3. Ses çıkarma Prenses...

398 10 9
                                    

Neyse ki sonra gözlerini kapatıp avuçlarını göğsünde birleştirdi, her yemekten önce yaptığı gibi içinden dua etti.

Hepimiz onu bekledik. Genelde onu beklerken önümdeki kristal bardağa veya salonda gözlerimi gezdiriyordum.

Yemek salonu krem, gül pembe ve beyazın en açık tonlarındaydı. Kristal bir avize uzun ahşap masanın üzerine eğiliyor, duvarlardaki diğer manzara resimlerini gölgeliyordu. Masanın üstündeki beyaz, kenarlarında gül pembe işlemeler vardı. Masanın üstündeki antika takım ve sandalyelerin rengi birbirine uyuyordu.

Sergen, "Yemeye başlayabiliriz." dediği an Nihan Hanım kapakları açmaya başladı.

Kapaklar açıldığı zaman yayılan balık kokusuna midem hoplayarak cevap verdi.

"Bu akşamki menümüz nedir Nihan Hanım?" diye sordu kadına Sergen. Sesi neşeli ve meraklıydı.

Sergen yemek yemeye aşıktı. Hakiki bir gurme ve Şarap Üretim Teknolojisinden üstün başarı belgeli bir Degüstatör'dü.

Nihan, uzun çeneli ve sinsi bakışlı bir kadındı. Hareketleri akışkandı, eli tabağı altından nazikçe tutarken yemekleri koydu babama. Yani. Sergen'e.

Tabak boktan duruyordu.

"Başlangıçlarda kinoalı somon tartar, deniz börülcesi ve kaya koruğu var, efendim."

Sıra Yuşa'ya geldiğinde, Nihan'ın elleri profesyonel bir şekilde gezindi. Tabağını doldurdu.

"Ara sıcak olarak, kalamar ızgara ve isli tereyağlı ahtapot yapılmıştır."

İçimden, hayır diye bağırdım. Hayır! Balıktan nefret ediyordum. Ahtapottan ve kalamardan da nefret ediyordum. Sekiz yaşında yine bu masada, yine aynı sandalyede canlı istiridye yediğim için kusmuş ve o günden sonra bir tık deniz ürünleri nefret birimleri başkanlığına aday olmuştum.

"Ana yemek olarak hafif ateşte pişirilmiş levrek, tava barbun balığı, deniz mahsüllü makarna ve langustalı linguine bulunmakta."

Nihan devam ettikçe sinirlerim bozuldu ve dizimde duran ellerimi sıktım.

"Tatlı olarak ise elbette, fırında tahin helvası ve haşhaşlı şekerpare bulunmakta."
Neyse ki tatlı biraz mutluluk vericiydi.

"Şarap seçimi olarak, mahzenden 2014 Chamlija Thracian Chardonnay çıkarttık efendim. Dilerseniz, 2000 ve 2001 seçenekleri de var."

Sergen elini yeterli anlamında kaldırdı. Sonra yüzünde piçimtrik bir gülüş belirdi. Menüden, muhtemelen özellikle şaraptan bile zevk alarak ellerini çırptı. "Harika, harikasın Nihan." Nihan o sırada benim başımda, börülcelerimi koymakla meşgul olduğu için yüzünde nazik bir gülümseme vardı.

"Teveccühünüz." diyip başını eğdi.

Nihan, arabasıyla Sergen'in arkasındaki yerini aldı ve Sergen ellerini tek bir kez vurdu.

"Afiyet olsun."

Herkes çatal bıçağa sarıldı ve yavaşça yemeye başladık. Börülcenin tadının güzel olmasını ummuyordum ancak bu kadar boktan olması beni mahvetmişti.

Kaya tortuğu mudur nedir o salak ottan biraz ağzıma tıktığım sırada agresif hareketim fark edildi. Sergen tek kaşını kaldırınca gözlerim otomatikman çiçek desenli tabağıma kaydı.

"Yemeğin tadını çıkartmalısın Asya. Yavaş ve sakin."

Ne yersek yiyelim, üzerinde pembe güllerin olduğu antika ve kabartmalı yemek takımında yerdik. Takımdan bir parçanın kırılması kesinkes yasaktı. Daha önce Yuşa altın kaşığı yere düşürdüğü için yemekten sonra gözümüzün önünde öldürülesiye dövülmüş ve bir hizmetçi az kalsın çorba kasesini düşürüyor diye kovulmuştu.

wisteria [gxg]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin