4.1

6K 304 35
                                    

(düzenlendi)

100 bin olduk şimdi mutluluktan bayılcam 🎉🥳🥳

İyi okumalar

Oy ve yorum yapmayı unutmayın askolar muck

Uyandığım da beni eve götürmek için bekleyen adamlar ile şokum şaştı. Host be adam. Tabi bunun eve geldikten sonrası da vardı doktor ve polislerde ifade mi almaya gelmişti. Alooo burası benim evim. Saatlerce polislerle uğraşmış ve sürekli olarak bana anlatmam için diretmişlerdi. Yani şu emmi anlamıyor gibi baktığı sürecede böyle devam edecek gibi.

"Bak polis bey amca yüz defa oldu anlattım. Daha fazla ne bilebilirim." Yalvarırım sal beee.

"Bak güzel kızım ayrıntılar var ve sen onları anlatmıyorsun." Gözlerimi devirdim.

"Lannnnn yeter. Hatırlamıyorum, ölümle burun buruna gelmişim sen diyorsun ayrıntı. Şapalağı bi koycam görecen ayrıntıları." İfadesi hiç değişmezken yanında bulunan polislerin gülüşleri doldu odaya.

"Komiserim fazla yormayalım küçük hanımı." Dedi doktor. Bak bunada ayarım zaten dalıcam şimdi.

"Peki, Tuna Amirin onayından sonra tamamlarız. Lütfen şuraya bi imza atın." Dedi karşımda duran adam.

Memnuniyet ile kalemi alıp kısa bir bakış attıktan sonra imza attım.

Ağır ağır hareketler ile ayağa kalktılar. Doktorda onlarla beraber çıkmış ve beni yalnız bırakmışlardı.

Saate baktım. 19:37

Yani oh be abicim.

Dört saat ebemin düğünü bile sürmezdi.

Derin bir of çekip arkama yaslandım. Kafa dağıtmam lazımdı artık her şey üst üste gelmişti.

Ölüyordun.

Üzülür müsün?

Embesil mal komik mi?

Yooo ciddiyim.

Vah canım bu yedi kafayı.

İçimde ki ses artık imparatorluk kurmuş ve kendi hükmünü vermeye başladığı için umursamadan telefonu alıp müzik açtım.

~Kutsi Sanane~

Başlayan şarkı ile gülümsedim. İçim kıpır kıpır oldu anında. Eşlik ederek bir oyana bir buyana salındım

"Sana ne benim çektiğim acılardan
Daha ne alabilirsin ki bu canımdan
Sana ne benim çektiğim acılardan
Daha ne alabilirsin ki bu canımdan
Açtığın yaraları saramadım
Saracak birini henüz bulamadım
Ayrılık zor değil üç gün ağlarsın
Sonra vur patlasın çal oynasın yar
Hasret kervanına kapılmışım ön sıradayım
Senin umurunda değil bu dünya." Daha fazla dayanamadan ayağa kalktım.

"Yeni yeni sevdaların çiçeğimişsin
Bana ne bana ne bana ne bana ne bee
Şartlar bunu gerektirdi ayrıldık işte
Bahane bahane bahane
Allahın sopası yok ki gökten indirsin
Geldin mi sözüme sürüne sürüne
Hayatımda biri var mı merak etmişsin
Sana ne sana ne sana ne" dans etmeye devam ederken giren sancı ile yere doğru eğildim.

Çok acıyor lan.

Telefonu alıp babamı aradım. Nolur aç.

Çalıyor....

Hat meşgul.

Baba yapma lütfen.

Tekrar aradım.

Çalıyor..

Ulaşılamıyor.

Ahhhh canım çok acıyor.

Abimi aradım ardından.

Çalıyor...

"Alo." Sonunda.

"Abi.. abi yardım et."

"Kapat hemen o telefonu konuşmam bitmedi sizinle." Babamın sesinden sonra bir kaç konuşma duyduktan sonra abim tekrar döndü.

"Sera ne oldu önemli değilse."

