Lee Minho

7.1K 989 862
                                    

Jisung'dan

Çadıra geçmiş ve yerde gözleri kapalı uzanan Minhoya şöyle bir göz atmıştım. "Ne var açıkta bir yerimi mi gördün?" Beklemediğim anda duyduğum sesi irkilmeme sebep olmuştu. "Lan it öyle aniden seslenilir mi uyuyorsun sandım?"

Minho gözlerini kısarak bana bakmış ve komik bir şey var gibi sırıtmıştı. Bu çocuğun zekasında ciddi anlamda problem görüyorum ben... "Ha şey dedin yani nasılsa uyuyor süzeyim hazır fırsat varken." Söylediği şey üzere göz devirerek kusar gibi yapmıştım.

"Ulan sende bi... Bana bak seni süzeceğime şeyi süzerim," düşünmek için biraz durmuş sonra devam etmiştim. "Ağaçları falan ikinizde odunsunuz." Yine o alaylı sırıtışı yapmıştı. "Ha yani diyorsun ki seni süzerken utandığımdan ağaçları süzerim onlara bakınca da seni görüyorum nasılsa?"

Söylediği şeyle gözlerim kocaman açılmıştı. Hayırdır dayı oğlu sen bana mı yürüyorsun. "Hayırdır dayı oğlu sen bana mı yürüyorsun?" Bence ben konuşmamalıyım.

"Diyelim ki yürüyorum, sanki kaçabilecek yerin var yanaklarına bak kıpkırmızı oldular." Sırıtarak kafasıyla yanaklarımı işaret edince vücudumun yanmaya başladığını hissetmiştim. Çığlığı basacağım şimdi... "Off aman be sende hiç şakaya gelmiyorsun, yürüsem sana değil Soobin'e yürürdüm heralde onunla aynı çadırda kalıyorduk ve gayet iyi çocuk yani."

"Ben değil miyim? Ben iyi değil miyim?" Sorduğum soruyla gözlerime bakınca derin bir nefes almış sonra kendini geri atarak gözlerini kapatmıştı. "Cevap versene it!" Ayağımla karnını dürttüğüm zaman kıkırdamış ve gözlerini açmıştı. "Yani bilmem ki, bir kere sen bana kız demiştin?"

"Eski, eskide kaldı ayrıca nerden bilseydim erkek olduğunu?" Kaşlarımı çatarak sorduğum soru karşısında o da kaşlarını çatarak bana garip garip bakmıştı. "Lee Minho diye bir kız ismi olacağını sanmıyorum?"

Gayet gururlu bir şekilde omuzlarımı kabartarak konuşmaya başlamıştım. "Öhöğm, halamın kızının ismi Minho." Sanki benim ismim Minhoymuş gibi havalara girmiş ellerimle saçlarımı geriye doğru tarayarak arkama yaslanmıştım. Havalı anımı bozan şeyde buranın bir çadır olduğunu unutup çadırı az kalsın devirecek olmam olmuştu.

"Bak inan halanın kızının ismi umrumda değil ama halanın kızının şeyi olabilir sen çok şey etme." Şeyi derken neyi kastettiğini anlamadığım için suratına dik dik bakmıştım. "Neyi olabilir?"

"Ya oğlum illa söyletecek misin bana onu, ben çok edepli bir insanım yakıştıramam onu kendime." Ağzımı ayıplar gibi açarak elimi ağzıma götürmüştüm. "Ne kadar ayıp!" Söylediğim şaşkınlık nidasıyla bana bakmıs ve gözlerini kısarak konuşmuştu.

"Daha söylemedim bile?"

"Bende zaten ayıp olan şeyin kendini insandan sayman olduğundan bahsediyorum."

Sırıtarak suratına baktığım zaman aldığı yastığı suratıma sertçe geçirmişti. "Yaa! Ama ben yaralıyım..." Dudaklarımı büzünce yutkunduğunu görmüştüm. "Kafan acıdı mı o kadar sert vurmamıştım aslında." Endişeli gözlerini gördüğüm zaman anlam verememistim. Sanane oğlum, acısa kaç yazar...

