20.bölüm

1.6K 33 20
                                    

Sabahtan beri mekanında adamlarıyla birlikte biz iz arıyordu Ateş. En sonunda bulmuştu onu yıllar sonra izini bula bilmişti. Aklına başkası gelmiyordu. Çok fazla düşmanı vardı ama çok azı ona bulaşmaya cesaret ederdi hatta sadece bir tanesi yapabilirdi bunu oda Yekta Demirdi. Ateşten korkmayan tek düşmanı oydu her şeyi yapabilirdi. Yıllardır ortalıkta yoktu ama ortadan kaybolurken bir yemin etmişti Ateşe, hala kulaklarındaydı o ses  "bana yaşattığını yaşamasan ölmeyeceksin Arslanlı". Bugün aldığı haberle artık emin olmuştu. Yıllardır Amerika'da olan adam yıllar sonra 2 hafta önce Türkiye'ye gelmiş. Farklı pasaport ve kimlik kullandığı için kayıtlardan bir şey bulamadılar ama adamlarının titizlikle yaptığı araştırmada bazı fotoğraflar eline geçti her ne kadar kendisini kamufle etmeye çalışsada tanımıştı Ateş onu. Bu kadar gizli bir şekilde Türkiye'ye geldiğine göre kesin bir planı vardı. Bunlar tesadüf olamazdı. Fazla akıllı ve korkusuz bir düşman vardı karşısında o yüzden her ne kadar uğraşsada havaalanından sonra nereye gittiğini ne yaptığını bulamamıştı.İçeri giren Hayri Ateşe yaklaşıp
"Abi dediğin her yere baktık ama hiç bir iz yok. Türkiye'ye gelirken kullandığı kimliği bulduk ama kayıtlarda hiç bir şey yok" koltuğun etrafında dönen adam en sonunda oturup adamına baktı
"Çıkmaz ordan bir şey şimdiye çoktan yok etmiştir o kimliği. Bu adam fazla akıllı Hayri 10 adım sonrasını planlamadan hakaret etmez"dedi
"Ne yapalım peki abi?"
"Buraya boşuna gelmedi. İlla bana uğraşacaktır o zamana kadarda elimizden geleni yapacağız. Biz onu bulamasakta o zaman, o bizi bulacaktır"
"Abi bu adamın derdi ne?" Dedi Hayri
"Benim hayatıma devam etmem" dedi geçmişe giderek. Kendisine anlamazca bakan adamına
"Hadi git sen işinin başına yeni bir şey olursa haber verirsin" dedi "tamam abi" deyip giden adamın ardından gözleri tekrar uzaklara daldı
"Umarım sevdiklerimin değilde benim karşıma çıkarsın Yekta" dedi kendi kendine.

