21.bölüm

1.4K 33 21
                                    

"Seç bakalım hangisi yaşasın?"
Gözleri korkuyla açıldı Ateşin. Hayatının hiç bir anında bu kadar korktuğunu hatırlamıyordu. Elini ekrana uzatıp
"Yekta yalvarırım yapma bırak onları bak ne istersen yapalım" dedi çaresiz sesiyle
"Aslında biliyor musun? Seni böyle çaresiz görmek bile yeter. Hani yalvarıyorsun ya bana o bile bütün bu planı kurmama bedel ama hayır. Senin daha fazla acı çekmen lazım. Kardeşim ölürken çekmediğin o vicdan azabını şimdi yine senin yüzünden bir kadın ölünce çekeceksin" dedi acımasızca
"Senin derdin benimle Allah'ın cezası bırak onları beni öldür!" Diye bağırdı
"Hayır Ateş benim derdim hiç bir zaman seni öldürmek olmadı. Aksine sen her vurulduğunda başına bir şey geldiğinde İnşallah bir şey olmaz dedim çünkü seni yaşarken bir ölüye çevirmek istedim tıpkı senin beni yaşayan ölüye çevirdiğin gibi" dedi kararlılıkla. Bu adamı kararından döndüremezdi. Yıllardır bu anı bekleyen Yekta her şeyi göze almıştı Ateş burdan çıktıktan sonra büyük ihtimalle onu öldürecekti ama umrunda değildi. O ölse bile Ateşe hayatı boyunca çekeceği bir vicdan azabı bırakacaktı. Buna değerdi.
"Onların bir suçu yok. Benin hatalarımın bedelini onlara ödetme. Bırak onları. Ben buraya gelirken ölümü göze aldım ama bunu yapamam"
"Ölümü göze almak ne kadar kolay değil mi Ateş? Her insan ölür sonuçta. Kimisi trafik kazasında, kimisi kor bir kurşunla, kimiside hastalıktan. Ama onu göze almak daha değerli yapıyor ölümü sanki. Bir şey uğruna ölmek.Bende ölümü göze aldım. Oyada almıştı. Şimdide sen aldın ölümü göze. Ama senin ölümü göze alman cesaret değil, korkaklıktan. Vicdan azabıyla yaşamaktansa ölürüm daha iyi diyorsun. O yüzden istiyorum ya ölmemeni"
İkisinede bakıyordu Ateş. Nasıl bir seçim yapardıki ? Hayatı ona bağlı olan iki kadın vardı karşısında. Birden yukarıda bir zaman dilimi belirdi. 2 dakikadan aşağı giden saniyeler
"2 dakikan var Ateş eğer 2 dakikaya seçim yapmazsan ikisinide öldüreceğim ve sen evine tek döneceksin" Arzuya baktı önce aşık olduğu kadına ağlıyordu. Onun gözyaşları için dünyayı yakardı. Onsuz nefes alamazdı biliyordu. Onun ölümünü düşündükçe aklını yitiriyordu. Daha sonra Meleğe çevirdi gözlerini. Melek ağlamıyordu sakindi, sanki bir şeyleri kabullenmişti. Dikkatle baktığında yüzünde morluklar gördü. Şiddet uygulamıştılar. Daha çocuk sayılırdı yaşadıklarının hiç birisini haketmiyordu. Ne ikinci kadın olmayı, ne sevilmeden sevmeyi, nedeki ölümü. Son 10 saniyesi kalmıştı.
"00:00 olduğunda hala bir karar vermemiş olursan ikiside ölecek Arslanlı. Çabuk ol" dedi Yekta son 2 saniyede gözlerini kapattı adam
"Arzu!" Dedi  zaman durdu. Yekta ayağa kalkıp alkışlamaya başladı.
"Veeee Arzu 2:0 önde. Tebrikler Arzu" dedi alay ederek. Meleğin olduğu ekran kapandı ama Ateşin gözü siyah olan ekrandaydı. Arzununsa ellerini açıyordular.
"Arslanlı seçimini yine Arzudan yana kullandı ve büyük aşk yüzünden yine bir kadın öldü" dedi sakince. Ateşin gözleriyse hala Meleğin olduğun ekrandaydı.
"Seni öldüreceğim! Seni elime geçireceğim ve her gün öldüreceğim. Seni tam 100 parçaya ayılacağım. Tıpkı kardeşin gibi" dedi acımasızca. Hissizleşmişti sanki. Sesi çok sakindi ama korkunçtu gözleriyse Meleğin olduğu ekrandan ayrılmıyordu. Onun dediklerine kafa salladı Yekta
