3. BÖLÜM

47 6 15
                                    

EYLÜL'DEN...

Odaya girdiğimizde Yağmur yerde kanlar içinde yatıyordu.

"Aman tanrım! Yağmur!" Sibelin bağırmasıyla kendime geldim. Yağmurun yanına gittiğimizde gözleri kapalıydı. Karnından kanlar süzülüyordu.

"Ne olmuş burda böyle?!" Dedim ve yerdeki bıçağı görmem bir oldu. Yağmur bıçaklanmıştı!!

"Sibel yerde bıçak var!!" Dedim

"Ne?" Sesi boğuk çıkıyordu.

"Ambulansı ara. Biri yağmuru bıçaklamış." Dedim ama Sibel şok olduğu için suratıma bakıyordu.

"Sibel!!" Diye bağırınca kendine gelip telefonu eline aldığında bende çoktan odadan çıkıp müdüre Hanımın odasına gidiyordum.

Odadan içeri girdiğimde nefes nefeseydim.

"Ne oluyor!?" Diyen Saliha Hanımın sesini zar zor duymuştum.

"Eylül kızım ne oldu? Ne bu halin?" Deyip yanıma gelmişti. Zar zor konuştum.

"Yağmur..." dedim.

"Ne oldu Yağmura kızım çatlatmasana insanı söyle!" Dedi.

"Biri odamıza girip, Yağmuru bıçaklamış." Sesim boğuk çıkıyordu. Kekeleyerek konuşuyordum.

"Ne? Ne diyorsun kızım sen? Amanın." Deyip elindeki telefonu bırakıp kapıdan çıkması bir oldu.

Saliha Hanım çıktıktan sonra bende odadan çıkıp koridora girdim ve sedyede yatan Yağmuru gördüm. Sonra görüş açıma Sibel girdi.

"Yağmur!!" Diye çığlık atıp ağlıyordu. Ama şuan ağlamanın bize bir faydası yoktu. O acıyı yaşamıştım evet, hemde en ağır şekilde. Ama bir daha yaşamayacaktım.

                                  💚

Çoktan hastaneye gelmiştik bile..

Yağmuru ameliyathaneye almışlardı. Ameliyathanenin kapısının önünde bekliyorduk.

"Kim yapar bunu! Kim benim yuvama girip kızlarımdan birine zarar verebilir? Hala aklım almıyor delireceğim." Diyen Saliha hanımın sesini duyuyordum. Yurtta güvenlik çokta iyi değildi. Bir keresinde hırsız girmişti ve bunun için Saliha Hanım kapıya 2 tane güvenlik tutmuştu ama nafile, hırsızdı bu her halükarda girerdi.

"Saliha Hanım lütfen sakin olun. Bakın polislede konuştuk. Onlar bulmak için elinden geleni yapacaklar. Ama sizde biraz sakin olun. Çocukları daha fazla endişelendiriyorsunuz."diyen yemekhanedeki Melek teyzeyi gördüm. 
Güvenlik amcalar büyük ihtimalle sorgudaydılar. Anlamıyorum eğer yurda hırsız girse bile neden Yağmuru bıçaklasın ki? Kafam çok karışmıştı.

Kafamdaki soruları bir kenara bırakıp Sibele baktığımda hala ağlıyordu. Onu çok iyi anlıyordum.

"Sibel?" Dedim kısık sesimle. Boğazım yanıyordu.

"İyi misin?" Dedim

"Eylül ona bir şey olmaz demi? Yağmura bir şey olmaz demi?" Dedi çok çaresiz görünüyordu.

"Olmayacak. Söz veriyorum. Yağmur o kapıdan sağ salim çıkacak. Nolur ağlama artık." Diyerek sırtını sıvazladım.
Tam o sırada ameliyathanenin kapısı açıldı. Ve doktor içeriden çıktı.

"Yağmur Kanar'ın yakınları siz misiniz acaba?" Dedi doktor.

"Evet evet biziz. Nolur iyi bir haber ver doktor. " Dedi Saliha Hanım.

"Merak etmeyin. Ortada kötü bir durum yok. Bıçaklanma sonucu derin kesikler oluşmuş." Dedi doktor.

Ne? Bir dakika bir dakika Yağmur bir kere bıçak yarası almamış mıydı?

"Nasıl yani?" Dedi Sibel oda bu duruma şaşırmıştı.

"Bıçaklayan kişi her kimse sadece bir kere değil beş kere bıçaklamış. Ameliyat bu yüzden gerektiğinden uzun sürdü" Dedi doktor.

"Allah belasını versin pislik herif! Gencecik kızdan ne istemiş!?" Diye sızlanan Melek teyze resmen hepimizin iç sesi olmuştu.

"Sakin olun Hanımefendi. Şimdi hastayı normal odaya alacağız." Diyen doktorun ardından Sibel

"Onu görebilecek miyiz peki?" Diye sordu. Bunu bende çok istiyordum.

"Tabikii görebileceksiniz. Önce bir normal odaya alalım." Dedi doktor.

"Çok saolun Doktor Bey." Dedi Saliha Hanım. 

"Ne demek görevim. Geçmiş olsun." Diyerek uzaklaştı.

                                  💚

Yağmuru çoktan odaya almışlardı ve bizde onun uyanmasını bekliyorduk.

"Ah benim güzel kızım. Kim niye yaptı sana bunu." Dedi Melek Hanım.

"Hele bir bulayım ben onu etlerini nime nime etmezsem banada Saliha Başkan demesinler!!" Dedi Saliha Hanım. Ama sonra ardından bir ses duyduk.

"Ya ne desinler?" Diyen Yağmurun sesiydi bu.

"Aman tanrım!!" Diyen Sibel hemen yatak başlığına gitmişti.

"Sibel kaç kere diyeceğim tanrım denmez. Allah denir diye!!!" Dedi Yağmur. Sibele kızdığına göre Yağmur aramıza geri dönmüştü.

"Aman bizde bir şey oldu diye endişeleniyoruz. Şuna baksana eskisinden daha çirkef olmuş." Dedi Sibel .

"Sibel başlama yine kızım!" Dedi Saliha Hanım.

"Aman iyi be!" Dedi Sibel.

"Yağmur. İyi misin?" Dedim. Onuda kaybedeceğim diye çok korkmuştum ama bu korkumu herkesten gizlemiştim.

"İyiyim canım. Bağa bir şey olmaz yaww." Dedi. Yine şivesi kaymıştı.  Tabikii buna hepimiz kahkaha attık ama Saliha Hanım hemen ciddiye binip hepimizin merak ettiği soruları sormuştu.

"Kızım neler oldu? Kim yaptı sana bunu?"

Yağmur yutkunmuştu. Ardından "bilmiyorum Saliha teyze. Odada tek başıma oturuyordum. Sonra tuvaletten ses geldi bakmaya gittim ama kimseyi göremedim. Yanlış duyduğumu sanıp odaya tekrar geri döndüm ama sonra.." dedi. Anlatmakta zorlanıyordu.

"Tamam. Anlatmak zorunda değilsin." Dedim çünkü gözlerinden her şey okunuyordu.

"Hayır. Anlatacağım. Sonrasında Biri ağzımı kapattı elini ısırıp onu ittim. Kapıya koşarken beni yakaladı ve yere düşürdü. Yüzünde maske olduğu için sadece gözlerini gördüm. Ardından da olan oldu işte.." açık açık söylememişti. Çünkü anlatırken bile çok korkuyordu.

"Gözlerini gördüm dedin, hangi renkti?" Dedim.

"Yeşildi. Koyu yeşil." Yağmurun dediklerinden sonra Melek abla korku dolu gözleriyle Saliha hanıma bakıyordu.

"Saliha Hanım ne yapacağız?" Dedi

"Bu konu güvenlikle çözülmeyecek gibi duruyor. Yurda 3 tane Polis tutacağım."

Bölüm sonu...

Eeveeetttt bölüm sonu nasıldı??

Her şey bu bölümde başladı...

Yağmuru sevdiniz mii??

Sizce yurda gelecek olan polisler nasıl olacakk??

Sonunda baş karakterlerimiz geliyorr ben bile çok heyecanlıyımmm

Bir daha ki bölümde görüşmek üzere hoşçakalınnn....









ZAMANSIZ ZAMANWhere stories live. Discover now