11.Bölüm

24 3 0
                                    

Kalbimin neden sıkıştığına anlam veremeyip hemen hastayı kendime çekerek  sedyeyi indirdim.
"Hocam 20li yaşlarda erkek vücudunda kırıklar var.İç kanaması olduğundan şüpheleniyoruz."
"Tamamdır hemen Fatih hocaya haber verin Serpil."
"Tamam hocam!"deyip hızla yanımızdan ayrıldı.Hemen sedyeyi acile götürüp muane etmeye başladım.Ben muaneye devam ederken Fatih hoca gelmişti.Durumuna bakıp hemen ameliyata almıştık.Ameliyat bittiğinde dışarda yakınına haber vermek için çıkmıştım.Fakat kimse yoktu.Acıyan kalbim daha çok acımaya başlamıştı.Anlam veremiyordum,tamam her hastaya üzülürdüm ve çok yakın davranırdım.Ama bu kalp acıması başka bir şeydi. Kafamdaki soru işaretleriyle birlikte hemen sekreterliğe uğrayıp sordum.
"Meryem şu ameliyata aldığımız hastanın yakını felan gelmedi mi?"
"Yok ya gelmedi.Telefonuna felan baktık ama hiç kimse yok rehberi bomboş."
"Nasıl ya?"
"Bilemiyorum bende çok şaşırdım."
"Ee o zaman kimsesi yoksa  nasıl tek başına yapacak?"
"Sen ne yapacaksın ki boşver elimizden bir şey gelmez."
"Ama.."
"Sen niye bu kadar taktın, Gaye ne yapabiliri?"
"Bilmiyorum."
"Neyse benim işe dönmem lazım sende fazla takma, bu yaşına kadar idare etmiş bundan sonrada idare edebilir Gaye."
"Belki.Neyse görüşürüz."
Sekreterlikten ayrılarak dalgın bir şekilde hastanenin çatısına çıktım.Nefes almaya ihtiyacım vardı yoksa bayılıp kala bilirdim. Canım çok kötü yanıyordu. Sanki nefes alamıyacağımı hissediyordum.
"Gaye..."diye ses duyduğumda hafif arkamı dönüp baktım.Alaz gelmişti ama onun burda ne işi vardı?
"Ala...z!"
"Güzelim!"deyip hemen yanıma gelerek beni tuttu.
"Güzelim noldu sana?"
"Alaz..."diyip ağlamaya başladım neden ağladığımı da bilmiyordum.O hastaya üzüldüğüm için miydi onu da bilmiyordum fakat, hastayı gördüğümde hissettiğim şeyin peşimi bırakmayacağını tahmin ediyordum.
"Güzelim benim ne oldu hadi söyle bana?"
"Canım acıyor..."
"Gayem benim, güzel sevgilim."deyip beni kendine çekerek sıkıca  sarıldı.Ağızımdan bir hıçkırık kaçtığında beni kendine daha da çekti.Ben ağladıkça, hıçkırdıkça daha çok sarıldı. daha çok başımı okşayarak geçecek dedi.Sebebi belli olmayan şey geçecek miydi gerçekten? Hıçkırıklarım yavaş yavaş dinmeye başlamıştı.
"Bana ne olduğunu anlatacak mısın?"
Burnumu çekip yavasça kızarmış gözlerimi ona yönelttim.
"Bende bilmiyorum?"dedim
O ise derin nefes alıp hiçbir şey demeden bana sarıldı yine.O bana sarıldıkça sanki şifa oluyordu kolları.İyi hissetmeye başlıyordum.
"Sümüklerini sweatime bulaştırdın bir sweat borcun var."dediğinde gülüp burnumu daha çok sweatine sürdüm.Omuz silkenip
"Ihıh istemiyorum."
"Sümüklü Gayem benim"deyip saçımdan öptü.
"Tamam anlatma güzelim o zaman şimdi seni bir yere götüreceğim."
Kafamı omzundan kaldırıp "Nereye?"dedim
"Gidince görürsün güzelim."
Elimden tutup beni kendisiyle beraber çekerken aklıma gelen şeyle elimle durdurdum.
"Alaz hastane.."
"Tamam ben hallederim."deyip cebinden telefonunu çıkardı.Birini arayıp kulağına telefonu götürdü.
"Mehmet senden bir şey isteyeceğim."
....
"Benim için ...Hastanesi'nden Derin Gaye Öztürk adlı bir stajyer var onun için izin aldırabilir misin?"
.....
"Tamam kardeşim çok sağol."
Telefonu kapattıktan sonra bana döndü.
"Bunu da hallettiğimize göre artık gidebiliriz."
Dedikten sonra elimden tutup beni peşinden sürükledi tekrar, ben ise şok olmuş bir şekilde ona ayak uyduruyordum.
Geldiğimiz yeri görünce ilk önce şaşırmıştım.Çünkü burası bir yetimhaneydi.
"Alaz.."dediğimde bir şey demeyip beni arabadan indirdi ve binaya doğru yürüdü.
"Sadece sus ve beni takip et!"
"Tamam"
Sanki bildiği bir yermiş gibi merdivenlere yöneldi ve bir odaya götürüyordu beni.İlk önce kapıyı vurup müsade istedi.İçeriden girin sesi gelince odaya girdik.Bir bayan vardı  hemen ayağa kalkıp
"Hoşgeldiniz Alaz bey buyrun şöyle, sizde hoşgeldiniz hanımefendi."
"Hoşbulduk müdüre hanım biz sadece çocuklarla vakit geçirebilir miyiz diye izin alacaktık o yüzden hiç oturmayalım."
"Tabii ki geçirebilirsiniz."
"O zaman biz çıkalım teşekkürler."
"Asıl biz teşekkür ederiz Alaz bey."dediğinde Alaz hafif tebessüm edip bana döndü.