"Bekliyorum. Ha bu arada Arzu, kurtuldum diye sevinme. Senin ölümünde eninde sonunda bu adam yüzünden olacak" dedi ve onun olduğu ekran kapandı. Yaklaşık yarım saattir olduğu yerden kıpırdamıyordu Ateş. Gözlerinden alev çıkıyordu. Yekta doğru söylüyordu o buraya gelince ölümü göze alarak gelmişti. Ama şimdi ölümü göze almak kolay yolmuş. Bir araba geldi deponun önüne Arzu arabadan çıkıp koşarak Ateşin yanına geldi ve sarıldı ona kendisine sarılan kadına karşılık versede hissizleşmiş gibiydi. Ağlayan kadının gözyaşlarını silip
"Ağlama. Geçti" deyip tekrar sarıldı. Gözlerini ekrandan ayılmıyordu.
"Ateş Meleğe nolacak?" Dedi Arzu ağlayarak. Cevap vermedi Ateş elini tutup depodan çıkardı Arzuyu. Depodan çıktıklarında Ateşin arabası deponun karşısındaydı. Arabayı buraya getirtmiştiler etrafta kimse yoktu tenha bir yerdi zaten depodan başkada bir şey yoktu. Arabaya binip uzaklaştılar ordan. Arzu yol boyunca ağlarken Ateş gözlerinden alev çıkarak yola bakıyordu. Buz gibiydi içindeki öfke partlamasını hiss ediyordu. Konuşmuyordu diz yola bakıyordu sadece.
"Ateş, lütfen bir şey söyle, korkuyorum" dedi Arzu hala ağlaması durmamıştı. Ona taraf dönen adam
"Bende korkuyorum Arzu, bende korkuyorum" dedi Ateş aklı sürekli Melekteydi. Şu an başına ne geldiğini bilmiyordu ve aklını yitirecekti az kalsın. Direksiyonu tutan ellerini o kadar sıkmıştı ki parmakları bembeyaz olmuştu. Doğru eve sürdü arabayı. O evin büyük demir kapısına vardığında korumalar
"Ateş bey geldi!" Diye haber salmıştılar bile. Kimse onun döneceğine ihtimal vermiyordu. Babası, dedesi ve annesi hemen evden dışarı çıktılar. Ateşin arabası durunca içindeki sağ olan oğlunu gördüklerinde hepsi şükür edip yanlarına gitti. Ateş arabadan indiğinde annesi ağlayarak kendisine sarıldı.
"Çocuklar iyi misiniz?" Dedi Cihan bey telaşla. Cevap vermediler. Arzu ağlıyordu Ateşse tepkisizdi. Onların bu hali endişelendirmişti onları. Aslan ağa torununa yaklaşıp
"Ateş, Melek nerde?" Dedi. Onun sorusuyla hepsi Ateşe baktı. Dedesine bakan adam
"Meleği alamadım" dedi zorlukla. Düşecek gibi olan Ateş kendisini arabaya dayayarak destek verdi. Hepsi şok içinde ona bakıyordu.
"Ne demek Meleği alamadım oğlum? Nerde kız" dedi bu sefer Cihan bey. Ayakta duracak hali yoktu Ateşin Meleğin ölmüş olma ihtimalı kalbini sıkıştırıyordu. Yekta dediğini yapmıştı ona ölmektende beter bir ceza vermişti.
"Cihan içeri geçerim görmüyor musun ayakta duracak halleri yok" dedi Aslan ağa yavaşça içeri girdiler. Salona varınca bütün güçü tükenmiş gibi koltuğa oturdu.
"Oğlum anlat artık noldu?" Dedi Cihan bey Ateşse konuşmuyordu inadınaymış gibi
"Arzu kızım sen anlat bari ne bu haliniz? Melek nerde?" Oğlundan ses çıkmayacağını anlayan Cihan bey bu sefer Arzudan sordu. Ateşin anlatacak hali yoktu o yüzden Arzu anlattı her şeyi en baştan ona attıkları fotoğrafları ve annesiyle babasıyla tehdit edildiğinide  anlattı. 
"Nasıl yani Melek öldü mü?" Diye sordu Defne hanım. Hepsi suspus olmuştu kimseden çıt çıkmıyordu. Ateşinse aklında tek bir şey vardı. Yektayı öldürmek artık onunla ilgili bir şeyler biliyordu. Şimdi onu bulmak daha kolaydı biran önce bulup öldürecekti onu. Ateş ani bir hareketle ayağa kalktı dışarı çıkıp arabasına doğru giderken Hayri yanına geldi
"Arabaların plakalarını aldınız mı?" Diye sordu
"Aldık abi araştırıyoruz"
"Depoya geri dönüyoruz" deyip arabaya bindi. Onu izleyen ev ahalisiyse karışmadılar gitmelerine. Kanepede ağlama krizine giren Arzu kendisini suçluyordu.
"Benim yüzümden oldu"
"Senin bir suçun yok Arzu bu senin yapabileceğin bir şey değildi tek suçlu size bunu yapan o köpek" dedi Cihan bey onu yatıştırarak
"Melek ölmüş müdür?" Kısa bir sessizlik oldu yine
"Bilmiyorum" dedi.

Gözümden Düşdüğün An Where stories live. Discover now