"Be.."

"Hoparlöre al!"

"Ne olur yardım edin." Sesim o kadar cılız çıktı ki ben bile zor duymuştum.

Elimi bastırdığım yerden çektiğimde kanadığını fark ettim. Nah siktir ben kana bakamam ki.

"Abi kan... kanlar. Her yerde." Bilinçim artık sabit durmuyordu. Bir dakika Allah'ım valla bayılcam.

"Yardım edin!"

~

Poyrazın anlatımı.

Samet amcanın sabahtan beri bininci azarından sonra artık darlanmıştım.

"Ses provası var çıkmam gerek kusura bakmayın." Dedim ve ayağa kalktım.

"Poyraz beni sakın yanlış anlama. Senin annen benim ailemden sonra ilk aklıma gelen kişi. Çocukluğumun en iyi hatırası bana. Lakin hatırdan dolayı her şeye eyvallah diyecek değilim. Tamam Sera kabul ederse iş yaparsınız beraber ama sadece iş." Derin bir soluk çektim.

"Neden Samet amca neden istemiyorsun." Yalvarırım söyle artık.

"Annen zamanında aynı Sera kadarken çok yanlış bir aşk yaşadı ve bunun yüzünden şimdi bir araya bile gelemiyoruz. O adam benim karımın ailesi ama yüzüne bile bakmak istemiyorum. Seninde günün birinde Sera'yı acaba bırakıp gidicek mi diye soru işareti kalacak aklımda. Ben kızımın her kararına saygı duyarım ama bu olmaz Poyraz. Sende beni amcan veya dayın olarak say onayım yok." Sabırla dinlediğim şeylerden sonra yutkundum. Aybarsı bende biliyordum ama o zamanı yaşayan birinden duymak adını dahi ağzına almamasından belliydi.

"Samet amca herkes bir değil ki. Ne olur yapma bir defa şirket yüzünden yarım bıraktım tekrar yapamam. Serasız yapamam." Başını iki yana salladı.

"Yaptın ve tercihin işin oldu ve bu tercih yüzünden benim kızımın evine sahte sevgilini getirdin. Yine olan kime oldu. Benim el üstünde büyüttüğüm eline diken batsa dünyaları yakacağım kızım senin dertlerin ile uğraşacak kadar değersiz değil."
Değersiz olan ben oluyordum galiba.

Tamam haklı bok gibi davrandım bir açıklama bile yapamadım ama ne yapabilirim zaman geriye akmaz ki.

Samet amcanın çalan telefonu ile ona baktım reddetti. Telefonu tamamen kapattı ve masaya bıraktı.

Ardından Sinan'ın telefonu çaldı. Anında açtı.

"Alo," karşısında ki her ne diyorsa yüzü değişti.

"Kapat hemen o telefonu konuşmam bitmedi sizinle." Samet amcanın gür sesi ile telefonu indirip mikrofon kısmına elini bastırdı.

"Sera baba bir şey istiyor galiba bi dakika."

"Hızlı ol!"

"Sera ne oldu önemli değilse..." Sinan'ın sözü yarım kalmıştı ve aynı aralıkta tekrar o gür sesi işittim.

"Hoparlöre al!"

"Ne olur yardım edin." Gelen ses ile ayağa kalktım. Varla yok arası gelen sesi ile tekrar konuştu.

"Abi kan.. kanlar. Her yerde." Duyduğum şey ile kapıya ilerlerken son duyduğum ise Sera'nın son nefesi ile "Yardım edin!" Demesi olmuştu.

******

Şimdiiiii

Bazıları Asaf olsun nolur gibi şeyler diyor.

Canlarım Asaf ile Sera olmaz çünküsü olmadan olmaz ama merak etmeyin Asaf bütün o asaleti ile kitabın sonuna kadar var olacak.

Ve yine merak etmeyin çok mutlu olacak başka biri ile daha mutlu olacak.

Sizi seviyorum immah.


Senden çok var ( Bitti)Where stories live. Discover now