"Hadi gidelim." Kafamı sallayıp onu onaylarak peşinden yürüdüm.Dışarı çıktığımızda oyun oynayan çocuklar vardı.Onların yanlarına doğru yöneldik direk.Onlar bu dünyaya göre çok masum bir varlıklardı, çok güzellerdi.Onların yüzlerinde ki ufak bir gülümseme bile beni çok mutlu ediyordu.
"Merhaba ufaklıklar"dediğimde hepsi bana dönmüş meraklı gözlerle bakıyorlardı.İçlerinden biri  yaklaşıp şöyle bir inceledi beni sonra ise "Sen kimsin?" Dedi
"Ben Gaye sizinle oynamak için geldim."
"Yalan söylüyorsun yine birimizden birini evlatlık almaya geldin değil mi istemiyoruz git buradan!"
diye bağırınca birden irkildim.Evlatlık kelimesi o kadar canımı yakmıştı ki onlara sorulmadan gelip  evlatlık ediniyorlardı. Onların fikri hiç sorulmuyordu.Zor bir durumdu.Onları anlayamazdım çünkü aynı durumda değildik.Ama onlara yardım edebilirdim belki.İrkildiğim için hemen yanıma gelen Alaz onlarla konuştu.
"Çocuklar yapmayın öyle o sizin yengeniz."deyince çocukların hepsi Alaz abi Alaz abi diye hemen onun yanına koştular.O zaman Alaz'ın buraya çok geldiğini anladım.
"Bize ne getirdin abi?"
"Bu seferlik bir şey getirmedim fakat bir dahaki sefere ne isterseniz getiririm."
"Oyuncak araba istiyoyum ben Alaz abi."
"Tamam ufaklık..."deyip başını okşadı.Onları izlerken aklıma bugün ki hasta geldi.O da mı yetim ve ya öksüzdü.Gerçekten kimsesi yok muydu acaba?Her o adamı düşündüğümde canım yanıyordu.Nefes alamadığımı hissettiğimde hemen ileride ki banka ilerledim.Alaz beni etrafında ki çocuklardan fark edememişti.Derin derin nefes almaya çalışırken bir küçük elin bana su uzattığını gördüm.Hemen alıp kana kana içtim biraz kendime geldiğimde yanıma oturan küçük kıza baktım.
"Teşekkür ederim."
"İyi misin?"
"İyiyim.."dediğimde bana hiç bakmamıştı.Gözleri sadece Alaz'ın etrafında doluşmuş çocuklara bakıyordu.
"Boşuna ümit veriyor onlara."dedi
"Niye ki?"
"Çünkü o gelip geçici bir insan bize acıyıp ilgileniyor sadece."dediğinde şaşırmıştım.
"Hayır ufaklık o sadece sizi sevdiği için sizinle ilgileniyor o size acımıyor."
"Bir ben, ufaklık değilim,iki acıyor."dediğinde diyecek bir şeyim kalmamış gibi ona bakıyordum.Sonra ayağa kalkıp önüme dikeldi.
"Bizi kendinize alıştırmayın çünkü alışırsak bir aile gelip bizi aldığında sizi arıyacağız ve siz orda olmayacaksınız."
Deyip gitti.O gittikten 2 dk sonra bir erkek çocuğu yaklaştı.
"O böyledir abla sen ona bakma."
"Niye öyle ki?"
"Yaşadıklarından dolayı.."
"Ne yaşadı?"
"Adı Eylem aslında o buraya sonradan geldi.Onu öz ailesinden  evlatlık almışlar.O da bunu öğrenmiş ve çok kötü bir duruma düşmüş.Ailesi bildiği kişilerinde bir ikizleri varmış onları kaybetmişler ve Eylem'i de onların yerine koymuşlar.Ondan dolayı psikolojisi çok kötü olmuş ve ailesi Eylem'i geri almak istemiş. Fakat Eylem onları istemeyerek,buraya gelmiş.Burda da aynı Alaz abi gibi bir kişi gelirdi bizimle ilgilenirdi Eylem de o abimize bağlanmıştı.Sonra ortadan kayboldu.Hiç haber alamadık gelmedi ve Eylem ondan sonra kimseye güvenmedi ve bize bile hep uzak kaldı.Anlayacağın abla o iyi değil."
O anlatırken gözyaşlarımın aktığının bile farkında değildim, çok kötü bir durumdu, Eylem o küçük bedeniyle bu kadar acıya nasıl dayanıyordu?
"Ağlama abla biz alışkınız üzülmüyoruz artık."
Dediğinde ona gülümseyip sarıldım.Oda minicik elleriyle belime sarıldı.
"Sizin yaşadığınızı anlayamam ama artık bende burdayım tamam mı her ağlamak istediğiniz de her sevgiye ihtiyaç duyduğunuz hep sizinleyim"
Minicik ellerini sıktı.Hafif saçını okşayıp öptüm.

Yetimhaneden ayrıldıktan sonra Alaz'a böyle bir şey yaptığı için çok teşekkür etmiştim.İyi gelmişti bana ve artık her hafta onları birlikte ziyaret etcektik.
Eve gelmiş kendimi direk banyoya atmıştım.Yorgundum ve çok  iyi gelmişti.Karnımın acıktığını hissettiğimde aşağı indim.Ama annemle babamın sessiz sessiz bir şey konuştuklarını duydum.Merakla onları dinlemeye çalışıyordum ki babamın
"Gaye'nin abisi dönmüş."  dediğinde ne demek istediğini anlamamıştım fakat annem "Onun abisi mi varmış bize evlatlık verdiklerinde neden demediler?" dediğinde kafamdan aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki...

Şakadan AşkWhere stories live. Discover now