A Cup Of Coffee

165 27 10
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

.
.
.

Wooyoung'un çıkmasına bir saat kalmıştı. Kafe normalin aksine, onun çıkış saatine doğru boşalmıştı. Az önce oturan tek müşteri de gitmişti, şimdi Wooyoung onun kalktığı masayı bezle siliyordu. San en son geleli iki hafta olmuştu. Wooyoung onun bir daha gelip gelmeyeceğini bilmiyordu. Çok düşünmemeye çalışıyordu. Karaktersiz birine âşık olmak cidden kötü bir fikirdi.

Harry doğrulup boştaki elini bugün salık bıraktığı, uzun bukleli saçlarının arasından geçirip derin bir nefes aldı. Normal birinden de hoşlanabilirdi. İyi de San'ı en başta normal sanıyordu, dünya çapında tanınan bir şarkıcı olduğunu sonra öğrenmişti, o ne yapabilirdi ki? Tek umduğu şey bir daha onun tarafından fena hâlde terslenmemekti. Çünkü ondan resmi olarak hoşlandığını kabullenmişti bile, önünde ağlamaya başlamak istemiyordu.

Sonra kafenin kapısının açıldığını belirten çan çalıverdi. Wooyoung ağır bir şekilde başını çevirip baktı. Tahmin ettiği gibi, bu San'dan başkası değildi. Wooyoung'un gözleri irileşirken ikisinin bakışları birbiriyle buluştu. Wooyoung anında bir adım gerilemişti, gerçekten beklemiyordu. İti an çomağı hazırla mı yoksa iyi insan lafının üstüne mi gelir? Tam da onun hakkında düşünürken gelivermişti. Ve... Ve şey görünüyordu... Yakışıklı. Yani... Bunu inkâr etmek zordu. Hatta imkânsız. Adam ateş ediyordu resmen!

Wooyoung hızlı ve tereddütlü adımlarla San'ın oturduğu masanın yanına gitti ve suratından uzak tutamadığı aptal bir gülümsemeyle ona baktı. San da gözlerini Wooyoung'a dikti ancak gülümsemesine karşılık vermeden "Bir fincan kahve," diye sipariş verdi, sesi ve bakışları biraz baygın gibiydi. "Sert olsun, şekersiz."

Wooyoung hızlıca başını salladı, çok enerjik hissediyordu. Gerçekten de bu adamdan hoşlanıyordu. Adını öğrendiğinden beri geleceği sonraki zamana dek saniyeleri bile sayabilecek gibi hissetmişti, o her ne kadar çok kaba olsa da. Kendini tutamıyordu.

"Şunu yapma," dedi San bakışlarını elindeki ekran kilidini açıyor olduğu telefonuna dikerken.

Wooyoung'un gülümsemesi hemen suratından silindi. "N- ne?"

"Şöyle gülümsemeyi kes, sinir bozucu oluyorsun."

Wooyoung'un sonra yaptığı tek şey San'a kahvesini verip ardından tezgâhın ardına saklanarak sessizce ağlamak oldu.

.
.
.
.
.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfennnn ❤️

ALL THE LOVE.

Customer || WoosanWhere stories live. Discover now