasına pansuman yapıyordum.

"Kızlarrrrrrrrr..." Sibelin odaya girmesiyle ikimizde ona döndük. Her zaman ki gibi neşeliydi. Bu kızın neşesi neden hiç sönmüyordu anlamış değilim.

"Yine ne oldu?" Dedi Yağmur.

"Bugün polisler gelecekmişş." Dedi Sibel.

"Ee bunu tahmin etmeyen yoktu zaten." Dedim. Ve odağımı Yağmurun yarasına verdim.

"Ayy acaba yakışıklılar mııı??" Dedi Sibel şuan kendi kendine soru soruyordu.

"Gerzekalı!! Koruma amaçlı geliyor onlar! Seninle flört etmek için değil." Dedi Yağmur.

Sibelle yağmurun tartışmadığı gün yoktu. Yağmur sibelin aksine oldukça katı ve soğuktu. Sap sarı saçları, mavi gözleri, dolgun dudaklarıyla yüzü muhteşem gözüküyordu.

Ama Sibel Yağmurun aksine oldukça sıcak kanlı ve cana yakındı. Özellikle ilişki konusunda tamamen çapkındı. Ve Yağmur bu duruma uyuz oluyordu. Bir keresinde Sibel odamıza sevgilisini sokmuştu ve Yağmur onların ikisini bastığında çocuğu baya dövmüştü. Sonrasında ise karakolluk olmuşlardı. Ben ikisin aksine ne soğuk kanlıyım nede sıcak kanlı. Kumral saçlarım, ela gözlerim, küçük bir burnum, ve azda olsa çillerim vardı. Ve oldukça sakindim.

"Off abartma istersen Yağmurcum. Onlar etmese bile ben bir yolunu bulur yine ederim." Dedi Sibel. Bu dediğine normalde katılırdım hatta bunu yapacağına adım kadar emin olurdum ama artık yurtta güvenlik sıkılaşmıştı. Ve Saliha Hanım yurtta polis olmasına rağmen yinede odasında nöbette olurdu. Bu yüzden Sibelin dediği şey biraz imkansız olabilirdi.

"He canım. Saliha Başkan da öyle diyordu." Dedi ve eliyle beş kardeş yaptı. 

"Çok haklı." Dedim ve güldüm.
"Son gülen iyi güler canlarım. Sizide göreceğim." Dedi Sibel. Ah sibelim kendi kendine iddalaşıyordu.

"Çocuklar müsait misiniz?" Diyen Melek ablanın sesinden sonra Yağmurun yatağından kalkıp kapıyı açtım.

"Müsaitiz Melek Abla ne oldu?" Dedim ve Melek Abla içeri girdi.

"Şu polis çocuklar geldiler." Dedi Melek abla.

"Ne? İnanamıyorum bu kadar çabuk mu?" Dedi Sibel ve heyecandan ranzadan düştü....

"Gerzekalı! Yemin ederim bu kız cidden gerzekalı!" Diye homurdandı Yağmur.

"Ahh kolum acıdı aptal."

"Ama sorun değil." Deyip hemen ayağa kalkıp toparlandı Sibel. Bu yaptığına hiç şaşırmamıştık.

"Şuan aşağıda herkes hadi sizde inin." Diyen Melek Abla odadan çıkmıştı.

"E hadi madem inelim." Dedim

"Hadi." Diyen yağmurdan sonra odadan çıktık. Ve aşağı indik. Yurttaki herkes toplanmış ve bahçede şu gelen polislere bakıyorlardı.

Sibel kısık bir sesle "ortadaki halis mi?" Diye sorunca ortada olan çocuğa baktım. Yanındakilerin aksine oldukça sevecen ve sıcak kanlı gözüküyordu. Ve otuz iki diş sırıtıyordu. Kumral olan saçları, kahverengi gözleri, ince dudaklarıyla gerçekten tatlı gözüküyordu.

Sağındaki çocuğa baktığımda ona selam verenle başını sallıyordu. Ama selam vermiyordu. Siyah saçları, siyah gözleri, dolgun dudaklarıyla baya yakışıklı gözüküyordu.

ZAMANSIZ ZAMANWhere stories live. Discover now