Nazlı delirmek üzereydi nerdeydi bu kız bütün okulu aramıştı ama yoktu kaç defa telefonunu aramıştı uğraşıramayordu. En son abisini aramaya karar verdi korkarak kesin öldürecekti onu. Telefonu kulağına koyup açmasını bekledi.
"Efendim Nazlı" derin bir nefes alan kız
"Abi" dedi korkuyla, oturduğu koltuktan kalkan adam kaşlarını çattı
"Bu ses ne böyle? Noluyor?" Dedi endişeyle
"Abi, Melek yok" dedi telaşla.
"Nasıl yok?" Dedi sakin ama sinirden partlamak üzere olan sesiyle
"Biz okula gelmiştik lavaboya gitti ama dönmedi ve her yeri aradım ama yok hiç biryerde" eliyle alnını ovan adam sakinleşmeye çalışıyordu.
"Bekle geliyorum" deyip kapattı telefonu.
Mekandan çıktığında Hayri yanına gelip
"Abi bir şey mi oldu?" Diye sordu
"Nazlının okuduğu üniversiteye gidiyoruz" dedi. Kafasını sallayan adam korumalara haber vermeye gitti. Arabasına binip doğru okula sürdü. Düşündüğüm şey olmasın diye dua ediyordu içinden. Okula vardığında bahçedeki karmaşanın yanına gitti. Nazlı gelen abisini görünce yanına gelip
"Abi yok hiç bir yerde" deyip ağlamaya başladı.
"Müdür nerde?" Dedi sinirle. O sırada okulun müdürü yanlarına gelip
"Ateş bey hoşgeldiniz efendim"dedi
"Hiç hoş bulmadım müdür bey" dedi sert sesiyle
"Efendim isterseniz odamda konuşalım"
"Benim senin saçma açıklamalarını dinleyecek vaktim yok hemen okulun güvenlik kayıtlarını istiyorum" dedi
"T-tamam" arkasındaki yardımcısına işaret verip adamlarla birlikte kayıtlara bakmaya gittiler. Kalan adamlarda Ateş okulu taramalarını söyledi.
"Siz polise haber vermeyin deyince bizde aramadık" adama sert bir bakış atan Ateş cevap vermedi. Onların hafif uzağında genç bir kız tedirginlikle olayları izliyordu doğru Ateşe bakan kız tırnaklarını kemiriyordu söyleyip söylememek arasındaydı en sonunda cesaretini toplayıp yaklaştı Ateşe korkudan kimse yaklaşamıyordu ona. Kendisine doğru gelen kızı farkeden Ateş elleri belinde kızı bekledi. Tam karşısında dursada korkudan konuşamayan kız Ateşin sesiyle kendine geldi
"Bir şey mi oldu küçük hanım?" Dedi
"Şey.. ben gördüm onu" dedi. Kaşları havalanan adam kıza bir adım daha yakınlaşıp
"Kimi gördün?" Dedi
"O adamı gördüm. Temizlikçi kılığındaydı ama temizlikçi değildi çünkü o katın temizlikçisi benim annemdi ve o sırada biz annemle temizlik odasında oturuyorduk onun yanından çıkıp bahçeye çıkacakken gördüm onu güya etrafı temizliyordu ama bir şey vardı onda. Ben bahçeye çıkacakken sizin aradığınız kız koşarak lavaboya gidiyordu. Bir süre sonra bahçeden yola baktığımda bir araba gördüm aynı adam o arabaya binip uzaklaştı. Temizlikçi bir adamın öyle bir arabaya aceleyle binmesi garipti zaten 10 dakika geçmeden kızın ortadan kaybolduğunu duydum" dedi gördüğü her ayrıntıyı söyleyerek. Ateşse gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalıştı. Artık emindi Melek kaçırılmıştı ve 90% kim tarafından olduğunuzda biliyordu. Korktuğu başına geliyordu.
"Arabanın plakasını gördün mü?"
"Hayır sadece siyah bir arabaydı" adamları yanına geldi
"Abi bütün güvenlik kayıtları silinmiş okuluda aradık ama bir şey bulamadık" kafasını sallayan adamın sakinliği korkunçtu. Müdüre yaklaşan Ateş ölümcül bakışlar atıp yanına yaklaştı
"Gündüz vakti okulunun içinde bir kız kaçırılıyor güvenlik kayıtların siliniyor ve senin salak gibi hiç bir şeyden haberin olmuyor. Bu nasıl bir okul lan!" Onun bağırmasıyla koca kalabalık sessizleşmişti. Müdürse korkudan kıpırdayamıyordu
"Şimdilik sadece kariyerini bitiriyorum ama o kıza bir şey olursa hayatını bitiririm" deyip. Az önceki kıza döndü tekrar cebinden kartını çıkarıp ona uzattı
"En ufak bir detay bile hatırlarsan beni ara lütfen" deyip adamlarına gitmelerini işaret edip Nazlıyıda alıp çıktı okuldan.
Kardeşiyle arabada oturan adamın sinirden başına ağrılar giriyordu
"Ben size adam gibi evden çıkmayacaksınız diyorum. Keyfimden mi diyorum lan ben bunu. Ne diye çıkıyorsunuz lan dışarı?!" Diye bağırmasıyla korkudan yerine sinen kız
"Canı sıkılmıştı kaç gündür evden çıkmıyordu değişiklik olur diye" dedi korkuyla
"Hıhı oldu değişiklik artık sıkılmaz canı koca bir adrenalinin içine girdi çünkü" dedi burnundan soluyarak. Telefonunu eline alıp Hayri'yi aradı
"Alo Hayri kızlarla birlikte okula giden korumaları mekana al sorgula Melek kaçırılırken ne b*k yiyormuşlar öğren. Şimdi onlarla uğraşacak vaktim yok sonra vereceğim cezalarını" deyip kapattı telefonu. Aklı sürekli Melekteydi delirecek gibi oluyordu kim bilir şu an ne haldeydi?

Gözümden Düşdüğün An Où les histoires vivent. Découvrez maintenant