29 bölüm

168 11 4
                                    

Her birinize,salamlar!

Necesiniz??

Sessiz,get gede böyüyür!🥺

Oy ve yorum bırakmayı unutmayın,lütfen!🖤

Bölüm şarkısı;Kaya Giray-Yarınım yok;Mabel Matiz-Fan;Ayten Alpman-Söyle buldun mu?

Bölüm 29

Gözyaşları kadar derindir bazı iç çekişler.Gözyaşları kadar umursamaz,gözyaşları kadar güzel.Bir kelebek gibidir bazı insanlar..Şayet;onlar kendilerini hep sevdirir,fakat ömürleride çok azdır..Kelebek kadar acımasız bazı insanlar..

Kendini sevdirmek,belki de bu hayatta ki en gurursuz şeydir.Fakat sevgi,hayat,aşk her zaman zorluğu seçer.Bazen bizim dur noktamız,bir başkasının başlama noktası olabilir.Ve unutmayalım;her başlama noktası bir yenilik değildir.Bazen,kaldığın yerden doğarsın.Bazen,hiç değişmeden ölüp,farkedilmeden ayağa kalkarsın..

İşte bizim hayatımız,herkesin kendisini düşünüp bir yerde her şeyi bıraka bileceği insanlarla dolu.Her doğrunun,muhakkak bir yalnış'ı vardır.Öyle ki,bazı yalnışlar doğrusunu unuttuğu insanlar için var olmaya gelir..

Ve yine hep,buna hayat deriz.Bizi en olumsuz kollardan,en düşük niyetlere kadar düşüren bu yaşama,bizler hayat deriz..

&&&&&&&&&&&&&&&&&

Karan Sarıhan..

Günlerdir,haftalardır hatta aylardır beynimde dolanan tek isim'di.Üstelik sadece beynimde mi dolanıyordu,orasından emin değildim.Gözlerinde ki küçük çpcuk ne kadar da ağır darbeler almış.Kendisini acımasızlığa boğmak isterken,sahiden acımasız olmaktı onun hayatı.

Tam karşım da durmuş,elinde benim kahkaha attığım bir çocukluk fotoğrafım ile gözlerimin içine baktı.En derine,en saklı yerleri taradı gözleriyle.

"Bu ne?"Ağzından çıkan sadece iki kelime ölüm öncesi sessizlikti.Sol elini iki kere açıp kapattığında sıkılan gömleğinden,dövmesi firar etmişti yine.Kendisi uzun bir süre yüzüme bakıp,bir cevap alamamış olacak ki hızla fotoğrafları yere doğru atıp üzerime doğru yürümüştü,"Alaz?Soruma cevap ver,ne bu?!"Dedi,ellerini iki koluma koyup kendisine daha fazla çekerken.Bense o anın şokuyla hiç bir şekilde hareket edemiyordum.Elif hanım bana,o kutunun baş ucumda ki sol çekmecede olacağını söylemişti,iyi de kimdi onu dışarıya çıkaran?

"Bilmiyorum..İkimizin fotoğrafları ama,"

"Onu görebiliyorum,"Dedi sinirle bir nefes alıp,"Kim yolladı lan bunları?Kim yollaya bilir?"Elleri sinirle saçlarını çekiştirip;hemen önüne döndü.Gözleri yerde buruşmuş fotoğrafların üzerindeydi.En önmelisi;benim kahkahalarla güldüğüm ve varlığından henüz şimdi haberdar olduğum o resmin üzerinde.Karan hızlı bir biçimde eğilip o fotoğrafı aldı.

Kendisine biraz daha yaklaştığım zaman fotoğrafın arkasında yazan cümle ile koluna sıkı-sıkıya sarılmıştım.Bir delilik yapıpta gitmemesi için.

'Zaman değişir Akyüz..Değişmeyen tek şey,Patron'dur.'

Cümle çok güzel bir el yazısıyla yazılmıştı.Fakat şu an,ellerini ola bildiğince fazla sıkıp,kriz geçirdiğini düşündüğüm Karan daha önemliydi."Kim bu lan?!"

Beynim çok zorladı kendisini.Bu patron kelimesini nerede duymuştum ben?Çok derin,çok farklı bir geçmişi vardı beynimde.Gözlerimi hızla oda da gezdirdim;ta ki,bulunduğumuz oda da yerleşen siyah sandalyeyi görene kadar.Gözlerim şaşkınlıkla açıldığında hızla Karan'a doğru dönmüş,"Tanıyorum ben.."

SESSİZWhere stories live. Discover now