"Konu değiştirmede söyle şu kelimeyi! Halamın kızının neyi olabilir." Minho tam yine söylememek için mızmızlanmaya başlayacakken Changbin çadırın fermuarını açmıştı. "Pipi diyor pipi! Yeter ulan on dakikadır kavganız bitsin diye bekliyorum kalkın ateş yakacağız sabrımımı sınıyorsunuz ulan siz benim?"

"Terbiyesiz herif!" Minho'nun omzuna attığım sert yumrukla beklemediği için geriye sendelemişti. Sırıtarak çadırdan çıkmış sonra Changbin'in peşinden ilerlemişti. "Ulan harbi Soobin benden iyi mi lan..." İçimde nedenini bilmediğim bir şekilde garip bir his olmuştu. "Öyle olsun Minho."

Peşlerinden ilerlediğim zaman bizimkilerin ateş etrafında oturduğunu diğerlerininde ateşi daha fazla harlamaya çalıştığını görmüştüm. "Kaydırın şu koca kıçlarınızı." Felix söylediğim şeyle diğerlerine bakmıştı. "Size diyor benim ki küçük." Seungmin ve Jeongin iki yana doğru açılarak bana da yer açınca Felix'in söylediği şeye gülmüştüm.

"Olsun sana takma popo alırız ne olacak."

Jeongin aklına gelen şeyle Felix'e omuz atmıştı. "Takma bu kadar bee!" Yaptığı iğrenç espri bize yaklaşık üç saniye sonra düşünce Jeongin sessizleşmiş ve ateşi izlemeye başlamıştı. Gerçi ateşi de izlemiyor gibiydi Hyunjin'e bakıyordu.

"Ulan sen elalemin adamını niye izliyorsun lan!" Ensesine vurduğum zaman afallamıştı. "Iyy şeytan görsün be onu ne izleyeceğim ben?"

Tiksinen bir surat ifadesi takındığı zaman gülmüş ve gelen Minhoya çevirmiştim bakışlarımı. Önüme gelmiş gıcık gıcık ateşin üstünde kızarttığı marshmallowu yiyordu.

"Bak onun çubuğu alır sana montelerim git be şurdan!" Ağzımın suyu resmen ona baktıkça akıyordu. Hayır yani marshmallowa baktıkça akıyordu demek istedim.

"İster misin?" Dedikten hemen sonra dediğinin tam tersini yaparak bütün marshmallow çubuğunu baştan sona yalamıştı. "Yersen vereyim bak paylaşmak güzeldir."

"Bak şimdi sevicem ananı!" Ayağa bir hışımla kalkmıştım. Minho sırıtarak bakınca yaptığım aptallık aklıma gelmişti. "Annem yok, babamı sevebilirsin çok istersen ama babamı seversen diğer babamda seni sever."

Ona göz devirmiş ve tekrar kıçımın üzerine oturmuştum.

"Çocuklar nasıl gidiyor bakalım eğleniyoruz değil mi!" Dans ederek gelen hocaya bakıp sabır çekmiştim Minho da benim gibi düşünüyordu sanırım ki o da derin bir iç çekmişti.

"Naber Minho?" Arkadan Minho'nun omzuna atılan elle birlikte kafamı biraz yukarı çıkarmıştım. "İyidir Soobin senden."

"Hah bak arkadaşında geldi git artık." Hem benden de daha iyi onunla daha çok eğlenirsin. "Haklısın hadi eyvallah." Minho elini göğsüne koyarak kolunu Soobin'in omzuna atmış ve öyle ilerlemeye başlamıştı.

"Ay çıldırıcam şimdi!" Ayağımı istemsizce yere vurarak çıkardığım ufak anime çığlığı bizimkilerin dikkatini çekmeme sebep olmuştu. "Yine ne var ulan, on saniye bırakmaya gelmiyor ilgi arsızı." Seungmin'in dalga geçerek söylediği şeyle yalan düşünmeye başlamıştım.

"Sinekler kanka sinekler..." Sinekler kanka sinekler inşallah gece uyurken Minho'nun kıçına girer o sinekler!




COK AYİP

umarım beğenmişsinizdir yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayıın 💗

Bir sonraki bölümde görüşelim 💘

Hiç Etik Değil / MinsungWhere stories live. Discover now